Terme'de bir ishal salgını ortaya çıktı ve devletin kurumların böyle bir durumda 'neler yapması gerektiğiyle ilgili' kargaşa baş gösterdi..
Sanki Terme Afrika'da bir yerleşim yeri de '3 bin 500 kişiyi bulan ishal salgınının' nedenleriyle ilgili günler geçmesine rağmen 'kamuoyunu bilgilendirecek' net bir açıklama yapılamıyor..
Herkes başka bir şey söylüyor. Konuşması gerekenler, kamuoyunu doğru bilgilendirmeyle yanıltmadan' aydınlatması gerekenler Ankara'dan, Sağlık Bakanlığı'ndan medet umuyor..
İşte Samsun'da yerel basında da bu 'kargaşanın sonuçları' ortaya dün çıktı..
Bizim gazete ile bir başka gazete arasındaki haberler taban tabana zıt..
Vali, Sağlık Müdürlüğü dururken, 'benim suyum temiz diyen' Belediye Başkanı Ahmet Yirbeşoğlu, Sağlık Bakanlığı'nı beklemeden açıklama yaptı..
Gazeteler de o yazılı açıklamayı haber yaptı.. Oysa su analiziyle ilgili açıklamada 28 Eylül tarihi bulunuyor. Yani olaydan dört gün sonrasındaki bir belge..
O zamana kadar 3 bini aşkın hasta zaten hastanelere yetiştirilmişti..
Ve belge olarak açıklanan o bilgiler içinde şöyle de bir not düşülmüştü aslında;
"İlimiz Terme ilçesinde 24 Eylül 2012 tarihinde başlayan ishal salgını dolayısıyla Halk Sağlığı Müdürlüğü'nce Terme Belediyesi'ne ait içme ve kullanma suyu şebekesinden alınan su numunelerinin yapılan analiz sonuçları 'uygun' çıkmıştır. Ancak, halkın önlem amacıyla içme ve kullanma sularını kaynatmadan içmemeleri için Terme Belediyesi'nce uyarı yapılmasının sağlanması hususunda bilgilerinizi ve gereğini rica ederim"..
Su temiz deniliyordu ama uyarı da yapılmıştı..
Kim tarafından..
Vali Yardımcısı O. Nuri Çobanoğlu'nca..
Şimdi olay şu noktadadır..
Terme'de resmi rakamlara göre 3bin 150 kişi ishal, baş dönmesi ve yüksek ateş nedeniyle hastanelere başvurmuştur..
Sağlık Müdürü Kasapoğlu bu konuda 'Bilgim yok açıklamasını yapmıştır'..
Samsun Valilsi Hüseyin Aksoy, "Yorum yapmayayım. Sağlık Bakanlığı değerlendiriyor, ondan sonra demiştir'..
Terme Belediye Başkanı Yirmibeşoğlu ise "Suyum temiz, işte belge demiştir'..
Neye göre demiştir; 28 Eylül tarihli yazıya göre..
Şimdi vatandaş kime inansın, ne yapsın..
Şebeke suyunu içsin mi, içmesin mi?..
Yoksa aynı yazının son kısmında yer alan 'suyun kaynatılarak içilmesi' önerisinden huylansın mı, huylanmasın mı?..
Sağlık Bakanlığı'nın açıklamasını beklesin mi?..
Yoksa Terme Belediye Başkanı'nın sözüne inanıp, suyu gönül rahatlığıyla yudumlasın mı?..
Aslında bu işin suyu çıktı da; yapacak bir şey yok..
O nedenle ben Terme'den arayıp, "Siz bir şey biliyor musunuz, içelim mi içmeyelim mi" diyen tanıdıklara şunu söylüyorum..
"Biz Türkiye'de radyasyonlu çayı içip, "Sonra da bakın ben içiyorum" diyen Devlet'in Bakanları'nı da gördük..
O nedenle siz Vali yardımcısının 'su uygundur' kısmından daha çok son kısımdaki uyarısını daha çok dikkate alın bana göre.
Yani kaynatın suyu..
Yani kaynatın suyu..