Sıcaklar bastırdı ve deniz sezonu açıldı..
Ancak 'tatil moduyla birlikte' boğulma vakaları da birbirini izledi..
Öyle 'basit rakamlar değil'.. 5 can kaybı var. Bir kişi ise halen aranıyor..
Boğulma vakaları ise 20'yi aştı..
Önemli olan kurtarma çalışmaları değil.. Önceden tedbir almak..
Zamanında uyarıların yapılması. Kamuoyunun bilgilendirilmesi..
Dip kayması olduğunu vatandaş nereden bilecek ki.. Müneccim mi, yoksa meteoroloji uzmanı mı?..
Bunu ilgili devletin birimleri açıklayacak, kamuoyuna duyuracak..
Öyle basit bir kaç sözle de değil..
Boğulma vakalarıyla ilgili geçtiğimiz yıllardan örnek vererek, vatandaşın dikkatini çekebilecek şekilde..
Bu da yetmez..
Tüm ekipler alarma geçilecek..
Kıyılardaki vatandaşlar uyarılacak..
Boğulma vakalarının ve dip dalgasının olduğu bölgelerde bu çalışmalar sabahın erken saatlerinden başlayacak, akşam saatlerine kadar sürecek..
Gerekirse basın da bu konuda destek olacak, yardım talep edilecek..
'6 can kaybıyla ve 22 boğulma vakasıyla yaz ayını kabusa çeviren Haziran ayı için 'önceden belirlenen' dip dalgası, dip kayması, kum oynaması, fırtına' gibi konularda vatandaş defalarca uyarılmalıydı..
Dün Vali Hüseyin Aksoy'un açıklamasını okudum..
Elbette Vali Aksoy, daha önce yapılması gereken uyarıcı bir açıklamaya bizzat kendisi müdahil oldu..
Oysa meteoroloji uzmanları bu tehlikeyi daha önceden belirlemeliydi..
Bu konuda Vali Hüseyin Aksoy'u, itfaiye daire başkanlığını, polis balık adamlarını ve sahil korumayı uyarmalıydı..
Bölge Tahmin ve Uyarı Merkezi diye bir kurum varmışta haberimiz yokmuş meğer..
Öyle basit değil.. Hem 'tahmin' hem de 'uyarı' merkezi birimin adı..
6 kişi boğulana kadar neredeymiş acaba diye sormadan edemeyeceğim..
Meteoroloji Bölge Müdürlüğü'nde bulunan bu birimin sorumlusu Hakan Büyükkaya, vatandaşı dün uyarıyor..
'3 gün denize girmeyin'..
Peki Mayıs ayında, Haziran aypının başında, ortasında, sonunda böylesine bir uyarı yapılmış mı?..
Yapılmışsa neden duyurulmada etkili olamamış.. Kimlerin kusuru var..
Uyarı yapılmamışsa, o birim tahmin ve uyarı merkezi adını niye taşıyor..
Yine soru şu.. Meteorolojik veriler üzerine tahmin yürütüp, uyarmayanlar kimler..
Şimdi dünden itibaren herkes anladı ki; dip kayması, fırtına var ve denize girilmesi tehlikeli..
Vatandaşın hepsine bu uyarıyı ulaştırmak mümkün değil ama yine de etkili olacaktır..
Ancak insan canının emanet edildiği bir uyarı merkezinin bana göre özellikle böylesine meteorolojik hassas konularda 'can kayıpları yaşanabileceğini' önemsemeli..
Daha dikkatli olmalı..
Eğer Haziran ayında böylesine önemli deniz hareketleri ve meteorolojik bulgular için önceden bir öngörü oluşturulamıyorsa ve değerlendirilme yapılamıyorsa, ne o uyarı merkezine ihtiyaç var, ne de uzmanlarına..
Var mı var, demek için birim oluşturmanın anlamı yok..
Şiddetli rüzgarı gören, zaten fırtınayı anlayabiliyor..
Denizde aşırı dalgayı gören de 'hırçınlığını hissedebiliyor'..
Hatta romatizması olan büyüklerimiz 'yağmur yağacak, dizlerim ağrıyor' deyince, yağmur bekleyen bir nesilden geliyoruz..
Ama gözle görülmeyen su altındaki 'Dip kaymasını' ancak denizde yüzerken tecrübe ediyor vatandaş..
O zaman da çok geç oluyor..
Sonuç mu?..
Haziran'ın bilançosu ortada..
22 boğulma vakası. 5 ölü 1 kayıp..
Bu arada canınızı seviyorsanız 3 gün denize girmeyin sevgili okuyucularımız..
Meteoroloji Bölge Tahmin ve Uyarı Merkezi uyardı..