Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı’nın düzenlediği Daily Sabah Gazetesi yönetici ve editörlerinin katıldığı ‘Yerel medyanın ulusal düzeyde başarı göstermesini mümkün kılacak anlayışlar’ başlıkla etkinlikte’ çok kanallı yayıncılık, medya teknolojilerindeki yeni gelişmeler ve yerel medyanın karşı karşıya kaldığı sorunların aşılmasına yönelik yapılması gerekenler ele alındı.
Yerel basının tek çıkış yolunun basın kriterlerini koruyarak dijitalleşmesi gerektiği belirtilirken, dijitalleşmede nelere dikkat edilmesi gerektiğiyle ilgili de önemli, yararlı, detaylı bilgiler verildi ve bilgileri içeren kitapçık dağıtıldı.
Doların değer kazanmasıyla birlikte, gazete maliyetlerinin astronomik bir şekilde arttı. Sözde ‘tasarruf tedbirleriyle’ kaynaklar daraltıldı. Ekonomik katkı yerine’ dijitalleşmeyi tavsiye edildi ve bu yönde yapılması gerekenler anlatıldı. Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı’na iletilmek üzere yerel basının talepleri sorulunca, ‘genel basına gösterilen kolaylıkların, sağlanan avantajların’ yerel basına da sağlanması gerektiğini belirttim. Not alındı, iletileceği söylendi.
Haberi olayları yaşayanın ağzından, tanıkların gözünden veren, halkın güvenini kazanan, derdine derman olamasa da tercüman olan yerel basın, ‘dünyanın en çok yalan haber yapılan ülkesi Türkiye’de basının itibarı açısından da önemli bir rol oynuyor. Sessizlerin sesi, kimsesizlerin kimsesi yerel, yazılı basın susarsa herkes, her şey susar. Işıklar söner, her yere karanlık çöker, karanlıkta insanlar değil; yarasalar görür.
Gelen bilgi ve haberlerin ne kadarının doğru olduğu, ne anlatılmak istendiğiyle ilgili güvenilir analistlerin sis perdesini aralayan, hatta karanlığa ışık yakan derin analiz ve yorumlarının yanında uzman gazetecilerin, haberlerin arka planlarına ışık tutması gerekiyor ve bekleniyor. Dijitalin hızı; ‘hızlı yaşa genç öl, cesedin yakışıklı olsun’ şeklinde özetlenebilir.
İnternet ve sosyal medyadaki bilgi kirliliği (dezeformasyon), okuma ve izlemeyi tehlikeli hale getiriyor. Bu hızlı ve yanlış bilgilendirme, Samuel Pocket’in ‘Her okuduğuna inanan hiç okumayandan daha tehlikelidir’ sözünü doğruluyor, anlamakla yanlış anlamak birbirine karıştırılıyor. Bilmediğini bilmeyen; öğrenmeye kapalı, tehlikeli kişilerin sayısı her geçen gün hızla artıyor. Bilmeyen bir şekilde öğretilebilirken, bilmediğini bilmeyenleri öğretmek mümkün olmuyor.
Önceleri geniş imkanlara sahip yaygın basından yerel basına haber aktarılırken, yerel basının gelişmesiyle artık genel basın yerel basından haber alıyor. Durgun suya atılan taşın meydana getirdiği halkaların giderek büyüyüp tüm suyun yüzeyini kaplaması gibi; kaynağı yerel basın olan haberler tüm ülkeye daha güvenli ve inandırıcı şekilde yayılıyor. Yerel basına sahip çıkarsanız, yerel basında size sahip çıkar, çıkmazsanız sahipsiz kalırsınız!