Önceki gün ilginç bir şey yaşadım..
Son zamanlarda gazeteciyi, politikacıyı bir tarafa bırak, hemen herkes siyasetin için öyle bir dalmışız ki; memleketim meselelerine 'ne oluyor diye bakmıyoruz' bile..
Her şey sıradanlaşmış..
Başımıza taş, tuğla düşse, 'kimsenin dikkatsizliği diye' yorumlamayıp, 'kader kısmet' diyeceğiz neredeyse..
Geçtiğimiz hafta oto gaza 30 krş zam geldi kimsenin umurunda değil..
Oysa oto gazı aracında kullanan dar gelirli insanlar çoğunlukla..
Yani talep nereyeyse oraya zam dönemi var herkes sessiz sedasız tepkisiz 'kaderine razı'..
Bir iki sivil toplum örgütü 'minik minik ses çıkardı' ama vatandaş 'paramız kadar' gideriz modunda..
Ama bakın dahası da oldu..
Bunu ben yaşamım boyunca ilk kez gördüm desem yeridir..
Atakum'dan işe gelirken, birden yol üzerinde bir akaryakıt istasyonunun önünde pompacı kıyafetli birileri 'rallilerde sallanan' bayraklardan sallayıp araçları istasyona davet ediyordu..
Mecburen görünce yavaşladım..
Ne oldu diye sordum..
'Abi akaryakıta zam gelecek. Bugün benzine, yarın motorine. Doldurun depolarınızı dedi..
İnanın bende uydum girdim istasyona..
Baktım ki arkamdaki araçlarda giriyor..
100 lira uzattım yakıt alacağım, pompacı abi bence full yap, zam geliyor diye tekrar uyardı..
Şaşırdım gerçekten..
Ben de 'Gelsin. İlk değil ki. Bitsin yine alırız' dedim..
Sonra büroya geldim gördüğüm olayı arkadaşlarıma anlatırken, 'asıl bomba mesaj geldi'..
Çünkü telefonuma geldi bu kez de mesaj..
'Benzine motorine zam. Depolarınızı doldurun diyordu'..
Yani artık zamlar aslında gündemimizin normal bir seyri ama vatandaş olarak uyuştuk adeta..
Olsun diyoruz..
Depoya biraz yakıt koyup, ohh bu zammı da atlattık diye bakıyoruz..
Oysa o zam her yeri sarıyor. İğneden ipliğe..
Ama bizler bir daha ki zam gelmeden, zammı bir gün öncesinden haber alırsak, yine depomuzu dolduruyoruz..
Niye bu zamlar, neden dünyanın en pahalı akaryakıtı kullanıyoruz diye sorgulamıyoruz...
Dizileri gerçek hayat gibi, gerçek hayatı ise diziler gibi yaşayan bir sürecin içinde Hürrem Sultan, Karadayı, Ben Onu Çok Sevdim, ne zamandı, bu hafta oynamadı 'tüh nasıl bekleyeceğim bir hafta' diyerek, 'sanal dünyada' yaşamın gerçeklerini görmezden gelerek, yaşıyoruz..
Oysa memleket manzarası 'ekonomik anlamda' hiç iyi gözükmüyor..
Alışmışlık, uyuşmuşluk nedeniyle tepkimiz yok ama 'dışarıda yaprak kımıldamıyor'..
Ekonomik kriz var mı yok, deniliyor...
Yol kenarında 'bayrak sallayan adam kimi uyarıyor o zaman'..
Depoya bir gün sonra yansıyacak krizi elbette..
Neyse depoda şu an yakıt var..
Bu günlük krizi atlattık...
Zamlı aldığımız günde 'Kader kısmet deriz' olur biter..