7 Haziran seçimleri yaklaşırken, hepimizin ama hepimizin, özelliklede siyasetçilerin, ağızlarından çıkanı kulaklarının duyması gerekiyor.
Birbirimizi yormayan, birbirimizi düşman göstermeyen, siyaset diline çok ihtiyacımız var.
Bize demokrasiyi, bize seçimleri, bize özgürlükleri çok görmeyin. Demokrasi ve özgürlükler artık bizim kazanılmış haklarımıdır.
Birbirlerimizin eksiğini söylemekten korkarak, demokrasiyi yaygınlaştıramayız, birbirimize hakaret ederek bu demokrasiyi hiç geliştiremeyiz.
Demokrasilerde hiç kimse dokunulmaz değildir.
Özellikle bu seçim çalışmalarında, hırlaşmadan tartışabileceğimiz siyasi dili bulmak zorundayız.
* * *
Le Monde gazetesinin genel yayın yönetmeni, gazetesindeki tüm köşe yazarlarını topluyor ve onlara, böyle bir gazetede köşe yazarı oldukları için çok şanslı olduklarını söylüyor.
Onlara, her konuda yazabileceklerini, her şeyi yazabileceklerini, bu konuda sonsuz denecek kadar özgür olduklarını, köşe yazılarında hiçbir kısıtlama düşünmediklerini anlatıyor.
Köşe yazarlarına bir tek şartının olduğunu, onunda hoş görülmesi gerektiğini anlatıyor.
O şartının da; ”yazılarınızda kullanacağınız sıfatları kullanırken izin almak” olduğunu söylüyor.
Sıfat deyip geçmeyin. Sıfatları kullanmadan hiçbir şeyi rahat tanımlayamıyorsunuz.
Sıfat kullanmanın yasaklanması da, kullanılması da kolay değildir. Önemli olan sıfatların doğru kullanılmasıdır.
***
Önemli kararların verilmesinin eşiğinde olan Ülkemizde, Özellikle Siyasiler, gazetelerde yazanlar, TV’lerde yorumcu olarak konuşanlar, sıfatları doğru kullanmalıdırlar.
Ülkemizde her şeyi alt üst edecek sıfatları kullanmaktan kaçınmalıdırlar.
***
“ Kavgayı ve nefreti körükleyecek olan her şey,” ülkemizdeki her şeyi altüst edebilir. 70 yıllık demokrasi deneyimimizin bunlara izin vermeyeceğine inanmak istiyoruz.
Tarih de, Ülkeleri ve dünyayı kana bulayanlar hep bu anlayıştaki oyuncular olmuştur. Ve bunlara çanak tutanlar ve de sıfatları doğru kullanmayanlar olmuştur.
Ülkemiz böyle körüklemelerden, demokrasinin hoş görüsü, sabrı ve uzlaşmacı özelliğini kullanarak çıkmak zorundadır.
Eğer bunu beceremezsek epeyce sıkıntıya katlanmamız gerekecektir.
***
Ülkemizi, önümüzdeki dört yılda yönetecek siyasi kadroları seçeceğimiz 7 Haziran seçimlerine kadar, siyasilere ve halkımıza önemli görevler düşmektedir.
Siyasiler, söz dalaşı yerine, halkımıza önümüzdeki dört yılda yapacaklarını anlatmalılar.
Halkımızda hakemliğinin kriterlerini şimdiden doğru belirlemelidir.
İleri demokrasinin tüm nimetlerinden, bizlerinde yararlanması artık lüks değildir.