Normalde Türkiye'nin böyle bir deprem acısından sonra özellikle Büyükşehir Belediye başkanlarının yapması gereken tek şey olmalı...
‘İLİMİ DEPREME KARŞI NASIL HAZIRLARIM’
Gündemi 'öncelik olarak deprem olmalı'...
Evet tek düşünce bu olmalı.
Uykuları kaçmalı.
Toplantı üzerine toplantı yapmalı.
Her yeri harekete geçirmeli.
Binalar için ekipler çıkartıp, öncelikle imar barışından yararlanan konutları elden geçirmeli.
7 üstü bir depreme göre binaları değerlendirmeli.
Güçlendirmeyse güçlendirme,
Kentsel dönüşümse, dönüşüm.
Acil olarak.
Öncelikle İlkadım'dan başlamalı,
Canik bölgesi de dikkate alınmalı.
Hükümetten destek bulabilmek için tüm verilerini ortaya koymalı.
S.O.S.vermeli resmen..
İlçeler ilçe belediye meclisine, Sonra Büyükşehir Belediyesi Meclisi'ne konuyu getirmeli...
İlçelerin raporları masada olmalı.
AFAD ile işbirliği yapmalı.
Toplanma alanlarını tek tek belirlemeli ve vatandaşa bunlar anlatılmalı.
Okullarda deprem ile ilgili bilgilendirmeler yapılmalı.
Çocuklara anlatılıp, kentin durumu ve deprem gerçeği 1943 Ladik Depremi örneği ile 'dikkatleri çekilmeli'..
Bir çok ilin belediye başkanı şimdiden yapmaya başladı.
Bursa yapıyor
Tokat, Amasya,
Çankırı çalışmalara başladı bile.
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, bas bas bağırıyor.
Harekete geçelim ‘Deprem kapıda’ diye.
Daha da artacaktır, göreceksiniz.
Allah kimseye böyle acılar vermesin.
Bir anda hayatın son bulması, yakınlarını kaybetmesi, her şeyini yitirmesi, çok zor.
Depremzedelerin Allah yardımcısı olsun...
Peki Samsun'un durumu gerçekten bu kadar riskli mi?
Bizim çok saygı değer Belediye Başkanlarımız konuyu yaşanan onca acıya rağmen gündeme bir türlü alamadıkları ve akıl almaz teklifleri meclise getirdikleri için; Samsunluları aydınlatmak bize düştü.
3 gündür gazetemizde Samsun'un deprem gerçeğini ve olmazsa olmazı kentsel dönüşümü anlatıyoruz.
Ama tık yok yetkililerden.
Sadece izliyorlar.
Fırsatını bulsalar, 'gözlerini kapamış, kulaklarını tıkadıklarından' heyelanlı tarım arazisini şip-şak meclisten geçirip imara açacaklar.
Neyse ki Samsun duyarlılığı durdurdu şimdilik.
Bakın rantçı kardeşlerimiz,
Rantçı yöneticilerimiz;
Samsun'da durum riskli.
Samsun'un deprem riski gerçeğini daha iyi özetlemek gerekirse; bir hafta önce yaşanan iki depreme ve verdiği zarara bakmak yeter.
Samsun, 2. ve 3. derece deprem bölgesi olarak deprem haritasında yer alıyor.
Ağır can kayıpları yaşayan Adana, Antep, Kilis, Malatya ve Diyarbakır gibi.
Ama gördüğünüz gibi yıkıldı kentler adeta.
Canlar enkaz altında kaldı.
Hayat durdu hayat.
Kuzey Anadolu Fay Hattı daha önce büyük deprem yaşanan Ladik bölgesinden geçiyor. Ve Samsun'a yaklaşık 80-90 kilometre mesafede.
Bu mesafeden bize bir şey olmaz demeyin sakın.
Çünkü büyük yanılgı olur.
Kimseyi korkutmak istemem ama tedbirli olmak için yazmak zorundayım.
*Depremden etkilenen illerden Adana 2,3 ve 4. derece deprem bölgesi ve 7,7 şiddetindeki deprem üssü olan Pazarcık'a 218 km, 7,6 şiddetindeki deprem üssü olan Elbistan'a ise 312 kilometre uzaklıkta.
Mesafeye bak..
*Aynı şekilde depremden etkilenen Adıyaman da Pazarcık'a 114, Elbistan'a 158 kilometre uzaklıkta.
*Şanlıurfa Pazarcık'a 199, Elbistan'a 242 km mesafede.
*Depremde adeta enkaza dönen Hatay ise Pazarcık'a 202, Elbistan'a 242 km uzaklıkta.
Depremden etkilenen diğer illerin de 150, hatta Diyarbakır'ın 350 km uzaklıkta olduğu hesaplanırsa, Samsun için deprem riskinin ne kadar yüksek olduğu bir gerçektir.
Kaldı ki; Samsun'da İlkadım'ın üst mahallelerinde gecekondu formatıyla denetimsiz kaçak yapılıp, imar affından yararlanan 10 binlerce bina yapı var.
Fay hatlarına oldukça yakın olan Samsun 2. derece deprem bölgesi ve Amasya ile Çorum'un komşusu. Ladik bizim ilçemiz zaten.
AFAD Ulusal Deprem Araştırma Programı (UDAP) tarafından desteklenen Türkiye Sismik Tehlike Haritasının Güncellenmesi başlıklı proje ile kamu ve üniversite işbirliği kapsamında hazırlanan 2019 yılı deprem haritasına bakın.
Riski görün.
Samsun'un rantçılarına, rantçılara rant sağlamak için çaba gösterenlere sesleniyorum;
Bugünden tedbirinizi alın, sonra bu vebalin altından kalkamazsınız.
Kağıt gibi yırtılacak, çuval gibi çökecek bina çok Samsun'da.
Bu kentte heyelanlı bölgeyi, heyelanlı arazi konumundan çıkarılarak yapılan 'yüksek mi yüksek binalar var'.
Bir ay öncesine kadar fiyatları uçarken, şimdi yarı yarıya düştü deniliyor.
Yazlığı olan yazlığına, köyü olan köyüne gitmiş deniliyor.
Alan yok satanın da elinde kalmış söylenenlere göre...
Neden?
Çünkü 'uzmanlar ne diyor'
Zemin, zemin, zemin...
Zemin kötüyse binanın işi zor.
Peki şimdi Samsun'un gündemi ne olmalı?
Bizim belediye başkanları halen uyanamadı ama vatandaş gündemini belirlemiş bile.
Kaç gündür evinin görüntüsünü atan, mahallenin tehlikesinden korkan, belediyeler harekete geçsin, kentsel dönüşüm olsun diyen diyene..
Peki belediyeler ne yapmalı?
Öncelikle Büyükşehir Belediyesi 'elindeki önemli işleri, betonlaştırma çalışmalarını bir süre öteleyip'; Samsun'un binalarının ve zemin durumlarının büyük fotoğrafını çekmeli.
O fotoğrafı, rapor ve verilerle destekleyip, bina bina risk durumunu ortaya çıkarmalı.
En riskli mahallelerde hemen acilen deprem yönetmeliğine uygun binalar için uygun zeminleri bularak kentsel dönüşüm hamlesini başlatmalı.
Her mahallede afet toplanma merkezlerini 'listeleyip duvarlara asmalı'.
Büyükşehir Belediyesi, hata yapıp afet toplanma yeri olan EMEK Parkı betonlaştırdığı için 'yeni bir yer belirleyip AFAD verilerine yükletmeli'.
EMEK Park'ı listeden çıkarmalı.
Derhal dolgu sahaları üzerine yapılan sök-tak yapılar haricindeki yerleri tahliye edip, yıkmalı.
Daha önce Gölcük'te yaşanan depremde denizin nasıl dolgu alanlarını yuttuğunu biliyoruz.
O nedenle Büyükşehir Belediyesi yargının zaten durdurduğu, dolgu alanı ve kıyı kenar çizgisinde yaptığı betonlaştırmayı eski haline döndürmeli.
Kamu zararı olacak, yap-boz olacak ama 'yapmadıkları iş değil' zaten.
Bir insan canından daha değerli değil ya.
Kıyı kenar çizgisine yapılan dev otelin durumu tekrar gözden geçirilmeli.
Yüksekliğiyle, yapıldığı yer itibariyle 'tam bir tehdit'.
Gerekirse tahliye edilmeli.
Yaparlar mı?
Hiç sanmıyorum.
Umutsuzum ama 'şimdi durum farklı, belki ders çıkarmışlardır diye düşünüyorum.
Ve Allah korusun..
Samsun Büyükşehir Belediyesi'nin heyelanlı tarım arazisi olan Kürtün Vadisi'ni imara açma girişiminden acilen vazgeçmeli.
Bir daha adını bile anmamalı.
O işi bunca can yanmışken meclise getirmek zaten büyük cesaret işi olduğu kadar;
Vurdumduymazlığın, umursamazlığın ta kendisi...
Arazi AK Parti'li eski yöneticinin olsa ne yazar, olmasa ne yazar.
Onun malının derdi, Büyükşehir Belediyesi'ni ve meclisini niye gersin ki.
Tarım arazisi olarak almış, baksın işine...
Samsun'un işi gücü bu mu olmalı.
Hastanebaşı, Kökçüoğlu, Anadolu Mahallesi, Zeytinlik, Kıran, Kadife Kale, Cedit gibi aynı bölgede bulunan diğer mahallelerde bakmadık konut bırakmamalı.
Kentsel dönüşüme yönelmeli.
Bu işin şakası yok.
27 Kasım 1943'de Kuzey Anadolu Fay Hattı üzerinde meydana gelen 7,2 şiddetindeki Ladik Depremi’nde 4.016 kişi öldü, 4.471 kişi yaralandı. 23.785 ev yıkıldı.
Sadece 80 kilometre uzaklıkta.
6 Şubat 2023 depreminin sonuçları gözler önünde.
Bu kadar anlatımdan ve verileri ortaya koyduktan sonra ne dediğimi anlamayanlar olursa;
Gitsin evine otursun, televizyonda dizi seyretsin.
İşi de Samsun'un geleceğini düşünenlere bıraksın..
Hepsi bu kadar.
LADİK 1943 DEPREMİNİ UNUTMA SAMSUN
Şiddeti 7,2 4.016 ölü, 4.471 yaralı, 23.785 ev yıkıldı
Faya yakınlığımız
sadece 60 kilometre