“Dünyada aynı kitabı okumuş olan iki insan yoktur” der Edmund Wilson.
Kitap tek bir konuya değinse bile, içerikte herkes kendinden bir parça bulacağı için bakış açıları aynı olmayacaktır.
Bu aralar en son çocuk yaşlarımda okuduğum kitapları ele aldım.
O zamandaki farkındalık ile şimdiki arasında uçurumlar olduğunu söylememe gerek yok sanırım.
Öyleyse aynı kitabı, aynı kişi belli zaman aralığından sonra okuduğunda da aynı olmuyor diyebiliriz.
O günlerde okuduğumda doğru düzgün altını bile çizmemişim, algılayamadım muhtemelen ve okuyup geçtim.
Bu bir çoğunda takıntı meselesi olsa da ben aslında kitabı yaşayarak okumayı çok severim.
Okurken çok beğendiğim sözlerin altını çizerim, fotoğrafını çekerim, kıyıya not alırım, bazen öyle beğenirim ki tüm bunları yapmakla kalmayıp sayfasını dahi katlarım.
En son kitap bittikten sonra da genel bir göz gezdirir, o çizdiğim yerleri tekrar okur ve iyice aklıma kazırım.
Evet kitabı sadece okumam, adeta yaşarım.
O yüzden okumalarım biraz uzun sürer…
Şimdi gelelim asıl söylemek istediğim konuya.
Kitaplara dair en sevdiğim sorudur “Şu an okuduğunuz kitabın ortamında olsaydınız nerede olurdunuz?” sorusu…
Ben şu an Bronnie adında çok tatlı, bilgili bir hanımın yanındayım. Bana bu zamana kadar yaşadığı iş deneyimlerini, tüm bu süreçlerde ve sonrasında yaşadığı ruhsal büyümeyi anlatıyor.
Kendisinden çok kıymetli yaşam deneyimleri öğrendim.
***
Evet, ben bu hafta size bir kitap önerisiyle geldim…
Kitabın adı “Ölmeden Önce En Çok Pişman Olduğumuz 5 Şey” ve yazarın adı ise Bronnie Ware.
Ölüm döşeğindeki yaşlıların hayata veda etmeden önceki en son pişmanlıklarını anlatan, oldukça hakikatli, oldukça hayatın ta kendisi ve oldukça öğretici bir kitap.
Bakımlarını yaptığı yaşlılarla aralarında geçen diyaloglarda, satır aralarına gizlenmiş inanılmaz bakış açıları saklı.
Kiminde güldüm, kiminde kızdım, kiminde iki gözüm iki çeşme ağladım ama hepsinden bir şeyler öğrendim.
İçerisinden kendime de bir yığın dersler çıkardım. Hatta bazılarını şu an yapabilme imkanım varsa, hiç zaman kaybetmeden uyguladım.
Tüm anlatılanlar insanoğlu olarak hepimizin apaçık gerçeği olduğu için, sizlere de önerme kararı aldım…
Kitabın başı ve ortası hayatın gerçeklerine dair sohbetler barındırırken, sonu ise tamamen kişisel gelişimdi diyebilirim.
Anlatılan her süreci kendim yaşamış gibi en derinimde hissettim.
İnsandır yaşabilir…
Peki böyle olası bir durumda bizi neler bekler ve bu kötümser durumdan nasıl çıkılabilir kısmını öğrenmeye çabaladım?
Kitabın içinde bir çok yerin altını çizdiğimi söylemiştim.
Bunların bir çoğunu buraya eklemek istesem de, sadece birini yazma ile yetineceğim.
Geri kalanı sizin hikayenizdeki, sizin bakış açınız...
“Hayata çok eleştirel bir gözle bakmak ya da başkalarının gözünde nasıl görüneceğiniz konusunda çok endişelenmek gibi düşüncelerin şu anki mutluluğunuzu engellemesine izin verirseniz, bunlar hayatınızın sonunda pişmanlık olarak karşınıza çıkar.”