11 ilde deprem yaşandı, depremzedenin feryadını duyan Samsun, o andan itibaren tek gündem oluşturdu.
Sadece üzülmekle kalmadı.
Harekete geçti derhal.
Türkiye'nin yas yaşarken her ili harekete geçti ama Samsun'un depremzedelere tüm imkanlarıyla koşması, bölgeye adeta damgasını vurdu.
Hiç kimse hadi yardım toplayalım demedi,
Kimse organize olalım diye çağrı da yapmadı.
Herkes gücünün yettiğince depremzedelere ne yaparız diye mücadeleye başladı.
Önce belediyelerin yaptığı yardımlara katıldı.
Sonra bireysel ne yapabiliriz diye koşuşturmaya başladı.
Büyük inşaatçılar iş makinelerini yolladı.
Nakliye şirketleri tüm araçlarını seferber etti.
Bizzat kendim şahidim. Odun çay şeker yollayacak bir grup iş insanı, nakliye için araç bulabilir miyiz diye sordu, onlarca nakliyatçı aradı.
Bir çok insan gruplar oluşturup gönüllü oldu.
Kurtarma çalışmalarına katıldı.
Yabancı dil bilen arkadaşlarım, yurt dışından gelen ve çadır kuracak olanlara yardımcı olmak için yolla çıktı.
Bölgeden Samsun'dan gelenlere beyaz melekler diyorlarmış...
Bu sıfat öyle yayılmış ki; çadır kentlere giden gönüllü çalışan Samsunlulara nöbetçi jandarmalar bile, beyaz melekler diyorlarmış.
Gurur duydum Samsunlu olmaktan.
Bu kentin insanın ruhunda vardır, küllerinden yeniden doğabilmek.
Cumhuriyet'in kuruluş meşalesinin yakıldığı Samsun'un özelliğidir, düştüğü yerden kalkabilmek.
Bir ulusun dayanışmasının örneğini Önder Atatürk ile göstermiş bir coğrafyadır Samsun.
Elbistan'da Samsunlulara teşekkür eden depremzedelerin dediği gibi, Her 10 kamyondan 5'i Samsun'dan. Her 10 iş makinesinin 6'sı Samsun plaka. Samsun olmasa, bu enkazın altından kalkamazdık. Atatürk'ün Samsun'a çıkmasının keramettini şimdi anladık'.
Ne güzel söylemiş değil mi?
Kimse bu sözleri duymak için yapmadı aslında bu yardımları.
O nedenle koşmadı depremzedelerin imdadına.
Tarihten gelen mücadeleci ruhu nedeniyle, genlerinin harekete geçirmesiyle harekete geçti.
Çünkü bu kent kurtuluş şehridir.
Hasta adam denilen İstanbul Hükümeti'nin bitmesini beklemeden Anadolu'nun direniş destanını başlatan bir kenttir.
Bitmiş, tükenmiş, direnişi kalmamış bir milleti ayağa kaldıran Mustafa Kemal Paşa'nın , Atatürk olarak doğduğu şehirdir.
Deprem sonrası ilk otelleri depremzedelere açan ilin Samsun olması da tesadüf değildir.
Sonrasında Türkiye'deki tüm illerin otellerini depremzedeye açmasına da önder olmuştur.
Samsun Valisi Doç Dr. Zülkif Dağlı 'daha deprem sabahı' Elbistan'da görevlendirildi.
Samsun o andan itibaren Elbistan'ı adeta kardeş şehir ilan etti.
Diğer depremden etkilenen illerle birlikte yardım yağdırdı.
Vali bey, Samsunlulara teşekkür etti, hatta fazlasıyla yardım gelmesi üzerine, başka illerdeki ihtiyaç olan yerlere de yönlendirdi.
Yardım konusunda Elbistan'da koordinatörlükle kalmadı, diğer illerin eksikliklerine destek oldu.
Çünkü o da arkasında yardımsever koca yürekli Samsunluların dağ gibi duracağından emindi.
Kentin bazı bürokratları bile bölgedeki görevleriyle kendilerini hissettirdi.
Samsun Emniyet Müdürü Dr. Ömer Urhal'da deprem sonrası
Diyarbakır Emniyet Müdürlüğü'nde koordinatörlük görevini üstlendi.
Tarım İl Müdürü İbrahim Sağlam'da deprem bölgesinde.
Hepsi depremzedenin hizmetinde bölgeye katkı verebilmek için çabalıyor.
Allah herkesten razı olsun.
Maraş'tan, Diyarbakır'dan, Hatay'dan, Adıyaman'dan da Samsun'a teşekkürler geldi.
Her yerdeydi Samsun.
Çünkü Samsun'dan yardım göndermek isteyenlere, ihtiyaç yerlerini ileten, araç bulma konusunda paylaşımlar yaparak çözüm arayan bir gazeteci olarak söylüyorum;
El atılmayan yer kalmadı.
Bazen tek TIR yerine iki kamyona bölünerek çok yere yetişilmeye çalışıldı.
Samsun'a gelen depremzedelere evler kuruldu.
Onlarca iş insanı, sıfır dairelerinden satılık yazılarını çıkarttı, evlere eşya alıp, depremzedelerin gıdalarını da tedarik ederek sıcak yuvalar sağladı.
Eşofman diken halk eğitim öğretmenleri vardı.
Yardım grupları oluşturuldu, Samsun'daki depremzedeler, kardeş aile uygulamasıyla desteklendi.
Yüce gönüllü kentimin insanları, ne gerekiyorsa yaptı.
Bunları anlatmamın nedeni, 'ne kadar yardımsever' olduğumuzu anlatmak değil asla.
Bu kentin nasıl empati yapabildiğini gösterebilmek.
Samsunlunun mücadeleci ruhu.
Sözün bittiği yerde bile 'savaşan karakteri'.
Mesele ne biliyor musunuz;
Bu kentte öyle bir potansiyel var ki, mesele onları görebilecek yöneticilere sahip olabilmek.
Başaran ve bu kenti arkasına alabilenin sırtı yere gelmez.
Dağ gibi durur bu kent doğrunun ve mücadelenin yanında.
Ama ne yazık ki beceriksiz, liyakatsiz 'birilerinin çıkarlarını, kentin çıkarının önünde tutan bazı yöneticiler nedeniyle, hiç bir zaman istediği yerde olamadı.
Tam tersi 'direnişi karakteri olarak edinmiş, baş kaldırışın simgesi olmuş ve bunu Cumhuriyet tarihine altın harflerle yazdırmış Atatürk kentinde halen ben yaptım oldu zihniyetiyle hareket edenler var.
Nafile çabalar.
Kısa vadede kazandık gibi görseler de sonuçta kaybedenlerden olacağı kesin.
Kentini tanımayan, Samsunlu gibi olaylara bakan basiretsiz yöneticilerimiz oldukça, yerimizde saysakta bu kent 'genlerinden gelen' mücadele ruhunu asla kaybetmeyecektir.
Anlayana sivrisinek saz, anlamayana davul zurna az.
Olay budur...
55 plaka her yerde
VALİ DAĞLI'YA SAMSUN VEFASI
Samsun'dan bölgeye kim yardım götürürse, başka ile de gitse Elbistan'da görev yapan Samsun Valisi Doç.Dr. Zülkif Dağlı'ya uğruyor, ihtiyaç olup olmadığını soruyor.