Masum insanlara yapılan her türlü saldırıyı esefle kınıyorum. Türkiye'de kamu güvenliği terör örgütlerinin insafına bırakılmıştır. Yaşanan terör olayları; içinde çok daha büyük eylemleri barındıran yapay bir sükunettir. Asayiş güvenlik kuvvetleriyle değil de terör örgütlerinin saldırmazlık veya ateşkes kararıyla sağlanıyorsa, aynı kişilerin başka bir kararıyla bozulur. Terör örgütünün işi terör yapmaktır, örgüt barış için değil; daha büyük saldırılara hazırlanmak için ateşkes yapar. PKK/KCK kış koşullarının erken hissedilmesi ve Suriye'de gelişen ve değişen durum için, ateşkes ihtiyacı duymuştur. Kendi ihtiyacını durumun gereği gibi göstererek güvenlik kuvvetlerinin de silahı bırakmasını sağlayarak Suriye'de hava saldırıları sonucu boşalan alanlarda hakimiyet kuracak. Bugün PKK ile mücadele edilmez veya edilemezse yarın hiç edilemez. PKK/KCK/PYD ya Türkiye'yi ya Suriye'yi kaybedecektir. İki tavşanı kovalayan ikisini de kaçırır.
Hayatın sınavı
Amerika’da yaşayan bebek yüzlü, mavi gözlü çok yakışıklı genç bir adam dergi almak için gittiği mağazada ilgisini çeken bir kitap görmüş ve satın almış.
Kitabı okuyunca ne görsün? Ruh ikizi olsa bu kadar olmaz. Kitaptaki düşünceler resmen adamın düşünceleriyle aynıymış. Yazarın adı Amy’ymiş. Adam bu kitabı yazan kişinin adresini bulmuş ve ona mektup göndermiş. Kitabını çok beğendiğini ve her yönden aynı fikirde olduklarını söylemiş. Mektuplaşmaları aylar sürmüş.
Adam her geçen gün kadına daha fazla aşık oluyormuş, kadın da adama. Resmen RUH İKİZİ olduklarını düşünmeye başlamışlar...
Bir gün buluşmaya karar vermiş ve bir yer belirlemişler. Kadın yakasında kırmızı bir gül olacağını söylemiş. Adam kadına öyle aşıkmış ki gözü başka bir şey görmüyormuş. Buluşacakları gün eli ayağı titriyor, kalbi yerinden çıkacak gibi atıyormuş.
Zaman geldiğinde genç adam buluşacakları yere gitmiş. Aman Tanrım…!! Uzun boylu, beyaz tenli, mavi gözlü hayatında görmediği kadar güzel bir kız… Bu kızın gerçek olup olmadığına bile inanamıyormuş. Altın sarısı beline kadar uzayan saçları dalgalanıyor ve göz kamaştırıyormuş.
Adam “Ne olur sen o kız ol, Ne olur sen o kız ol” diye içinden haykırıyormuş.
Kız bankın üzerine oturmuş ve adama bakmaya başlamış. Ama adamın aradığı kırmızı gül yakasında yok. Adam arkasını döndüğünde bir de ne görsün kısa boylu yaşlı, çirkin ve şişman bir bayan yakasında da kırmızı bir gül var.
İki kadının arasında kalan genç, ya çirkin ama hayatında tanıdığı en mükemmel olan kadının yanına gidecekmiş ya da dünyalar güzeli bir kadının yanına. Çirkin olanı yani sevdiği kadınını seçmiş, yanına gitmiş ve
– Merhaba Amy…
Kadın yabancı gözlerle ona bakmış:
– Ben Amy değilim, şu karşı bankta oturan bayan bana bu gülü verdi ve bunun hayatının sınavı olduğunu söyledi. Şimdi seni orda bekliyor…