AK Parti Samsun İl Kongresi bir hayli renkli geçeceğe benziyor. Çünkü il başkanlığı koltuğu için ilk aday ortaya çıktı..
Bilinen bir isim..
AK Parti İl Başkan adayı Osman Çetinkaya'nın dün 'adaylık' açıklamasının görsellerine bakınca aklıma 'nakavtla bitmeyen' boks maçlarında son gongun çalması geldi.
Her iki boksör de ellerini havaya kaldırır..
Sonra sevinç gösterileri yaparlar, seyirciyi selamlarlar..
Sonra çalıştırıcıları yanına gelir ellerini havaya kaldırır. İki gurup da 'zafer kazanmış' görüntüleri verirler..
Ringe baktığın zaman sanki iki boksör de 'galip'.. Ama hakemler aslında bilirler kimin kazandığını. Çünkü puanlamayı onlar yapıyorlar..
İki boksörden birinin sevincinin 'sadece göstermelik' olduğunun farkındadırlar..
O sırada da, hakemler ringin altında puanlamayı tamamlamak, son şeklini vermek üzeredir..
Aynı anlarda maçın ring hakemi ise, ortada bir yere çekilir ve puanların gelmesini bekler, sakin sakin..
Boksörlerin sonuçlar açıklanmadan önceki sevinçleri, seyirciyi ama aslında hakemleri etkileme süreçleri, hakemin iki boksörün elini tutmasına kadar sürer..
Hakem iki boksörün elini tuttuğunda, bilirler ki; sadece birinin elini kaldırıp, galip ilan edecektir..
Diğeri kaybeden olacaktır..
Ama yine de 'o sevinç ve kendinden emin halleri devam eder'..
Taa ki; birinin eli havaya kalkana kadar..
Şimdi Samsun AK Parti İl Başkanlığı'nda henüz eli havaya kaldırılmış tek isim yok.. Ama arenaya çıkmaya hazır adaylar var..
Süreç uzun.. 24 Haziran'a kadar devam..
İlk aday da dün çıktı.. Osman Çetinkaya artık AK Parti'nin il başkanlığında kongreye kadar oturan 'bir aday konumundadır'..
Eğer 'hakemler' yani delegeler, onun performansından memnunsa, tekrar koltuğa oturması için kongrede sandığa gider ve oylarını vererek, adaylık konumunu 'başkanlık konumuna' bir dönem daha dönüştürür..
O zamana kadar 'bu iş bitti, tamamdır, genel merkez böyle istedi' diye Çetinkaya kendine 'fazlasıyla bir güven içinde olursa', hakemlerin oyunu ring hakemine vermeden sevinç yapan 'boksöre benzer ki' bu da dışarıdan bakıldığında hiç hoş gözükmüyor..
Hele hakemlerin baktığı açıdan bakarsan, "komik bile görülebilir"..
Demem o ki; 24 Haziran bayağı uzun bir süreç..
Hele etrafında 'mayın gibi patlamaya hazır bomba' gibi destekçilerin olunca, o süreç bana göre '2 yıla bedel'..
Bırakın, son gong sonrası ellerini hakemleri etkilemek için havaya kaldırmayı, şirinlikler yapmayı 'müsabakaya çıkmaya elverişli değilsin' denilip, maça çıkamamak bile var..
O nedenle, 'maç bitti' modundan çıkıp, ringe çıkmaya aday konumunda kalıp, çalışmaya devam etmek, o sırada da kondisyonu iyi tutmak gerekir..
Sonuçta nefes ayarlamasını iyi yapamayıp, nakavt olmak da var..