Kim ne derse desin..
Samsun Büyükşehir Belediyesi ve yöneticileri 'ağır ithamlar altındadır'..
Suskunluk 'kabul ettik' anlamına gelmemeli..
'Dikkate bile almıyoruz' diye asla düşünülmemeli..
'Belediye binasının kapısından içeri bazı gazetecileri sokmuyorum' demekle de bu işin içinden sıyrılmak mümkün değil..
Büyükşehir Belediye Genel Sekreteri Kenan Şara'yı 'eşinin üzerine yaptığı öne sürülen ve bir gazetede manşet haber olan olayla' ilgili defalarca aradık..
Sekretaryasından verilen yanıt şöyle;
'Sayın Şara kendisi bir basın açıklaması hazırlıyor, kamuoyunu bilgilendirecek'..
Ya, gördünüz mü..
O kapıdan sokmadığınız basın, şimdi size de lazım oldu..
Kapıdan sokmuyorsunuz ama 'açıklamanızı yayınlaması için hazırlık yapıyorsunuz'..
Biz Büyükşehir Belediyesi'nin zihniyetini yapmayacağız elbette..
Kapıdan sokmayız, açıklamasını yapmayız demeyiz, diyemeyiz..
Çünkü yönetiminde bulunduğumuz gazete, aslında bizim babamızın malı değil..
Bakkal dükkanı hiç değil..
İstemediğime satar, istediğime satmam terekten mal da diyemeyiz..
Mustafa Kemal Atatürk'ün dediği gibi 'Basın halkın müşterek sesidir'..
Yani kamuoyunun bilgilendirilmesine vesiledir..
Biz o nedenle Kenan Şara'nın cevap hakkını kullandırmak için görevimizi yapacağız. Çünkü bu sorumluluğu taşıyacak kadar mesleğimizi seviyoruz..
Ve biliyoruz ki; Bu gazetenin sütunları babamızın çiftliği değil'..
İstediğimizi yazar, sonra da 'cevap hakkını kullandırmayız, kapıdan sokmayız onların açıklamasını gibi bir davranış içinde olamayız'..
Masumiyet karinesine inanırız..
Halkımızın doğru bilgi almasına saygı duyarız..
Gazeteci arkadaşlarımızın 'yaptığı habere saygı duyarak', tarafların bütün iddialarını ve cevap haklarını kullandırırız..
Gazetedeki haberde arkadaşlar, eğer bilgi açısından bir yanlış yaptılarsa, bu mesleki bir intihar olarak yorumlanabilir'.. Ama açıkçası habere ilk bakış açım ve verilen bilgiler, 'olayın zaten mahkemelik olduğunu' ortaya koyuyor....
Yargı, bu iddianın sonucunu belirleyecektir elbette..
O işin başka tarafı..
Ama bir kaç gün önce Cumhuriyet Savcıları'nı 'usulsüz ilan alındığı' ile göreve davet eden Büyükşehir Belediye Başkanı Yusuf Ziya Yılmaz, 'öncelikle kendi kapısının önünü süpürmeli' yargıyı derhal bu konunun incelenmesi için göreve davet etmelidir..
Hatta bu soruşturma konusu Büyükşehir Belediyesi'nin Genel Sekreter Yardımcısı'nı ilgilendirdiğine göre, durum daha da önceliklidir..
Hatta o haber, bir suç duyurusu niteliğinde gibi görüldüğünden Res'en soruştura açılabilir de..
Yani Başkan Yılmaz, son günlerde çok yıprandı..
Belediyenin 'denetim raporuyla ilgili bir çok konu gündeme geldi'..
Hem o kadar iddialı konuşup, hem de sessiz kalmak olmaz, olmamalı..
Büyükşehir Belediye Başkanı Yusuf Ziya Yılmaz, "Belediyenin kapısından içeri sokmadığı basının karşısına artık 'kendi belirlediği bir yerde' çıkmak ve 'evet bu iddialar ciddidir ve yargının devreye girmesi için bizzat ben talimat veriyorum' demelidir..
Şahsi fikrimdir ama etik olan budur..
AK Parti'nin geçtiğimiz günlerde bir toplantısına katılan öğretim üyesi 'Siyaset Akademisi' programında çok güzel ve anlamlı bir şey söylemişti..
"Siyaset zor iştir.. Yasal olan her şey etik olmayabilir. Siyasetçi salt yasal diye kamuoyunca etik görülmeyen bir davranış içinde olamaz. Yasal olması etik olması anlamına gelmez. Siyasetçi etik olmayan işlerden yasal olsa da uzak durmalı" demişti.
Ve bunu örneklemişti..
'Mesela, bir ihale var ve o ihalede karar verebilecek yetkili bir kişinin yakını da şirketiyle o ihaleye girdi. İhaleyi yasal olarak en iyi teklifi vererek, kazandı'.
Yasal mı, yasal..
Ama etik mi, değil..
Son sözü şu oldu: Bunu yapmayın. Siyasetçi bunu yaparsa şık olmaz..
Yani sözün kısası;
Kenan Şara'nın açıklaması yetmez aslında..
Şara mutlaka kendi konusuyla ilgili kendi yanıtını verecektir..
Ama Başkan Yılmaz'ın da sorumluluğu vardır. Çünkü son günlerde ortaya atılan iddialar açısından kamuoyunun bilgilendirilmesi gerekmektedir..
Sonuç olarak 'her kuruş bizim, sizin'..
Ve Büyükşehir'in Başkanı Yılmaz'ın açıklama yapması zorunluluk haline gelmiştir..
Hele ki, son ağırlama giderleriyle ilgili iddialar da üstüne tuz biber olmuşken..
Bu arada AK Parti İl Başkanı Fuat Köktaş ve Samsun Milletvekilleri de 'AK siyaset' iddiaları adına Başkan Yılmaz ile görüşüp, kamuoyunu bilgilendirmelidir..
Çünkü sokakta bu iddialar 'kulaktan kulağa' yürüyor..