Samsun olağanüstü bir süreçten geçiyor.
Türkiye uygun olmayan zeminlere yapılan çürük binaların yıkımlarının acısını yaşarken, Samsun'da 'birileri, birilerine' rant oluşturmak için' amansız bir mücadele içindeler.
Hem de öyle bir mücadele ki;
Hizmet etmek için onları o makamlara getiren Samsun halkıyla hiç ilgisi alakası olmayan, beş kuruşluk menfaat sağlamayacak bir işle..
Samsun'un nefes aldığı bir noktayı 'imara açmak için' verdikleri çabayı, bir teklif getirip bir çekmeyle geçirdikleri zamanı, enerjiyi kentin gelişmesine harcasanız olmaz mı diye sorası geliyor insanın.
Ne bitmez tükenmez bir hırs, ne bitmez tükenmez bir, 'birilerini kayırma işiymiş bu'..
O nedenle;
Kürtün Vadisi'ndeki 362 dönümlük heyelanlı ve birinci sınıf tarım arazisi olan Kürtün Vadisi'ni 'imara açmak isteyen' zihniyete ve türevlerini iyi tanımak gerekir.
İyi tanımalı ki, neyi ne için yapıyorlar anlamak gerekir.
Kültür Parkı betonlaştıran da, Yalı Kafe'yi yıkıp yerine beton kütle koyan da, Atakumlu’nun nefes aldığı Emek Park'ı yine betonlaştıran da bu zihniyet.
Kaldı ki EMEK Park, AFAD'ın afet halinde toplanma alanı olarak geçiyor.
Beton düşkünlüğü bu kadar pes dedirtecek boyutta.
Alo 153 binasını ve minibüs terminalini 'dolgu sahası üzerine yapan da' yine bu zihniyet.
Yargının yürütmesini durdurmasına rağmen inşaatları plan değişikliğiyle sürdüren de; durdurma kararına rağmen kurdele kesip minibüs terminalini hizmete açan da yine aynı zihniyet.
Yeşil alanları farklı yerlere taşıyarak, betonlaştırmak için yeni projeler üreten de bu zihniyetin ürünleridir.
Ben yaptım oldu zihniyeti 'öylesine farklı çalışıyor ki', kendisinden önce yapılanları savunan SBB'de eskiden kalan türevleriyle birlikte, 'o yapılanları yıkacak kadar da yap-bozlarla, kamu zararına yol açan bir zihniyet’...
O gün yapılsın diye el kaldıranlar, bugün yıkılsın diye savunuculuk yapanlardır ne yazık ki.
Çiftlik AVM, Atakum Marina, Kültür Park sadece bir kaçı.
Kaldı ki, bu zihniyetin geçmişte kalan versiyonları da kıyı kenar çizgisine yargı kararlarına rağmen 150 metre yüksekliğinde 'otelin dikilmesine de' yol açan zihniyettir.
Benzer zihniyet, Lojistik Köyü bile meranın üzerine yaptırmıştır.
Şimdi ise Samsun Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Demir'in bir ısrarı, meclisteki gölgeleriyle birlikte 'yatay mimari yapacağız, hakların korunması, Çevre Bakanlığı'nın raporu var, AFAD rapor verdi gibi' saçma sapan mazeretler öne sürerek, heyelanlı tarım arazisini imara açmak için bir gayret içindeler.
Daha önce getirdiler meclise, geri çektiler.
Samsunluların tepkileri 'esti adeta'..
Hiç ayıp olur diye düşünmeden Türkiye'nin deprem acısı yaşadığı, yaslı olduğu bir süreçte de 'aynı teklifi meclise getirdiler'.
Samsun tabi ki yine ayağa kalktı.
Zihniyet değişmiyor ki.
Rantçı zihniyet birileri için harekete geçmiş olmalı ki; 'ısrar etmekten, raftan indirmekten geri durmuyorlar'..
Şimdi anlamadığım şu..
Bu zihniyete kim baskı yapıyor sürekli de, şahsi birinin arazisi olan yeri 'imara açmak için çırpınıyorlar'..
Meclisi sürekli bu konuyla meşgul ediyorlar.
Ne çıkarları olabilir ki bu işten diye sormadan edemiyorum.
AK Partili eski bir yöneticinin yeri kısa bir süre önce satın almasından olabilir mi?
Söz mü verdiler acaba, sen al biz imara açarız diye?
Bilemiyorum tabi ki.
Neden bu ısrar?
Olmuyor deyip vazgeçemezler mi?
Sonra Toprak Koruma Kurulu buna izin vermiyor ortada.
Neyin ısrarı bu böyle?
İnsan anlamak istiyor.
Bu kentin bir yaşayanı, depremin acılarını günlerdir TV'den izleyen, orada bulunanlardan öğrenen biri olarak Samsunluların merak etmesi de gayet normal.
Nedir bu ısrarlı imar işi?
Mesela neden bu ayıplı teklif, 'bir daha meclise getirilmemek üzere ret edilmiyor da' beklenmeye alınıyor.
Samsunluya hizmet için var olan koca Samsun Büyükşehir Belediye Meclisi'ne, bir kişinin malının derdi mi kaldı?
Yapmayı versin o AK Partili iş adamı oralara villaları...
Samsun'a ne?
Samsunlunun kazancı ne?
Büyükşehir Belediyesi'nin ve Cumhur İttifakı üyelerinin kaybı ne?
O araziyi alırken bilmiyor muydu, heyelanlı tarım arazisi olduğunu?
İnşaat yapamayacağını. Ondan öncekilerin de yapamadığını.
Neyine güvenmiş de, almış araziyi.
Heyelanlı, tarım arazisi ve riskli alan olduğunu bile bile almamış mı?
Deveci armudu yetiştirsin, tarım yapsın.
İsterse yapmasın, bize ne, Samsunluya ne, Büyükşehir Belediyesi’ne ne?
Ne yaparsa yapsın. Kendine ağaçtan sök, tak bir bağ evi yapsın otursun aşağı.
Al sana koca bir çiftlik.
Ama beton yapmasın; Allah korusun, faciaya davetiye olur.
Deprem bölgesinde gördük; heyelanlı alanlarda toprak yarılmış 5 metre sağa sola kaymış.
Hangi yatay mimari 'öyle bir depremde, hele ki heyelanlı arazide ayakta durabilir’.
Yazık değil mi oradan ev alacaklara. Onların ki can değil mi?
Az empati yapın ya.
Hiç mi düşünmüyorlar, canlı canlı mezar yeri yaptıklarının hiç mi farkında değiller?
İmar barışlarının insanlara facia olarak geri döndüğünü de mi göremiyorlar?
Gerçekten anlamış değilim.
Tam bir akıl tutulması yaşanıyor.
Söyleyeceğim şudur;
Samsun Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Demir'in Samsun'a katkı vermediğini hatta yaptığı her betonlaştırma ile risk oluşturduğuna kesin inananlardanım.
Bu kente katkısı olmayacağı gibi, ilerisi için zararı da olacağı görülüyor.
O nedenle seçimi beklemeden, telafisi imkansız zararlara yol açmadan, bu tür işlere imza atmadan görevden el çektirilmesi gerekiyor.
Bunu Samsun'un iyiliği için AK Parti'nin ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yapmasını talep ediyoruz.
Bana inanmazlarsa Samsun'da bir anket yaptırsınlar.
İlçeler dahil.
Görevde kalsın mı, alınsın mı diye?
Sonuç ne ise ona göre hareket edilmeli.
Kaldı ki Erdoğan bunun benzerini 2019 yerel seçimleri öncesi bazı belediye başkanları için 'istifaya davet ederek yaptı'.
Bazı belediye başkanlarının 'metal yorgunluğu' adı altında istifasını istedi ve 20'ye yakını istifa etti.
Samsun Büyükşehir Belediyesi eski Belediye Başkanı Yusuf Ziya Yılmaz da, o istifa furyasında görevinden ayrılmak zorunda kaldı.
Başkan Demir'in ise, Samsunlularla yıldızı daha ilk günden suya zam yapmasıyla ters düştü.
Son zamanlarda ise 'bir çok yerde ters düştü'.
Tekkeköy’de binalarını kamulaştıran aileler video çekip paylaşıyor.
Bafra’da meralarına hal binası yapmak istediği köylüler, isyan bayrağı açmış durumda.
Gülsan’da yerlerini verip, Toybelen'de yer alan esnaf zam üzerine zamlar sonrası ağlıyor.
Çiftlik’te davalık, Saathane’de davalık, Cumhuriyet Meydanı’nda davalık, Batı Çevre Yolu'nda davalık vs.. vs..
Hem de sağlık sorunları var.
Ağır ilaçlar kullandığı muhakkak.
Bu süreçte sağlıklı kararlar alamadığını da düşünüyorum açıkçası.
Türkiye'nin yasta olduğu bir dönemde 'heyelanlı tarım arazisini imara açmak' zaten sağlıklı bir karar da olamaz.
O nedenle öncelikle kendi iradesiyle 'Samsunludan helallik isteyip, istifa edebilir'..
Daha da ters düşmenin anlamı yok.
Hayatın 45 saniye kadar kısa olduğunu 10 ilde yaşayan binlerce insan gördü.
İlla ki bir felaket yaşamak gerekmiyor anlamak için.
O nedenle istifa etmiyorsa; Demir artık bu saatten sonra bu kentin sağlıklı geleceği için görevden alınmalıdır.
Sonuçta onun yerine, Samsunlu ile daha barışık, ilçesinde sevilen, Samsun'da bilinen AK Partili belediye başkanları da bu kentte mevcut.
Yeni yönetimin de ilk işi Samsun'un kentsel dönüşümüne önem vermesi, riskli binaları güçlendirmek için harekete geçmek olmalıdır.
Birilerinin 'imar işleriyle uğraşmak yerine’ Samsun'un bütününü düşünmelidir.
Makamlar ve hizmet kişiye özel değildir.
Şahsi fikrim ama bu kent için bu süreçte en doğrusunun böyle olduğunu düşünüyorum.
Kendisi katılır fikrime, katılmaz, katılan olur, olmaz bilemem.
Ama heyelanlı bölgeyi bile imara açabilecek kadar ileriye gidebilen zihniyetlerden Samsun Büyükşehir Belediyesi kurtulmalı.
Bu son cümlem, talebimin sadece kendisiyle de sınırlı olmadığını anlatmıştır sanırım.
Aynı zihniyeti taşıyan, o teklifi savunan geçmişten bu yana hatalı işlerin savunuculuğunu yapan 'zihniyetlerin de görevden el çektirilmesi ya da istifa veya emekliliğini istemesi gerekir'.
Çünkü Samsun, depremin bu kadar tehdit ettiği bir dönemde afet toplanma alanın bile betonlaştıran, heyelanlı arazinin imara açılmasını talep eden, ama kentsel dönüşüm bekleyen yerler için 'mücadele vermeyen zihniyetler' tarafından artık yönetilmemeli.
Dönem o dönem değil.
Samsun deprem riskli bir bölge.
Türkiye riskli zaten..
Yarın bu konuda uzun bir araştırma yazısı hazırladım.
Rantçıların görmeyen gözleri görsün, duymayan kulakları işitsin diye.
O nedenle;
Kentimin, bu kenti birlikte paylaştığımız herkesin geleceği için Büyükşehir Belediyesi'nin 'kenti olası bir depreme hazırlayan, gelişmesini riske sokmadan sürdürebilen, yap-bozlardan uzak, vatandaşıyla barışık' bir yönetime ihtiyacı olduğunu;
İçtenlikle tekrar vurguluyorum.
AK Parti'nin milletvekillerine de sesleniyorum.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'a sesleniyorum.
Birilerine hizmet eden değil, Samsun'a hizmet eden yeni bir yönetim oluşturun.
Başkan Demir görevden alınsın..
O TEKLİFİN SAVUNUCULARI
BU KEZ BEKLEMEYE ALDILAR
SBB Başkanı
Mustafa Demir
Meclis Başkanvekili
Nihat Soğuk
Gn. Skr. Yard.
Zennube Albayrak
SBB Meclisi'nin
haline bak şaşır
Samsun Büyükşehir Meclisi'nde Cumhur İttifakı üyeleri, bir kaç gün önce komisyonda kabul ettikleri heyelanlı arazinin imara açılması teklifini, vatandaşların yoğun tepkisi üzerine bu kez beklemeye almak için el kaldırdılar.