M.Ö 900’lü yıllarda yazıldığı bilinen bu tapınak yazısını, sizlerle bir kere daha paylaşmak istedim.
Bu tapınak yazıtının yazıldığı yıllardaki insanlar, bu günün çağdaş dünyasının insanlarına M.Ö 900 yıllarından mesajlar göndermiş sanki.
Yayılmacılığın bütün değerleri erozyona uğrattığı, bu tapınak yazısı okunduğunda daha iyi anlaşılacak diye düşünüyorum.
Uygar dünyanın bu gün ulaştığı teknolojinin, rant amacını frenlemesi için yazılmış sanki bu tapınak yazıtı.
Özellikle siyasetle uğraşanlara ve kar etmekten başka bir amacı olmayanlara, bu tapınak yazısı adeta bir ders niteliğinde.
* * *
Gürültü ve patırtının ortasında bile sükûnetle dolaş,
Sessizliğin içinde huzur bulunduğunu unutma.
Başka türlü davranmak açıkça gerekemedikçe, herkesle dost olmaya çalış,
Sana bir kötülük yapıldığında bile, verebileceğin en güzel cevap unutmak olsun.
Bağışla ve unut ama kimseye teslim olma.
İçten ol, telaşsız, kısa ve açık seçik konuş.
Başkalarına da kulak ver.
Aptal ve cahil olduklarında bile dinle onları,
Çünkü dünyada herkesin bir öyküsü vardır.
* * *
Yalnız planlarının değil başarılarının da tadını çıkartmaya çalış.
İşinle, ne kadar küçük olursa olsun ilgilen; hayattaki dayanağın odur.
Seveceğin bir iş seçersen, yaşamında bir an bile çalışmış ve yorulmuş olmazsın.
İşini öyle seveceksin ki, başarıların bedenini ve yüreğini güçlendirirken, verdiklerinle de yepyeni hayatlar başlatmış olacaksın.
* * *
Olduğun gibi görün ve göründüğün gibi ol.
Sevmediğin zaman sever gibi yapma.
Çevrene önerilerde bulun ama hükmetme.
İnsanları yargılarsan, onları sevmeye zamanın kalmaz.
Ve Unutma ki, insanlığın yüzyıllardır öğrendikleri, sonsuz uzunlukta bir kumsaldaki tek bir kum taneciğinden daha fazla değildir.
* * *
Kaybetmeyi ahlaksız bir kazanca tercih et.
İlkinin acısı bir an, ötekinin vicdan azabı bir ömür boyu sürer.
Bazı idealler, o kadar değerlidir ki, o yolda mağlup olman bile zafer sayılır.
Bu dünyada bırakacağın en büyük miras dürüstlüktür.
* * *
Yılların geçmesine öfkelenme,
Gençliğe yakışan şeyleri gülümseyerek teslim et geçmişe.
Yapamayacağın şeylerin, yapabileceklerini engellemesine izin verme.
* * *
Rüzgârın yönünü değiştiremediğin zaman, yelkenlerini rüzgara göre ayarla,
Çünkü dünya, karşılaştığın fırtınalarla değil, gemiyi limana getirip getiremediğinle ilgilenir.
Ara sıra isyana yönelecek olsan da hatırla ki, evreni yargılamak imkânsızdır.
Onun için kavgalarını sürdürürken bile kendi kendinle barış içinde ol.
* * *
Hatırlamalısın doğduğun zamanları,
Sen ağlarken, herkes sevinçle gülüşüyordu.
Öyle bir ömür geçir ki, herkes ağlasın öldüğünde, sen mutlulukla gülümse.
Sabırlı, sevecen, erdemli ol.
Eninde sonunda bütün servetin sensin.
Görmeye çalış ki, bütün pisliğine ve kalleşliğine rağmen dünya, yinede insan oğlunun biricik güzel mekânıdır.