25 yıl öncesinden kendi adıma söz edebilirim..
Milliyet'te, Sabah'ta çalıştığımız yıllarda hemen her yıl 'öğrenci velileri şikayet ederdi'..
'Kayıt için zorla bağış istediler'..
Milli Eğitim Müdürlüğü yetkilileri ise hemen kontra yanıt verirlerdi..
'Asla zorla bağış olamaz. Belgesi olan getirsin'..
Sonra okul servisçileri aynı yakınmadan söz ederlerdi..
Milli Eğitim Müdürlüğü yetkililerinin kontra yanıtı değişmezdi..
'Belgesi olan getirsin'. Bağışın zorlaması olamaz'..
Hatta bazen bağışın ortaya çıkarttığı yankı ve şiddete göre dönemin Valisi de devreye girerdi..
'Zorla bağış alan okul yetkilileri ve okul aile birlikleri hakkında işlem yapılacak. Veliler şikayetçi olsun'..
Bağış iddialarına vekiller de müdahil olur, onların söylemi daha farklı olurdu..
'Bağışın zorlaması mı olur. Kişi isterse bağış yapar. Eğer zorla bağış verdiğini iddia eden varsa, ilin valisi, milli eğitim müdürü derhal müdahale etmelidir. İhmali olanlar hesabını verir'..
Zorla bağış konusu eğer 'söz konusu ilin dışına kadar çıkar da, Türkiye'nin her yerinden 'zorla bağış feryatları yükselmeye başlarsa' olaya 'Milli Eğiti Bakanı el koyardı..
O daha da sert bir açıklama yapar elbette.. Çünkü o işe 'Bakan' o.. Bir numaralı isim..
"Zorla bağış almayı kesinlikle kabul edemeyiz. Buna izin vermeyiz. Buna izin veren idareci ve okul aile birlikleri hakkında derhal inceletme başlatılacaktır.'..
Yıllar böyle geçti..
Aynı veryansınlar, aynı haykırışlar, aynı açıklamalar..
Bağışlar alındı, 'zorla kısmı, kendi isteğiyle verdi, bağış makbuzunu imzaladı' şeklinde beyan edildi..
Ne yapsın garip veli.. Çocuğunu kayıt ettirecek, yok imzalamıyorum mu desin?..
Altına imza attığı belgeyi gönderse, ne çıkacak ki.. Üzerinde bağış makbuzu yazıyor, altında imzası var.
Kime ne anlatsın..
Bağış yapmak isteyenler, kayıt sonrası 'şu hesap numarasına isterse gönülden bağış yatırsın' deseler, kaç kişi yatırır acaba..
Parası olan yatırsın elbette, ama beş kuruşun hesabını yapmak zorunda olan, Halk ekmek kuyruğuna girenden de 'bağış alınmayacak bir sistem kurmak çok mu güç acaba'..
Şimdi de okul servisçileri aynı isyanda..
Yargıya taşıyacağız diyorlar.
Samsun Toplu Servis Taşımacılar Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği Başkanı Hüseyin Binay, bu açıklamayı yaptı ve 25 yıl sonra yine aynı açıklamayı duyunca şaşırdım inanın..
Samsun İl Milli Eğitim Müdür Yardımcısı Muharrem Aykan, çeyrek asır önceki yöneticilerin söylediğinin aynısını söyledi..
"Ellerinde bilgi ve belge olması gerekir. Konu hakkında araştırma yaparak gereği neyse yaparız".
Yok hocam yok.. Ellerinde sizin 25 yıldır aradığınız belge yok..
Bağış makbuzu vardır elbette. Altında da imzaları..
Yeter mi, yetmez tabi ki..
O zaman hep birlikte tekrarlayalım..
'Belge var mı belge, Varsa gereğini yaparız'..