MHP İl Başkanı Abdullah Karapıçak, sessiz, sedasız çekildi. Aday olmuyorum demek için de 'kongre öncesinden sadece iki gün önceyi seçti'..
Belli ki; bunu bilerek yaptı.
Çok müdahil olmak istemedi seçimlere. Ama 'bayrağı bırakırken de' kendinden sonra göreve geleceklere önemli tavsiyelerde bulundu.
Tavsiyelerin detaylarına gireceğiz ama öncelikle; tavsiyenin içinde bir işaret yok muydu o daha çok önemli..
Vardı..
Verdiği mesajlar içinde 'gençlerin önünü açın' sözü bir bakıma, Recep Güleroğlu'ndan daha yaşlı olan Şaban Kılıç ve Hasan Aslan'a da bir tavsiye özelliği taşıyordu...
Buna gerek var mıydı bu tartışılır.
Ama sonuçta Karapıçak, görevi bırakırken bunu 'söyleme gereği duydu'.. Hatta bir bakıma şunu söyledi; "Ben gençlerin önünü açıyorum, siz de açın"..
Bu sözler, tabanda nasıl bir yankı bulacak, adayların buna tepkisi olacak mı, onu bugün göreceğiz.
Ama Karapıçak'ın söylediği sözlerin içinden şunu da almak gerekir. "Tavsiyeyi bir dayatmaya çevirmedi. AK Parti'de yaşanan 'genel merkez adayımız şudur' filan gibi garip bir açıklama yapmadı. Fikrini söyledi, son sözü de delegeye bıraktı'..
Bu kadarı hakkı mıdır. 10 yıl bu görevi sürdürdükten sonra 'bir abi tavsiyesi olarak normal' görüyorum açıkçası..
Çünkü 'sonuçta başkan sandıktan çıkacak. Delege ne derse o olacak'.
Yani MHP'de demokrasi işleyecek. Diğer adaylar, kendini daha iyi anlatır delegenin tercihi olursa, sandıktan zaferle çıkar..
Şimdi son söz delegede..
*********************************
Güleroğlu'nun bir sözünü sevdim..
Dün MHP'nin 'genç diye işaret edilen' adayı Recep Güleroğlu konuğumdu. Yaklaşık iki saat süren sohbetimizde, 'aslında çok sıkıştırdı bizim arkadaşlar'..
Hepsini ustalıkla yanıtladı...
Kavgayı, tartışmayı çok sevmeyen, parti içindeki mücadelenin 12 Mayıs akşamı sona ereceğini anlatan bir yapıya sahipti..
Kendisine ve ekibine inanmış..
Ama çok hedefleri var. MHP'nin Samsun'a katma değer katan bir teşkilat haline gelmesini istiyor. Tabanın sesinin her zaman 'teşkilatta önemli olduğunu' vurguluyor.
Diğer adaylar Şaban Kılıç ve Hasan Aslan için abimizdir, diyor..
'Birliktelikten söz ediyor'. Ama en önemlisi, MHP'nin hak ettiği yerlere gelebilmesi için 'ağır bir yükün altına girmeye hazırlandığını' söylüyor.
Ancak bir sözünü çok sevdim aslında. Çünkü Abdullah Karapıçak'ın işaret ettiği kişinin kendisi olmasına rağmen, o daha geniş vizyondan bahsetti..
"Şahsa ait politika yerine, Samsun'u, üniversitesiyle, köyleriyle, ilçeleriyle birlikte kucaklayacağız".
İşte MHP'nin en çok ihtiyacının olduğu şey belki de bu.. Hatta bu Samsun'un sorunu değil. Türkiye'de bu zincir kırılmalı..
Tabanın sesi, 'tavanı' ilgilendirmeli...
Yoksa küçük olsun bizim olsun, demekle, ancak bu kadar oluyor..
**************************
O bayrak 4350 metre değil miydi?..
Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül'ün, dönemin SAMSEV Başkanı Sadi Subaşı'nın girişimiyle Samsun Valiliği'ne kazandırdığı 4350 metre uzunluğundaki dev bayrak, sanırım bayağı kısmını kaybetmiş..
Dün arkadaşlar haberi getirdiklerinde, "Bu bayrak 4350 metre olması lazımdı' dedim ve Sadi Subaşı'ya sordurdum..
Bayrağın 1919 metreye dönüştürülmesi, aslında çok anlamlı olmuş ve Atatürk'ün Samsun'a çıktığı tarihi anlatması açısından da 'güzel bir düşünce ama';
Bayrağın gerisine ne oldu merak ediyorum. Bir ara, bakımsızlıktan küflendi, çürüdü gibi söylentiler çıkmıştı ama yaklaşık 2431 metresinin yok olması acaba, ikinci 1919 metre uzunluğunda bayrak mı oluşturuldu, düşüncesini getirdi aklıma..
Yok eğer sadece 1919 metre kaldıysa, bundan sonra iyi bakımını yapmak gerekir..
Çünkü öylesine dev bir bayrak için kalan 1919 metre adeta son sınır olmuş..
Orijinalinden bir metre daha eksilirse, Samsun için anlamını 'yitirmiş olacak'..