VAN'ın Çaldıran ve Ağrı'nın Doğubayazıt ilçeleri arasındaki karayolunda aralarında TIR'ların da bulunduğu 12 aracı ateşe veren PKK'lı teröristleri, yardıma gelen zırhlı askeri araca bomba ve roketatarlarla saldırdı, 1'i binbaşı 5 asker şehit oldu, 3 asker yaralandı. Aziz şehitlerimize Şanı Yüce Allah’tan rahmet, gazilere acil şifa, şehit ailelerine başsağlığı ve sabır diliyorum. Türkiye zor günler geçiriyor; her yönüyle sımsıcak bir gün.
MHP Gen Bşk Bahçeli tarafından toplanmayan Tüzük Kurultayı’nın Ankara 12. Sulh Hukuk Mahkemesince toplanması, Yargıtay 18. Hukuk Dairesince onandı. Yargıtay gerekçeli kararını açıklamadan, kararın genel başkanlık seçimini kapsayıp kapsamayacağı görülmediği halde ki büyük ihtimalle sadece tüzüğü kapsamasına rağmen, Bahçeli rest çekti ve partiyi seçimli olağanüstü kurultaya çağıracağını açıkladı.
Yargıtay kararının ardından MHP Gen Bşk Yrd Semih Yalçın “ Bu karar sonrasında tüzüğümüzün genel başkanımıza vermiş olduğu yetkiye dayanarak, Sayın Bahçeli, başkanlık divanı ve MYK’ya bilahare taşımak suretiyle 26 Haziran ya da 10 Temmuz tarihinde MHP'yi olağanüstü ama seçimli kurultaya götürme kararı almıştır. Ankara Arena’da kongre yapılması için salon kiralanmıştır. Tüzük kongresi değil; genel başkanlık seçimli kongre…" açıklaması yaptı.
Bahçeli grup konuşmasında hükümete desteklerinin terörle mücadeleyle sınırlı olduğunu, hiçbir suretle hiçbir çeşit başkanlığa müsaade etmeyeceğini söyleyerek, farklı bir yol çizeceğinin işaretini vermişti. Erdoğan’ın ‘çözüm sürecinde’ yanlışlarını kabul ederek ‘zarardan dönmek de bir erdemdir’ anlayışıyla oy kazanması üzerine Bahçeli, Arena’da Ülkücülere yanlışıyla doğrusuyla ‘Biz Ülkücüyüz’ şeklinde seslenecek, ‘hatamla sev beni’ diyerek damardan girecek. Ülkücülerin duygularına hitap edecek. Bahçeli imzalar geldiğinde böyle yapsaydı, ya kendisi ya da işaret etiği kişi kesin kazanırdı. Şimdi kongrenin havasını görmek gerekecek.
Ak Parti’de ‘fabrika ayarlarına’ dönüş
Binali Yıldırım’ın başbakanlığındaki kabineye ve MKYK’ya seçilenlere göre, Ak Parti Kasım seçimlerinde vaat ettiği ‘Fabrika Ayarları’na dönecek. Ara veya erken genel seçime dayanıklı bir kabine ve MKYK belirlendi.
Kabine ve MKYK’da Erdoğan’ın sadece izleri değil; mührü var. Erdoğan’a muhalif yapılanmalarda yer alabilme ihtimali olanlar tasfiye edilmek yerine bir şekilde partide tutuldu, 5. Parti yolu kapatıldı.
Başkanlık sistemi çalışmaları ve terörle mücadele, öncelikli ve eşzamanlı olarak yürütülecek en önemli iki temel hedef olarak seçildi. Terörle mücadelenin izleri açık ve seçik görülmese de başkanlığın önündeki tüm iç engellerin kaldırılacağı bir yapılanma açıkça görülüyor.
Kabine belirlenirken, Ahmet Davutoğlu’nun izleri silinmedi. Kabinede görev verilmeyeceğine kesin gözle bakılan Lütfü Elvan Kalkınma Bakanı olurken, para politikalarında görüş ayrılığına düşen Nihat Zeybekçi ve Mehmet Şimşek’in ikisinin de görevde kalması, ayrımcı değil; birleştirici bir kabinenin işareti oldu.
"Paralel yapı ne zaman ki fabrika kodlarına döner, o zaman bu mücadele biter." diyerek ‘Paralel’le anlaşmaya açık olduklarını ifade ettiği ve söz konusu harekete Kayseri’de büyük destek sağladığı ve de ‘Paralel’le yeterince mücadele etmediği iddia, eleştiri ve şikayetlerine rağmen, AK Parti eski Genel Başkan Yardımcısı ve Kayseri Milletvekili Mehmet Özhaseki yeni kabinede Çevre ve Şehircilik Bakanı olarak görev aldı. ‘Gülen hareketi’ veya ‘Paralel’le mücadele başkanlık sistemi ve terörle mücadele kadar ön planda tutulmadı ve toplumsal mutabakatın sağlanmasına özen gösterildi.
Bölgeler arası denge korundu; bakanlıklar ve MKYK üyelikleri özenle dağıtıldı.
Erzurum milletvekili, Sağlık eski Bakanı Recep Akdağ’ın yeniden bakan olurken,
Başbakanlığı döneminde uzun süre Erdoğan’ın danışmanlığını yapan, Davutoğlu’nun Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, özellikle ‘Dolmabahçe Mutabakatı’ olarak bilinen PKK/BDP ile yapılan ‘barış süreci’ görüşmelerinden dolayı ‘günah keçisi’ ilan edildiği için, iddia ettiğimiz gibi; ne MKYK’da ne de kabinede görev alabildi.
İki dönem MSB ve bir dönem de TBMM Başkanlığı yapan İsmet Yılmaz’ın MEB olması, köklü reformların işareti olmasa da MEB’in devlet politikalarına uygun hale getirileceğinin, yüzeysel reformlarla kalitenin yükseltilmesine çalışılacağının, birey ve zümrelerin çıkarlarına alet edilmeyeceğinin işareti olarak görülebilir.
Binali Yıldırım, kabinenin ardından yaptığı grup konuşmasında yeni kabinenin toplumsal yarılmalardan uzak, toplumsal barışı sağlamaya yönelik; ayrıştırıcı değil; birleştirici, yapıcı yıkılanları onaracak bir hükümet olacağını söyledi. Hükümetin söylenen veya söylenmeyen öncelikli hedefi, başkanlık veya yarı başkanlık, partili veya partisiz başkanlık sistemine geçiş olacaktır.