PKK tarafından şehit edilen Samsunlu Başsavcı Murat Uzun'un savcının son telefon görüşmeleri dün acı bir gerçeği de ortaya çıkardı..
Tunceli Ovacık Cumhuriyet Savcısı Uzun, bir meslektaşıyla yaptığı son telefon görüşmesinde ilçede hâkim ve savcılara yönelik bir saldırı gerçekleştireceği ihbarı aldıklarını söyledi.
Ve “Tehlike altındayız, çok tedirginim” dedi.
Dün de ebediyete yolculuğu töreni vardı Samsun'da.. Gözyaşlarıyla uğurlandı..
PKK'lı teröristlerce şehit edildi Başsavcı Uzun o konuşmasının ardından..
Bir bakıma göz göre göre, geliyorum diye diye şehit edileceğini tahmin ederek, terör kurbanı oldu Samsunlu şehit Uzun..
Adalet Bakanlığı'ndan bir süre önce koruma istediği de öne sürüldü..
Dün “adalet.org”ta yer alan hakim ve savcılar da olaya tepki gösteren mesajlar yazdı..
İGşte o mesajlar:
BÜLENT CANSU (CUMHURİYET SAVCISI): Fark edilmek için şehit mi olmak gerekiyor? Vatan sağ olsun elbet. Ama biz de sağ olalım. Sığınmacılara bile reva görülmeyen lojmanlarda, doğu hizmetinde, güvenliksiz kalmak da ne demek? Hangi aklın ürünü, hangi vicdanın vurdumduymazlığı.
ALPER SÜRGEN (CUMHURİYET SAVCISI): Hangi lojmanda koruma var ki? 2 sene Pülümür’de çalıştım, oraları iyi bilirim. Allah’a emanettir hakim savcı. Parmaklık bile yoktu lojmanda. Nöbetleşe uyuduk eşimle 2 yıl.
MURAT AKYÜZ (ŞİRVAN CUMHURİYET SAVCISI): Lojmanımızda herhangi bir güvenlik tedbiri olmadığı için bugün kaymakamlığa lojman için 24 saat esaslı güvenlik talebimizi içeren yazımızı gönderdik. Aynı yazımızda yakın koruma polisi de talep ettik. Bakalım sonuç ne olacak.
TAMER KESKİN (HAKİM): Ağrı ili Tutak ilçesinde göreve başladığım sırada lojmanda koruma olmaması dikkatimi çekmişti. Biz terör bölgesinde çalışıyoruz diye silah istedim, aylar sonra çalışıp çalışmayacağı şüpheli, kalitesiz bir silah gönderild, ben de almadım. Kaymakamlık, emniyet, jandarma lojmanında koruma vardı. Tek bizim lojmanda koruma yoktu. Doğuda lojmanların çoğunda koruma yok. Bu akıl işi değil.
Dün bu mesajlar ve şehit Başsavcı'nın telefon konuşmasındaki söyledikleri Türkiye'nin gündemindeydi..
Hakim ve savcıların tepkisine yorum yapan vatandaşlar;
"Cumhuriyet Savcıları bunu söylüyorsa, sınırda nöbet tutan asker ne yapar' şeklinde yorumlar yaptı..
Tehlikeli tırmanış ve tepkiler bununla da sınırlı değil..
Dün Samsun'da Büyükşehir Belediye Başkanı Yusuf Ziya Yılmaz'a atılan yumruk, Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç'ın aracının yolunun kesilmesi, tepkiler açısından kötüye işaret gibiydi adeta..
İşte dün yine şehit cenazelerinde yine tepkiler oldu. Bu kez İstanbul Bahçelievler'de, eski Vezirköprü Kaymakamı Şevket Cinbir'e tepki gösterdi vatandaşlar..
Şehit Er Erhan Bulut'un cenaze töreninde acılı şehit Babası Cevdet Bulut'a başsağlığı dileyen Kaymakam Cinbir, bazı şehit yakınlarının tepkisiyle karşılaştı.
Terörün önlenmesindeki yaklaşımı eleştirdiği belirtilen bir kadına "Sen sus!" deyince ortalık gerildi.
Bingöl’de de bir araya gelen yüzlerce vatandaş taş, sopa ve sandalyelerle Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) İl Başkanlığına saldırırken, partililerin de karşılık vermesi üzerine ortalık adeta savaş alanına döndü.
Bu yazıyı yazarken Türkiye'nin sekiz ilinde şehit töreni vardı. Başka illerde başka bir olay yaşandı mı bilmiyorum..
Umarım olmamıştır ve sağduyu hakimiyeti devam eder..
Ama tepkilerin 'artığını görmek' PKK'ya lanet okumakla sınırlı kalmadığı da bir gerçek..
Eli kanlı PKK ile müzakereyi bırakıp, mücadele noktasında 'net ve kesin çözümler üretilmesi' kaçınılmaz bir hal almıştır..
Samsun'un 2 günde üç şehidine helallik verdiği düşünülürse, 'durum acildir'..
Herkes bugün ne olacak diye tv haberlerine bakamaz hale geldi..
Ne yazık ki; gözyaşı dinmiyor..
adalet.org'da meslektaşı Uzun'un şehit edilmesi sonrası mesajı yayınlanan Cumhuriyet Savcısı Bülent Cansu'nun dediği gibi; Vatan sağ olsun elbet. Ama biz de sağ olalım.
Savcımız, polisimiz, askerimiz, kaymakamımız da sağ olsun.
Analar ağlamasın.. Yürekler yanmasın.. Eli kanlı teröristlerden hesap sorulsun..
MHP Lideri Devlet Bahçeli'nin dediği gibi 'bunun çözümü olağanüstü hal ise' yarın çok geç olmasın..