Tam bir hafta önce;
Türkiye iki büyük depremle sarsıldı. Biri 7,7 ve diğeri 7,6 kuvvetinde...
Uzmanlar 500 atom bombasına denk bir yıkım diyor.
Bir kaç saniye içinde, binlerce bina yıkıldı, onbinlerce insan enkaz altında kaldı.
20 bini aşkın insan hayatını kaybetti.
80 bini aşkın da yaralı var.
Enkaz altında kalan ve can verenlerin sayısını da, artık enkazlar kaldırılıp, ailelerinin beyanlarıyla öğreneceğiz.
Yani Türkiye görmediği bir yıkım, bir felaket yaşadı.
10 ilde yaşanan olay sonrası dünyanın gündemi değişti.
Türkiye'nin ise tek gündemiydi deprem ve yaşanan dram.
Yabancı devletler yardım için sıraya girdi, işlerini bırakıp ekipler deprem bölgesine geldi.
Türkiye'deki insan olan her insan mübalasız, uyumadı günlerdir.
AFAD ve Türkiye'de ki kurumların tüm kurtarma ekipleri, gönüllüler bölgeye gitti bir can kurtarabilmek için.
Elleriyle kazıdılar toprakları, bir ses duyabilmek için...
'Sesimi duyan var mı' diye birlikte bağırdılar, enkaz altındaki cana sesini daha fazla duyurup, 'Buradayız ümidini bırakma, vazgeçme' diye.
Hükümetin bakanları da bölgeye gitti, uyumadı günlerdir.
Cumhurbaşkanı Erdoğan da il il dolaştı, depremin zararı ve depremzedenin sorunlarını yerinde inceledi, dinledi.
Muhalefet partilerin lideri, vekilleri, iktidar milletvekilleri hepsi koştu adeta, yaraları sarmaya.
Büyükşehirlerin belediye başkanları hem yardım yağdırdı, hem de bölgeye giderek dayanışma örneği gösterdi.
Sanatçı Haluk Levent'in neredeyse tek işi oldu, dünyadan koptu resmen depremzedeye yardım toplamak için.
Samsun'da oteller kapılarını depremzedelere açtı.
Kumbarasındaki parasını depremzedeye gönderen çocuk vardı.
Evindeki tek sobasını da.
Ekiplerin eğitimli köpekleri can dostlar bile bir can kurtarabilmek için enkazların üzerinde koku alabilmek için mücadele verdi.
Yolunu kaybeden yardım ekibini köyüne götürmek için rehberlik yapan köpeklerde vardı.
STK'lar yardım topladı.
İş insanları adını bile açıklamadan destek TIR'ları gönderdi...
Samsun Valisi başta olmak üzere, Emniyet Müdürü ve diğer kurumların müdürleri, amirleri 'deprem bölgesine' gitti bir işin ucundan tutabilmek için.
Bizler gazeteci arkadaşlarımız da nasıl yardım göndeririz, nasıl katkımız olur diye işi gücü bıraktık, tek gündemimiz olan 'deprem ve sonrasına' sarıldık.
Bakan Nurettin Nebati bile, ekonomiyi bir yana bırakıp, düştü deprem bölgesi yollarına.
Devletin, kurumların, STK'ların, iş insanlarının, hemen herkesin gündemi deprem acısı iken;
Siz Samsun Büyükşehir Belediyesi'nin beton düşkünü zihniyeti, 'NE ARA HAZIRLADINIZ, HEYELANLI TARIM ARAZİSİ KÜRTÜN VADİSİ'Nİ İMARA AÇACAK BETONLAŞTIRMA TEKLİFİNİ!
Kimin fikri bu?
Hiç mi aklınızdan çıkmadı acaba; daha önce tepkiler üzerine geri çektiğiniz bu teklif...
Ve Türkiye depreme ağlarken, böyle bir teklifi Büyükşehir Meclisi'ne getirirken hiç mi düşünmediniz?
Hatta utanmadınız mı?
Başkan Mustafa Demir'in mevkidaşlarının tek gündemi deprem iken ve o bölgede depremzedenin sorunlarına çözüm ararken, acaba hiç mi çekinmiyorlar bunlar; böylesine ayıplı bir tekliften.
Türkiye sözün bittiği yerdeyken, sizin rantla, heyelanlı tarım arazisine 'yatay mimari' yapacağız gibi bir beton derdiniz nereden ve neden hortluyor acaba.
Samsun'un olası bir depreme göre binalarının durum tespiti için çalışma yapmak varken, kurumlardan bu konuda rapor istemek dururken, neyin telaşı bu?
Türkiye'nin yaşadığı deprem felaketinin acısı nedeniyle Cumhubaşkanı Erdoğan'ın ilan ettiği 'yaslı olmasınada mı saygınız yok anlamak zor.
Afet toplanma alanları nereler, Allah korusun Samsun bir deprem yaşarsa ne yaparız diye gözden geçireceklerine düştükleri duruma, meclise getirdikleri teklife bakın.
Bırakın onu bunu, o gün meclise getirdikleri teklif de zaten tek bu değil.
Diğeri de Batı Çevre yolu.
Orasıda ayrı bir rant bölgesi.
Bu betoncu zihniyetin neyi anlamadığını anlıyorum aslında.
Eski AK Partili yönetici almış bu 362 dönümlük heyelanlı tarım arazisini.
İlla ki açacaklar imara, rant oluşacak.
Samsun'da Toprak Koruma Kurulu Başkanı da olan Vali Zülkif Dağlı yok; deprem bölgesinde.
Tarım İl Müdürü yok; Deprem bölgesinde.
Bir çok kurumun müdürü yok deprem bölgesinde ya da depremle ilgili çalışmalar yürütürken,
Onlar teklifi komisyondan geçiriverdi.
Şimdi meclise de getirecekler, alelacele.
Genel Sekreter Yardımcsı Zennube Albayrak da zaten, 'Çevre Bakanlığı' inceledi gibi laflar söylüyor, yani iş bittiye getiriyor.
Hele Nihat Soğuk var ya, meclis başkanvekili;
Onun zaten Samsun'a ne katkısı var hiç anlamamışımdır.
Meclis üyeleri soruyor; 'Bir baskı mı var diye',
O da 'Size kim baskı yapıyor' diye gülerek yanıt veriyor.
Albayrak ve Soğuk eski Başkan Yılmaz döneminde de SBB'nin hemen her projesinin savunucularıydı.
Ama bakın milyonlar harcanan Çiftlik Caddesi'nin yerinde yeller esiyor,
Marina yanlış yapılmış.
Eski başkanları yaptı, yeni başkanları yıkacak.
Ama onlar halen görevdeler ve 'tarım arazisine yatay mimari anlatıyorlar' Samsun'a.
Sahil yolu dökülüyor.
Parkomat uçtu gitti.
Yani anlayacağınız, ne yaptığını, niçin yaptığını, bu kente katkısı olup olmadığını bilmeyenler, sorgulamayanlar, başkan istiyor diye savunanların ellerindeyiz.
SBB'nin AK Partili ve MHP'li meclis üyeleri zaten ne gelse, parmak kaldırarak, rekora koşuyor.
Muhalefet 'Yangından mal mı kaçırıyorsunuz' diye sorsa da, onların bunu duymaya niyetleri yok.
AK Parti il yönetimi 'Ne olduğunun farkında ama sessiz' politika izlemeyi tercih ediyor...
Çünkü araziyi kısa süre önce alan da eski AK Partili yönetici.
Yani anlayacağınız Samsunlular, kendi değerlerine kendileri sahip çıkacak.
Deveci armutlarının anavatanı, Kürtün çayı ile mikro klima özelliğine sahip, vadisine tarım arazisinin beton ranta dönüştürülmesine izin vermemeli.
Kaldı ki hukuki bütün yolları denemelidir, kamuoyu oluşturulmalıdır.
Kamuoyunun doğru bilgilendirilmesi için STK'ların ve konunun uzmanlarının açıklama yapması bekleniyor.
Ayrıca Başkan Mustafa Demir'in Samsun'un tarım arazisi, sosyal alanları ve yeşil alanlarını betonlaştırma çabalarına da artık dur denilmeli.
Yargının durdurma kararlarına rağmen minibüs terminaline kurdele kesip açılış yapan bir zihniyetle karşı karşıyayız.
Hukukun durdurduğu yapılarda inşaatlar devam ederken, 'Yargı kararlarına uymamak gibi bir durum yok' diyecek kadar, sağlıksız sözler söyleyen bir başkan var karşımızda.
Artık Samsun'a zarar verdiği kesin.
Hele ki, Türkiye depreme ağlarken, uygun olmayan araziye yapılan binaların kağıt gibi yıkılan beton kütleleri altında binlerce kişi hayatını kaybetmişken;
Cumhurbaşkanı Erdoğan dahil tüm yetkililer deprem bölgesinde sorunlara çözüm ararken, mevkidaşlarının çoğunun tek gündemi depremken, SBB Meclisi'nin heyelanlı tarım arazisini imara açmak istemesi bardağı taşırmıştır.
Şahsi fikrimdir ama artık görevden uzaklaştırılmalıdır.
Sağlık uzmanları daha bilimsel değerlendircektir elbette; Ama sağlık durumu ortadadır ve kullandığı ilaçların etkisiyle görevinde sağlıklı kararlar alamadığı kanaatindeyim.
Samsun'a verecek bir şeyi kalmadığı, böyle bir süreçte bile riskli bölgeye 'betonlaşma düşünmesiyle' ortaya çıkmıştır.
O nedenle Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'ya buradan sesleniyorum.
Samsun'da heyelanlı tarım arazisini imara açmak isteyen bir Büyükşehir Belediye Başkanı var.
Depremde hayatını kaybedenlere, yıkılan şehirlere üzüntümüzü göremeyen, hassasiyetimizi önemsemeyen, heyelanlı araziye hem de tarım arazisini betonlaştırmak isteyen Başkan Demir'le ilgilenin.
Kentle ilgili sağlıklı kararlar veremediği aşikardır.
Yargı kararlarını uygulamamak için, sürekli plan değişiklikleri yapmaktadır.
Yargının durdurduğu binaya açılış bile yapmıştır.
Samsun'da bir anket yapın, durum ortaya çıkacaktır.
Lütfen gereğini yapın.
ACİLEN..
NOKTA..
BETONCU ZİHNİYET YİNE İŞ BAŞINDA
SBB Başkanı
Mustafa Demir
Meclis Başkanvekili
Nihat Soğuk
SBB Gn. Sek. Yrd.
Zennube Albayrak
ERDOĞAN VE SOYLU'YA ÇAĞRI
DEMİR'İ GÖREVDEN ALINMALI
Cumhurbaşkanı
Erdoğan
İçişler Bakanı
Süleyman Soylu
Demir ve beton teklifine tepki yağdı