Cumhuriyetin kuruluşundan bu yana, çok önemli başarılara imza atmış bir ülkenin insanlarıyız.
Emperyalist işgalden kurtulmak için verdiğimiz kurtuluş savaşı ile dünyanın mazlum ülkelerine örnek olmuş bir ulusun yurttaşlarıyız.
Bu günlerde birbirimizi dinlemeye ve birbirimizi anlamaya çok ihtiyacımız var.
Bu çağrıyı siyasi iktidarın ve siyasetçilerin yapmasını çok isterdim.
Bizler, siyasi ayrılığımız olanlar yurttaşlarımız ile düşman değiliz.
Bunu tüm siyasilerin ve bütün yurttaşlarımızın bilgilerine sunmak istiyorum. duyurmak istiyorum.
Ama olmuyor, duyuramıyoruz…
* * *
Bu ülkenin kurucu iradesi, 1930’lu yıllarda yurttaşlık anlayışını yaratırken, bu günkü demokrasinin ulaşacağı tepe noktalarını görmüşlerdir.
O yıllarda, “Egemenlik kayıtsız şartsız Milletindir” diyen ağızlara, kulak vermek lazım.
* * *
Çok partili demokratik sisteme geçeli yaklaşık 70 yıl oldu.
Bu yıllar içerisinde demokrasimizin gelişmesi için bu halk çok bedeller ödedi.
Demokrasiyi yaşam biçimi haline sokmaya çalıştığımız yolda, demokrasimiz çeşitli zamanlarda yol kazalarına uğratıldı.
Bu yol kazaları için tanzim edilen faturaların tamamına yakınını, emeği ile geçinmeye çalışan emekçi halkımız ödedi.
* * *
Burada o yılların değerlendirmesini yapacak değilim.
Ancak, sivil siyasetçilerin demokrasiyi hor kullandıklarını ve onun arıza yapması için ellerinden geleni yaptıklarını hatırlatmak istiyorum.
Bu günde değişen bir şey olmadığını ibretle ve üzülerek izliyoruz.
Herkesi ama herkesi demokrasiyi anlamaya davet ediyorum.
* * *
Demokrasi konusunda 2600 yıl önce Eflatun, Devlet adlı kitabında, demokrasi ile ilgi bakın neler söylemiş.
“ Demokrasinin esas prensibi, halkın egemenliğidir.
Ama milletin kendisini yönetecekleri iyi seçebilmesi için, yetişkin ve iyi eğitim görmüş olması şarttır diyor.
Cumhuriyetin ilanından sonra başlatılan eğitim seferberliğinin tesadüfî bir karar olmadığını söylemeliyiz.
* * *
24 Haziran seçimleri ile halkımıza büyük bir sorumluluk yüklenmektedir.
Bir ülkeyi yönetme iddiasında olanlar halkı, bizi isteyenler ve bizi istemeyenler diye kamplara ayırmamalıdır.
* * *
Beğenirsiniz veya beğenmezsiniz, halkın bir bölümü sizin yaptıklarınızdan rahatsızlık duyduğunu söyleyebilir.
Buna kulak verilmelidir. Bunu demokrasinin evrensel değerleri de böyle diyor.
* * *
Bu aykırı sesleri, yıkıcılık ve bölücülük olarak bir başka guruplara anlatmanın ne kadar tehlikeli olduğunu görebilmeliyiz.
Ülkeyi yönetenleri de, demokratik tepki için alanlara inen halkımızı da, demokrasinin istediği gibi davranmaya davet ediyorum.
* * *
24 Hazirana kadar herkes kendisini halka demokrasinin istediği şekilde anlatmalıdır,
Meselenin hepsi bu son cümlede saklıdır.