Samsun'da kentsel yaşam konusunda bir sorunun var mı, yandın.
Çünkü çıkmaz sokaktasın adeta.
'Konuyla birinci elden ilgilenmesi gerekenlerin' sorumsuzluğu oldukça yaygın.
Açık söylüyorum bir çok kurumda.
İşini doğru dürüst layıkıyla, liyakatle yapanlara sözüm yok elbette.
Ama gerçekten bazen bu kentin yaşayanları kendini çok çaresiz hissediyor.
Basın neden yazıyor, neden önce ilgililere söylemedin diyorlar ya, işte tam da bu nedenden.
Çünkü ilgilenmiyorlar.
Bir sonraki ilgiliye topu atıyorlar.
Hele ki şu sıralar Samsun Valisi Doç.Dr. Zülkif Dağlı'da Maraş'ta görevli ya tam bir sıkıntı var kente.
Kulaklarının üzerine yatmışlar resmen.
Ne duyuyorlar, ne konuşuyorlar, ne de bahsettiğimiz konularda bir icraatları var.
Kentte deprem sonrası 'riskli binalar belirlensin, Samsun Kuzey Anadolu Fay hattına yakın' diye çok söyledik, tek bir kıpırdanma yok.
Uzmanlar söyledi, tık yok.
Vatandaşlar yüksek katlı binaların 'analizlerini yapsın' istiyor diye defalarca yazdık;
İnanın tek yetkili arayıp da başladık demedi.
Tek bir çok katlı site yönetimi dahi arayıp da, 'Biz karot testlerimizi yaptırıyoruz, yaptırdık demedi.
İmar barışından yararlanmış binaların durumunu kimse bilmiyor.
Bir tek içinde oturanlar tedirgin onlar da 'Kentsel dönüşüm yapılsın' diye çağrıda bulunuyor.
Ama bir test biz de yaptıralım, can güvenliğimiz var mı diye harekete geçmiyor.
Onlar da kurumlardan bir şeyler bekliyor.
Belediyeler tam bir suskunluk içinde.
Arkadaş insanlar korku içinde.
Televizyonda uzmanlar uyarıyor.
Zemin, zemin, zemin diyorlar.
Tedbir, tedbir tedbir diye bas bas bağırıyorlar.
Deprem öncesinde imar barışından faydalanmış binalarla ilgili çalışma yapın diyorlar.
AFAD Genel Müdürü çıkıyor;
Heyelanlı arazilerdeki yapılaşmaya dikkat çekerek, deprem bölgesindeki illerin daha iyi zeminlere kaydırılacağını söylüyor.
Ne yazık ki, gerçekten ne acı ki, Samsun'da Büyükşehir Belediyesi, bu çağrılar üzerine harekete geçip riskli bölgeleri ortaya çıkarıp, vatandaşı uyaracağına;
Heyelanlı tarım arazisi olan kürtün Vadisi'ni imara açmak için ısrar üzerine ısrar ediyor.
Büyük talihsizlik.
Böyle bir zihniyetin derhal aslında görevinden alınması gerekir.
Ama onlar 'ellerinde teklifleri' uygun günü bekliyorlar.
Vatandaşların tepkisi üzerine 'kaldırıp çöpe atmıyor teklifi' yeniden getireceğim der gibi, milletin gözüne baka baka, bekletmeye alıyor.
Zihniyete bakın siz.
Nasıl bir yönetimle başbaşayız.
Ne kadar tehlike içindeyiz aslında.
Vurdumduymazlığa bakın.
40 bini aşkın insan toprak altında, enkaz altında daha ne kadar cansız beden var bilinmezken, akılları fikirleri 'imar'.
Heyelanlı alana imar,
Tarım alanına imar,
Meraya imar,
Samsun gerçekten çok değişik bir süreçten geçiyor.
Çevre ve Şehircilik İklim Değişikliği Müdürlüğü'nün bu riskli binalar konusunda çalışmaları başlatmasını bekliyoruz.
Tek ses, tek açıklama yok.
Gerçekten artık bu konuda ne yapıyorsunuz diye, bu kentin yaşayanları olarak sorgulama zamanı geldi.
Vatandaşlar riskli gördükleri binaların akıbetinin ve risk durumunu bilemediğinden taşınmaya başlamış iddiaları var,
Hemen her gün kentsel dönüşüm olmayacak mı diye onlarca kişi bir bilgi kırıntısı arıyor.
Hastanebaşı Mahallesi kentsel dönüşüm bekliyor diye twitter grubu kurulmuş.
Görmüyorlar, duyarsızlar..
Ve kılları bile kıpırdamıyor.
Acıyla tecrübe etmek zorunda mıyız her şeyi.
İllaki başımıza mı gelmeli.
Enkazlar altında yakınlarımızı mı aramalıyız.
Marmara Depremi'nin üzerinden 23 yıl geçmiş ders almamışız.
6 Şubat 2023'de daha büyüğünü yaşadık.
Halen mi ders almıyoruz?
İşin ilginci;
Biz bunları yazınca, uyarınca da 'Bazıları tepki gösteriyor inanılmaz şekilde'.
Dedikodu iflas ettirir diyenler bile var.
Onlar bazı inşaat firmaları, mal sahipleri anlıyorum onların da derdini.
Ama biraz empati yapın ya.
Maraş'a, Adıyaman'a, Malatya'ya, Hatay'a, Antep'e bakın, diğerlerindeki acıları görün.
Parayı götüremiyor kimse bu dünyadan giderken.
Havaalanlarından topluyorlar kaçmak üzere olan müteahhitleri.
Onca sönen hayat, yarım kalan hikayelerden de mi ders çıkaramıyoruz?
Bir de, anlayamadığım bir şey var;
'Riskli risksiz her bina bir test yaptırsa olmaz mı. O karot testi elinde olsa yatağında rahat uyumaz mı?
O karot testi, yani depreme dayanıklılık raporu elinde olan firma 'avantajlı duruma geçmez mi'?
Ne kaybeder, 3-5 bin lira. 50 bin lira olsun.
Devlet, test yaptırmak isteyenlere yardımcı olsun.
Olmaz mı?
O testleri yaptıranlar ne kazanır peki; hiç düşündüler mi?
"Hem güvenirlilik kazanır, hem de Allah korusun olası bir depremde onlarca insanın canını".
Keşke 'Maraş ve diğer 9 ilde o testler önceden yapılsaydı, demiyor muyuz şimdi?
TV haberlerinde görmüyor musunuz, bazı binalar için önceden şikayet yapılmış ama kimse ilgilenmemiş ve sonuç ortada.
Böyle mi olsun istiyoruz, anlamıyorum ki...
Düşünsenize; Maraşta'ki Ebrar sitesi için bu test olsaydı, 800 insanın canı kurtulmuş olacaktı.
Yazık gerçekten yazık.
Başa gelmeden idrak edemediğimiz gibi, ne yazık ki Samsun'da ilgili kurumların duyarsızlığı da şaşırtıcı.
İnsanların, gerçekten hem depremler ve TV'de gördükleri enkaz, can kayıpları nedeniyle psikolojileri bozuldu, hem de Samsun'un riskli bölge olması yüzünden tedirgin.
Artık binaların güvenliği gerçekten çok önemli.
Kağıt gibi yırtılan binaları canlı canlı gördük deprem bölgesinde
Lütfen ders çıkaralım.
Ve tüm bunlara rağmen Samsun'daki sessizlik dikkatinizi çekiyordur sanırım.
Bana göre öyle, size göre de çok garip, değil mi?
Kaç gün geçti depremin üzerinden, halen bir çalışma başlattık diyen tek kurum yok.
O nedenle;
Ben özellikle Samsun Valiliği,
Samsun Çevre ve Şehircilik Müdürlüğü ile AFAD Müdürlüğü..
Ve Samsun Büyükşehir Belediyesi ve hatta ilçe belediyelerinin derhal harekete geçmesini Samsunlular adına talep ediyorum.
Tarım Müdürlüğü, DSİ, Karayolları gibi kurumlara da seslenmek istiyorum;
Hemen hepsi kendi icraatlarını yaparken toprak, zemin analizleri yaptırıyor.
Bu analizler ışığında riskli olabilecek bölgeleri ortaya çıkarın o bölgelerdeki binalarla ilgili çalışma başlatın.
İmar barışından yararlanmış 108 bin bina öncelikli olarak, kamuoyunda gündeme gelen bazı çok katlı binaları denetimden geçirin.
Heyelanlı zeminlere yapılan binaların testlerinin yapılmasını zorunluluk haline getirin.
Bu binalar ile ilgili iddia varsa bile yapın.
Vebali de sorumluluğu, sonuçları da ağır.
Yapmadık, yaptırmadık demeyin en azından.
Eğer tüm bu uyarılarımıza rağmen bu kentte halen 'Depreme hazırlık ve risk azaltma yönünde' bir çalışma olmuyorsa, yapmayacaklarsa, kımıldamakta zorlanıyorlarsa;
Samsun'un siyasilerinden ‘tedirginlik yaşayan vatandaşlar adına’ önemle rica ediyorum.
Bu kurumların başlarındaki idarecilerini 'rahat rahat masa başında oturabilecekleri' illere gönderip, Samsun'a da 'sahada olabilecek yöneticilerin gelmesi için çabalayın'.
ÇÖZÜMSÜZLER'den usandık artık.
HALEN TEK YETKİLİDEN SES YOK
VATANDAŞ HAREKETE GEÇTİ
Samsun'da kamu kurumları deprem riski olabilecek binalarla ilgili çalışma başlatmayıp, kentsel dönüşüm çağrılarını da yanıtsız bırakınca, tedirgin olan vatandaşlar, seslerini duyurmak için 'twitter grubu kurdu'.
Vatandaş sosyal medyadan paylaşım yaptı, yetkililere seslendi, evinin altının su olduğuna işaret etti.