8 yıl sürecek olan bir mücadelenin henüz başlarındaydı. O anda onu bilemediği için her yeni güne bir çare arayıp, bir çıkış yolu bulmaya çalışarak geçiriyordu günlerini…
Bir zaman “şu sebzeyi kaynatıp düzenli içmek kilo verdiriyor” sözlerini ciddiye alıp deniyor, sonuçta olan sadece ödem atmak olduğu için sürdürdüğü çabayı bıraktığı an bütün o şişlik ve kiloları geri alıyordu...
Bir zaman zayıflama çayı adı altında satılan ürünleri deniyor, onlara deli gibi paralar veriyor ama artık bünyesi o saçma sapan karışımlara alıştığı için cevap vermiyor ve yine sar başa olaylar yaşıyor, kilolar alıyordu.
Ayrıca o ürünleri satanların “yapınca iyi, yapmayınca kötü” muamelesine şaşırıyor, kendilerine bağlamak için her ay fiyat artışı yaptıkları ürünlerinin yanı sıra, şirin görünmek adına yanına ekstra olarak saçma sapan hediyeler koymalarına da gülüyordu. Bir başkasının çaresizliği üzerinden duygu sömürüsü yapmak ne aşağılık bir hareketti!
Ve bir gün çaresizliği başına büyük bir iş açtı. Denemediği kalmadığı zayıflama sürecinde bazen aktarlardan, bazen internet üzerinden temin ettiği zayıflama hapları bir an için kurtuluşu gibi görünmüştü.
İçinde ne olduğunu bilmediği o hapları içtikçe susuyor, iştahı azalıyor ve terliyordu. İşin tuhafı kilo da veriyordu. Tabii ki o da tıpkı o çaylar gibi sürekli kullanım istiyordu.
Bir gün, her gün olduğu gibi zayıflama hapını içti. Gün içinde duygularında hızlı değişimler oluyor, bir anda sinirleniyor, bir anda ağlamaya başlıyordu. Ter kokusunda bir farklılık hissetti, değişik ama kötü kokuyordu teri ve bu durumu kontrol edemeyeceği hızda bir kalp atışı takip etti.
O an ki çaresizliğini, çırpınışını kim görse hâline çok üzülürdü. Bir yandan kendini kontrol etmeye çalışıyor, bir yandan deli gibi çarpan kalbini nasıl sakinleştirebileceğini düşünüyordu, ağlayarak…
Can havliyle internette bir araştırma yaptı kullandığı zayıflama hapı hakkında… Yan etkilerinde bunlar vardı, bu durum kalp krizi ile sonuçlanabilir ve saçma sapan bir sebepten hayatını kaybedebilirdi. Yorumlardan insanların neler yaptığını okumaya başladı. Yorumların birinde ilacı bırakıp, düzenli su tüketimi yapılması gerektiği yazıyordu, kalp ritmini yavaşlatmak için hafif hafif hareket edip su ile destekledi vücudunu, hiç geçmeyecek gibi bir süreç yaklaşık 30 dakika sonra normale döndü ve o kız bir daha böyle saçma sapan işlere girişmeyeceğine dair kendine söz verdi.
Ölmek isteyişlerinin ardındaki bu yaşamak için çırpınışlarından sonra değiştiremediği her şeyi kabul etti ve kendini komple bıraktı. Artık çırpınmayacaktı kilo vermek için, vazgeçti tüm hayallerinden ve kendini o bedende kabul etti, çünkü ne yaparsa yapsın olmuyordu, pes etti…
Bundan sonrasını süratle yemek yemeler aldı. Sabah kahvaltısını hamur işi, yağlı ve gazlı içeceklerle yapıyor, kabullenişin getirdiği rahatlıkla ne bulursa hiç sorgulamadan tüketiyordu. Üç ve dört XL olan kıyafetlerinde artık beş XL bedeni göze aldı. Terzilik kursuna yazıldı bu kabulleniş ile, hep gördüğü ama hiçbir zaman giyemeyeceğini bildiği küçük beden kıyafetlerin modellerinin büyük bedenlerini dikmeye ve giymeye başladı. Görüntü berbattı ama istediği modeli dikip giymenin gururu ile kendini avutuyordu.
Ayrıca herkes gibi “bir gün giyeceğim” ümidiyle dolabının kuytu köşelerine sakladığı 38-40 beden kıyafetleri attı.
Artık hayal yoktu, ümit yoktu, olanı kabulleniş ve elde olanlarla devam etmek vardı…
Kilolu insanların kalbi yokmuş gibi davranılmasına da alıştı. Aşk meşk işleri de tıpkı diğer ilişkileri gibi acımasızdı.
Koca bedeninin içinde küçücük bir kalp kalmıştı belki evet ama o en çok orayla hareket ediyordu, orayı dinliyor, orayla ağlıyordu. Bedeni yıkılmaz kale gibi görülse de içinde camdan bir kalp taşıyordu, her an kırılıp tuzla buz olmaya hazır bir kalp. Ama kimsenin buna aldırış ettiği yoktu, herkes iç güzelliğe önem verdiği yalanını hiç utanmadan söyleyip, aslında vitrin ile ilgileniyordu. Bu acımasızlığı da kabul etti, artık umursamıyordu. Birinin en ufak bir acımasız yorumunda gidip yemeklere sığınıyor ve artık aynalardan kaçıyordu.
Tüm bu hakikatler canını çok yaksa da başka bir yol kalmadığını düşünerek kendine oluşturduğu yeni yolda ilerliyordu tüm hantallığıyla… Bir mucizeydi değişimi bundan sonrasında, tüm o acıları yakıtı olarak kullanabilirdi belki ama artık çok yorgun ve çok güçsüzdü…