Sıcak ve günlerin epeyce uzun olduğu zamanlardı.
Bu benim için daha çok yeni keşif yapmak ve daha fazla yeni yerler görmek demekti.
Her zamanki gibi bisikletli sporumu yapıyordum, hem de ilçe değiştirmeli spor…
Atakum’dan yola çıkıyor 19 Mayıs’ın yemyeşil köylerine hem pedal çeviriyor, hem de manzara fotoğrafları çekiyordum kendimce.
Bir gün haritadan kendime bir yer seçtim ve “oraya gideceğim” dedim.
Önemli olan yolun nereye olduğu değil, yolculuğun nasıl olduğudur ya, başka bir yeri ararken uzun süredir hep aklımda olan o yerin başlangıç noktasını gördüm; Kızılırmak Deltası Kuş Cenneti…
Uzun süredir aklımdaydı, gitmeyi hep istiyor, dillendiriyordum ama hiç nasip olmuyordu. İşte buradaydı, bir tesadüfle karşımda.
Hiç durmadan içeriye doğru pedal çevirdim, bana inanılmaz manzaralar sunuyordu bu keşfetmek için sabırsızlandığım sihirli yer, bir yandan da onları fotoğraflıyorum.
Her yer yemyeşil, koyunlar yayılıyor, çan sesi ayrı, kuş sesi ayrı mest oluyordum.
Normalde müziksiz spor yapınca daha fazla yoruluyorum diye kulağımda kulaklıkla gezerken böylesi güzel bir yerde müziği falan kapattım tabi, doğa en güzel seslerini çalıyordu zaten bana.
İlk 19 Mayıs’ın köylerinden başlıyor delta, ikinci ve ana bölüm Bafra’da (orayı da anlatacağım) içeride envai çeşit hayvan var.
Çoğu zaten köy hayatında hep var olanlar olduğu kadar, benim çok seyrek gördüğüm leyleklere ve leylek yuvalarına bakıp durdum.
Ama Delta ile tanışmaya dair en unutamadığım şey; yol kenarlarına eklenmiş kuş türleri ve onların bilgilerinin olduğu tabelada gördüğüm bir kuşun, canlı bir şekilde karşımda durmasıydı…
Bu benim ilgimi daha çok çekerken merakımı da bir o kadar artırdı.
Epeyce uzun bir yoldan gelmiştim, hiç durmadan pedal çeviriyor, ilgimi aşırı çeken bu yeri keşfetmeye çalışıyordum. İlerledikçe ayrı bir manzara, farklı bir görüntü beni karşılıyordu. Yolun henüz çok başlangıç noktasındaydım birden durdum, farkında olmadan çok fazla ileriye gitmiştim ve yorgunluk iyiden iyiye çöküyordu üzerime.
E bunca yolu gelmesi kadar geri dönmesi de vardı, saatler süren bir geri dönüş olacaktı bu…
İlk zamanlar yorgunluk olsa da içimdeki yeni yer keşfi ve merak duygusuyla ağrıdan sızlanan vücuduma çok takılmıyordum.
O gün eve gelir gelmez Delta’nın son noktasının nereye kadar gittiğine baktım ve tabii ki Youtube’dan daha önce sona kadar giden insanların anlatım videolarına…
Diğer insanlar hep arabayla gitmiş sona kadar, benim gibi Atakum-Bafra arası bisiklet sürecek olan görmedim o aralar. Yol baya uzundu, sıcak tepede, içerisi sessiz bir ormanlık ve ben tek başına olacaktım ama içimde zerre korku hissi yoktu, bunca zaman gittim oraya ve bu his hiçbir zaman yanılmadı.
Delta’nın sonuna kadar gitme girişimime bir kaç sefer kuzenlerim dahil olsa da, onlarla hep yolun yarısından geri döndük. Anladım ki bu yolculuğu tek başıma yapmam gerekiyordu ve ben bunun için oldukça fazla heyecan duyuyordum…
DEVAMI GELECEK…
(Cumartesi görüşmek dileğiyle…)