Okullarda 'tablet dönemi, sütlü beslenme, akıllı tahtalar' derken eğitimde top yekun çağ atlayacağımızı sanmayın..
Her zaman 'geçmiş dönemlerde' olduğu gibi, öğrenciye insana yakışmayan cezalar veren ve kendine eğitimci diyen' kişiler çıkacaktır..
Ama o öğretmeni, idareciyi 'eğitimde bir sorun varsa, onun sorumlusu benim' diyecek kadar sorumluluk aldığını ortaya koyan Hüseyin Aksoy'un Vali olduğu bir ilde ortaya çıkıyorsa, 'durum daha da vahim'..
O sözde eğitimci ya verilen sorumluluğun, mesajın farkında değildir, ya da eğitimci olmaktan uzaktır..
Aşağıda anlatacağım tüyler ürperten olay, Denizevleri İlköğretim Okulu'nda yaşandı.
Van'da yaşanan deprem sonrası, evi ocağı yıkılan ve ailesiyle birlikte Samsun'a göç eden A.A isimli öğrenci, daha dokuz yaşında. İlköğretim 2. sınıf öğrencisi..
Dersleri çok iyi değil. Yaşadığı acı olay nedeniyle biraz da agresif.
Psikolojik destek alıyor. Annesi babası da 'halen o depremin şokunu üzerinden atamamış'.
O nedenle dedesi torununun üzerine titriyor.
Ve o çocuk, ne kadar oyuncağı varsa, ne kadar kendine ait eşyası varsa enkazın altında bırakıp Samsun'a göç etti.
Çocukluğunu yaşayamadan 'acılarıyla Samsun'a geldi'..
Bir gün aynı sınıftan arkadaşıyla birlikte mahallelerinde bulunan bir evin altındaki depoda oyuncakları görünce oynadılar.. Hatta bir kaçını da izinsiz olarak dışarıya çıkardılar.
Deponun sahibi görünce, kızdı, sinirlendi.. Haklı da. Belki 'bir iki oyuncağı hediye edebilseydi, 'daha huzurlu olabilirdi ama olmadı'..
O öğretmenine şikayet etti. Bir bakıma eğitimcisine şikayet etmesi; çok daha doğruydu.
Öyle ya. Öğretmeni onu kenara çekecek, hatasını anlatacak ve belki de 'bir oyuncak hediye alacaktı'..
Sizce nasıl oldu gelişme.. İnanın tüyleriniz diken diken olacak...
Ailesini perişan eden, dünden itibaren de soruşturma açılan olay, 'eğitime kara bir leke olarak' düşecektir..
Şöyle ki;
Oyuncakların sahibinin şikayetinden sonra öğretmen, o iki yavrucağı çağırıyor..
Sonra sınıfın önüne çıkarıyor... Dilimin bile varmadığı bir 'suçla itham' ediyor, tüm arkadaşlarının önünde tek ayak üzerinde durma cezası veriyor..
Bir de 'bir başka öğretmenin beyi tarafından tokat' atıldığı iddiası var ama o soruşturma sonrasında ortaya çıkacak..
Öğrenciler o günden beri okula gitmek istemiyor. Depremzede öğrenci A.A'nın psikolojik sorunları artıyor. Ağlıyor ve okula gitmek istemediğini söylüyor.
Dün gün boyu bu olayla ilgilendim. Çocukların ailesini dinledim. Ne okul müdürü ne İlçe Milli Eğitim Müdürü telefonlara çıkmıyor.
Okul müdürüne daha sonra olaydan büyük üzüntü duyan arkadaşımız Salim Sürmeli ulaştı. Müdür, 'Ben devlet memuruyum bilgi veremem' diyor..
Evet devlet memurusun hocam. Konuşma, bilgi verme. Bunu biliyor ve anlıyoruz. Ama Devlete emanet edilen yaralı çocuğu da o hassasiyetle korusan olmaz mı?..
Yazık değil mi?..
Neyse konuyu Milli Eğitim Müdürü Cora'ya ve Vali Aksoy'a da ilettim... O depremzede yavrucağın ve aynı durumda olan arkadaşının yaşadıklarını şimdi 'Aksoy ve Coru araştıracak' araştıracak..
Ve inanıyorum ki gereğini yapacak..
Biz de takipçisi olacağız..
Ve küçük depremzede A.A’ya da istediği oyuncağı, biz gazete çalışanları olarak hediye alacağız..