Terme İlçesi'nde yaşanan salgın ile ilgili nihayet 'bir sonuç ortaya çıktı'..
Neden vatandaşı doğru bilgilendirmek ve sağlık ile ilgili bir konuda bu kadar 'uzun bir süreç' yaşandı inanılır gibi değil..
3 bin kişiyi aşkın kişi hastanelere başvurmuşken, halen 'Şebeke suyumuzu güvenle içebilirsiniz' diyen Terme Belediye Başkanı Ahmet Yirmibeşoğlu'nu ise anlamak mümkün değil..
Sağlıklı düşünen herkes şunu daha ilk gün söyleyebilirdi aslında..
Bu kadar kitlesel bir şekilde insanların aynı hastalıktan hastanelere koşmasının tek nedeni 'ortak kullanılan' bir şey olabilir..
Bu ortak kullanım, soluduğumuz hava değilse, elbette sudur..
Başka bir neden düşünülebilir mi ki..
Ama Başkan Yirmibeşoğlu, onca tecrübesine rağmen 'sebze ve meyveleri yıkayarak yiyin' diyerek halka telkinde bulunmuş, belediye hoparlöründen 'suyumuz güvenli diyerek' anons yaptırmış, hatta kendi açıklamasıyla zabıtayı sebze ve meyve denetimi için pazarlara bile göndermiştir..
Bunları neden yapmıştır, hedef şaşırtmak istemiştir kendisinin kamuoyuna anlatması gerekmektedir..
Çünkü vatandaşın salığı tehlikeye atılmıştır... Yanlış yönlendirme yapmıştır..
Sonuç olarak Samsun Halk Salığından yapılan açıklamada, bu hastalığın içme suyuyla bulaştığı açıklanmıştır..
Aslında yapılan açıklama da 'salgına yol açan virüsün ne olduğuyla ilgili' bir detay verilmediği gibi 'neden nasıl ve nereden' bulaştığıyla ilgili de bir not düşülmemesi de 'önemli bir sıkıntı'..
Ama Terme İlçesi'nin yaşadığı bu olay aslında bununla sınırlı değil..
Samsun'da yetkili olan herkes bu konuda kamuoyunu bilgilendirme açısından 'eksik kalmıştır'..
Sağlık Müdürlüğü ise ilginç bir tavır sergilemiştir..
3500 kişinin hastanelere koştuğu bir vakada, il sağlık müdürü olay yerine gitti mi gitmedi mi, bilmiyoruz.
'Ben bizzat inceleme yaptım' gibi bir açıklamaya ben rastlamadım açıkçası..
Terme'ye yapılan bir ziyaret fotoğrafı da görmedim..
'İlgili arkadaşları gönderdim' şeklinde gelebilecek bir savunma sizce salgın yaşanan bir olayda yeterli midir?..
Bir sağlık müdürü 3500 kişinin salgın vakası olarak hastanelere koştuğu bir durumda, makamından 'kriz yönetimini' nasıl yaptığını da merak ediyorum açıkçası..
Tabii bir kriz masası oluşturulduysa..
O konuyla ilgili de ne Valilikten, ne de Sağlık Müdürlüğü'nden bir bir açıklama, resim, fotoğraf ya da değerlendirme görmediğimi söyleyebilirim..
Şimdi eleştiriyoruz diye bizi eleştirenler çıkabilir...
Ama bu yazdıklarımız Samsun kamuoyu gördü, Terme ise bizzat yaşadı, tecrübe etti..
Ve acı bir tecrübe oldu. Tek tesellimiz ise can kaybı yaşanmaması..
Allah'a şükürler olsun ki; tüm bu yaşanan kaosa ve yanlış bilgilendirmeye rağmen..
Bu arada Terme'de salgına yol açan içme suyundaki mikrobun 'Şigella diye bir dizanteri mikrobu' olduğu öne sürülüyor..
Ve ne yazık ki Samsun bunu 'devletin resmi ağzından ve bilgisinden değil', Terme'de bir hekimin açıklamasından öğreniyor..
Ve bir son dakika..
Terme'de yaşanan salgın olayından durumu ağırlaşan bir kız çocuğu yüksek ateş nedeniyle Samsun Doğum ve Çocuk Hastalıkları Hastanesi'ne sevk edildi..
Allah Acil şifalar versin..
Allah Acil şifalar versin..