Hakkari'de Geçimli Karakolu'nda 'şehit ettiler askerlerimizi bu kez'..
Hain PKK yüreklerimizi yine yaktı. Ramazan ayı demedi, Sahur'a kalkan askerlerimizi 'hiç beklemedikleri bir anda' vurdu..
Kimi kan uykudaydı, kimi bir kaç lokma yemek yemek için ayaktaydı...
İmansızlar, acımadılar kıydılar 'kınalı kuzulara'..
'Gel bizi vur' dercesine ve 50 yılda hiçbir şey değişmeyen mantıkla yapılan karakollar yandı adeta alev alev..
Köylülerin cep telefonuna çektiği görüntülerden izledik saldırıyı ama, dünya teknolojisine sahip TSK'nın 'saldırı öncesini tespit ettiği görüntüleri' göremedik..
Neredeydi o Heronlar acaba..
Nasıl bir istihbarattı bu... Onlarca terörist cephaneyle geliyor, karakolun karşısına kadar sokuluyor, cephesini kuruyor ve 'saldırıya başlıyor'..
Ki; gidin inceleyin tek nokta vardır saldırılacak oradan gelmişlerdir inanın.. Yani teröristin geleceği yer belli, saldıracağı yer belli...
Belli olmayan tek şey var, 'istihbaratımız yok'...
O nedenle de terhisine 15 gün kalmış olan Metin Çevik şehit oluyor..
O nedenle Astsubay Kamil Çelikkaya emekliliğe dört ay kalmasına rağmen kara toprağa giriyor..
O nedenle Ahmet, Hakan, Burak, Yaşar'ın analarının babalarının gözlerindeki yaş dinmiyor.
Minicik bebekler, babasız, genç gelinler kocasız kalıyor..
Stratejik hata var mıdır, yok mudur.? İstihbarat zafiyeti var mıdır, yok mudur.? TSK'nın komuta kademesinin bir kısmının cezaevlerinde olmasının yansıması ve moral bozukluğu mudur, coğrafyanın yol açtığı bir dezavantaj mı onu bilmem..
Hepsi de birer neden olabilir..
Ama o şehitlerden birinin babasının söylediği söz, aslında "Genel Kurmay Başkanı, Başbakan Erdoğan ve Cumhurbaşkanı Gül'e 'önemli bir hatırlatma ve bana göre acıyla söylenmesine rağmen bir gensoru niteliğindeydi"...
Göndermeyin o gençleri artık oralara, dedi şehit babası..
Kıymayın o gençlere.. Gençleri cepheden çekin. Onların işi değil bu, boşuna ölmesinler, dedi..
Yani kısaca dedi ki, şehit babası;
Ey Başbakan, sen geçtiğimiz yıl 13 askerin şehit olduğu zaman demiştin ki; "Bir yıl içinde profesyonel orduya geçiyoruz. Artık normal askerlik yapanlar terörle mücadelede yer almayacak. Bunun için çalışmaları başlattık. Hemen bugün olmuyor ama önümüzdeki yıl uygulanacak'...
Şehit babası bu kadar söylemedi elbette ama o çocuğunu askere gönderirken, Başbakan'ın sözünü hatırlamıştı belki de..
Başbakan söz verdi, profesyonel ordu PKK ile mücadele yapacak. Eğitilecek ve onların şartlarında o coğrafyada mücadele vermesini bilecek, demişti..
O nedenle de oğlunu askere gönderirken içi rahattı.. Profesyonel ordu terörle mücadele edecek, oğlu da geri hizmetlerde onlara yardımcı olacak vatani hizmetini yapacaktı.
Olmadı, şehit haberi geldi evine.. Anası 'Kuzuuum' diye ağladı.. Baba yıkıldı adeta, başıaanı yakınlarının göğsüne dayadı..
Sonra da işte o sözler çıktı ağzından.. Hem de yanında yüksek rütbeli bir subay varken...
"O gençleri çekin o cephelerden, çekin, boşuna ölmesinler, kıymayın onlara"..
Hakikaten ne oldu profesyonel ordu. Hep toplu şehit olayları yaşandığı zaman mı gündeme gelecek bu konu..
Son 20 günde 20'nin üzerinde şehit var..
Ortada 'bir yıl içinde geçeceğiz' denilen profesyonel ordudan haber bile yok. Kimse adını da anmıyor..
Ama karşıda Allah'tan bile korkmayan sahur vaktini pusu anı olarak gören ama bir o kadar da profesyonelleşmiş terörist, eli kanlı PKK..
Ya Karakolda kim var dersiniz?..
Terhisine 15 gün kalmış olan Er Metin Çevik.. Eşini ve çocuklarını, anasını, babasını görebilmek için gün sayan 'atsaydı şafak 14' diyecek olan 21 yaşındaki bir genç..
Hani şehit babası diyor ya 'çekin o gençleri oradan' diye..
İşte o gençlerden biriydi Metin Çevik..
Başımız sağolsun...