Büyükşehir Belediye Başkanı Yusuf Ziya Yılmaz'ın geçtiğimiz gün yayınlanan bir haberiyle ilgili söylediği sözleri duyunca, ‘Aynı kentte yaşamıyor muyuz?’ diye düşündüm bir an..
Hafızamı zorladım. Evet biz ve bir çok gazeteci Samsun'da aşağıda bahsedeceğim konuyla ilgili haber yapmıştır.
Ama Başkan Yılmaz'ın bu yönde 'çevre kirliliği' gibi konularda açıklamalar yaptığını görünce, 'acaba yanılıyor muyum' dedim..
Başkan Yılmaz gelişmiş hangi ülkeye giderse kendisine 'atık suları ne yaptıklarını' sorduklarını söylüyor ya; oradan başlayıp daha sonra da 'Dünyayı tehdit eden tek sorun çevre kirliliğidir' sözlerine geleceğim..
Samsun Başkan Yılmaz'ın belediye başkanlığı dönemine kadar 'mobil santral ile tanışmamıştı'..
Mobil santralle ilk tanışma Başkan Yılmaz'ın ANAP'tan belediye başkanı olduğu döneme rastlar..
Zamanın Enerji Bakanı, kendi memleketi olan Bartın'a yapılması planlanan mobil santralı halkın tepkisi üzerine istemeyince, o dönem Başkan Yılmaz Tekkeköy'e yapılması için 'davet etmişti'..
O dönem nasıl davet ettiği, oluşacak tepkileri 'nasıl bertaraf edeceğiyle' ilgili basında çok yazıldı, çizildi..
Hatta AK Parti Hükümeti 2002 yılında ilk kez genel seçime katılırken, Tekkeköy'deki mitingde halka söz vermişti..
Konuşanların başında da o dönem 2. sıradan milletvekili adayı olan Cemal Yılmaz Demir vardı. 'Mobil santrali buraya davet edenlerden' hesap soracağız diye haykırmışlardı..
Yanlış hatırlamıyorsam, o vekil adaylarından biri de Şimdi Spor Bakanı olan Suat Kılıç'tı..
Sonrasında mecliste araştırma komisyonları kuruldu filan ama Başkan Yılmaz AK Parti'ye geçince o sular duruldu. Yılmaz da zaten inkar etmedi. Yatırım olsun diye davet ettiğini açıklamıştı..
Yani sonuçta, Samsun'un çevreyi kirleten mobil santrallerle ilk tanışıklığı 'Çevre kirliliği başa beladır diye açıklama yapan' Başkan Yılmaz'ın dönemine denk gelir..
Ne büyük talihsizliktir ki; sonrasındaki mobil santral ve termik santrallerin lisanslarını alması sürecinde de 'Başkan Yılmaz' koltuğunda oturuyor..
Samsun ne yazık ki; bu konuda ne kadar tepki verirse versin, o santrallerin yaşamlarını sürdürmesine engel olamadı..
Çünkü 'Çevre kirliliği tehdittir diyenler' o günlerin davetçileriydi..
O nedenle ayinesi iştir lafa bakılmaz..
Aradan yıllar geçip de bu vatandaş unutmuştur diyerek, “Çevre kirliliğinden söz etmek’ 'boş laf' olur sadece..
Samsun Türkiye'nin çevre kirliliğini en yoğun yaşamaya aday illerinden biri haline gelmiştir..
Bence gelişmiş ülkelere gittiğiniz de ‘bunu da anlatın’..
Bakalım yöneticiler, ‘ne diyecek’…