Yer Samsun'un Canik ilçesi. Yıl 2012. Aylardan Temmuz. 3 Temmuz 2012 gecesi her ne kadar yaz günü olsada, karabulutlar Canik'in üstüne çöktü. Gök yarılmışcasına yağmur yağdı. Ben ise sabah 07.00 sularında, 'Abi Canik'i sel götürdü, insanlar bodrum katlarda can verdi, binalardan cesetler çıkıyor' telefonu ile uyandım. Hemen olay yerine gittiğimde gördüklerim karşısında dehşete düştüm. Yollar ve evler sular altında. Ana yolların üzerinde dev kütükler ve kayalar. Araçlar sürüklenmiş. Sel suları dev evleri, kağıt parçası gibi ikiye ayırmış. Can kayıplarının yaşandığı Canik TOKİ konutlarının oraya gittiğimde ise, arama kurtarma ekiplerinin zemin katlardan cesetleri çıkardığına şahit oldum.
Bir yandan elimde kamera kayıt yaparken, gördüğümüz durum karşısında ise içimiz kan ağlıyordu. Ve öğlene doğru 12 kişinin sel nedeniyle hayatını kaybettiğini öğrendik.Bir kaç saat sonrada Lovelet Alışveriş Merkezi'nin üstünden akan sel sularının ana yoldan geçmekte olan bir aracı denize sürüklediği ve iki kişininde orada hayatını kaybettiğini öğrendik. Sel felaketi bölgesinde ölüm sessizliği vardı, yürekler kanıyordu. İnsanlar uykularında sel sularının bir anda alt katlara dolması ile yataklarında boğularak yaşamlarını yitirmişti.
Sel felaketi sonrası uzmanların yaptığı incelemede, üst kotta yer alan baraj bendinin patladığı, Mert Irmağı'nın yatağının değiştirilmesi ve daraltılması nedeniyle bir bütün olarak tonlarca ağırlığındaki suyun dere yatağına inşaa edilen konutlara ve çevresindeki evlere dolduğu, bu nedenle can kayıplarının yaşandığı tespit edildi. Ayrıca sel kapanlarının olmayışı da sel felaketinin etkisini artıran nedenlerden biri olarak gösterildi.
Aradan yıllar geçti yerel yöneticiler ile ilgili yapılan soruşturmalarda takipsizlik kararı verildi. İhmali olanlar ve sorumlular bulunamadı. 14 vatandaşımız hayatını kaybetti ama sorumlusu yok. Ne acı. Dere yatağını imara açanlar, Mert Irmağı'nın yatağını değiştirip daraltanlar, sel kapanlarını yapmayanlar suçlu değil yani. Lovelet AVM yapılmadan önce dere yatağı alanını önce taş ocağı alanına çevirip ardından satışını yapanlar suçlu değil yani. Ölen öldüğü ile kaldı. Sel felaketinin ikinci günü cenaze namazlarına da katılmıştık. Orada yakılan ağıtlar ve dökülen gözyaşları yürekleri dağlamıştı. Benim içim halen yanıyor. 14 vatandaşımızın ölümüne neden olan sel felaketinin sorumluları bulunamadı.
Sel felaketinin ardından ne mi oldu? Samsun'da sel kapanları yapıldı, TOKİ konutlarında alt katlar oturuma kapatıldı. Dere yatakları ile ilgili yapılaşmayı önleyici çalışmalar başlatıldı. Yani bir yerel yönetimler klasiği; 'Kişi çukura düşer sonra çukur kapatılır'. Afet öncesi alınması gereken önlemler 14 kişinin ölümünün ardından alındı.Yerel yöneticilere çağrımdır, bir kere uzmanlara sorun, TMMOB'un mühendis ve mimarlarından görüş alın. O insanlar Samsun'un faydasına olan işlere kafa yoran insanlar. Bunu neden mi söylüyorum, bu güne kadar yaptıkları tüm uyarılarda haklı çıktılar. 'Ben yaptım oldu' anlayışının bedelini bu kentte yaşayan bütün vatandaşlarımız ödüyor. Siyaseti, ideolojileri bir kenara bırakın ve kentin sorunlarını bir kere de olsa 'ortak akıl' anlayışı ile aynı masada çözmeye çalışın. Bundan zarar görmezsiniz emin olun.