SAMSUN BB Mustafa Demir ve Kürtün Vadisi’nin imara açılmasına onay veren meclis üyeleri, nereyi imara açtıklarını bilmeseler bile insanlığa karşı suç işlediler. Yaklaşık son 100 bin yılın izlerini ve özelliklerini barındıran doğal sit alanının imara açılabilmesi için, birçok kurum ve kuruluşun yanında özellikle Tarım ve Orman Bakanlığı Tarım Reformu Genel Müdürlüğünün onayı alınması gerekirken onay alınmadan Başkan Demir’in onayıyla ‘oldu bittiye getirilerek’ alan imara açıldı.
Böyle bir yerin imarına onay verenler de göz yumanlar da suçludur. İlgili kurum ve kuruluşlar başta olmak üzere toplumlu veya toplumsuz sivil toplum örgütleri, gerekeni yapmayan herkes bu suça ortaktır. Dünya mirası özelliğindeki toprakların bizden sonra çocuklarımıza, torunlarımıza korunarak kalması için, haksızlık karşısında susmayacağız; bu suça ortak olmayacağız.
Söz konusu alanla ilgili bilimsel çalışma yapanların görüşü: Karadeniz Bölgesi'nin Geç Pleyistosen ve Holosen kayıtlarını tutan önemli bir jeosit alanıdır. Henüz bütünüyle tahrip edilmeden bilimsel araştırma ve eğitim amaçlı ziyaretler için koruma altına alınmalıdır.
Eşi benzeri dünyanın hiçbir yerinde bulunmayan, dünyanın dört bir tarafında farklı iklim ve bölgelerinden tropik meyveler dahil olmak üzere bir dönümünde 40 çeşit meyve yetişen, mikro iklimli (kendine özel hava olayları olan), sadece burada bulunan, laboratuar ortamında bile oluşturulamayacak bu topraklar ne sadece sahiplerine ne de kurumlara aittir, insanlığa ait dünya mirasıdır. Dünyanın yakın zamanda açlıkla karşı karşıya kalacağı endişesinin yaşandığı günümüzde böyle bir yerin imara açılması sadece insana karşı değil; aynı zamanda insanlığa karşı işlenmiş savaş suçudur.
Samsun Ondokuz Mayıs, İzmir Dokuz Eylül, Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi öğretim üyelerinin TÜBİTAK’ ta yer alan Aşağı Kürtün Vadisi (Samsun) Gömülmüş Topraklarının Mineralojik, Jeokimyasal, İzotopik, Palinolojik ve Coğrafi Analizi’ne göre;
Aşağı Kürtün Vadisi Samsun’da Paleosol istifinin tabanında Kürtün Çayı'nın eski depoları yer alır. Bu deponun yaşı OSL tarihlendirmesine göre 108±9 (99-117) bin yıldır ve son buzularası dönemde oluşmuştur.
Yılların içinde oluşan istifin alt kısmı 59-77 bin yıl yaşında olup, analiz sonuçlarına göre bu dönemde soğuk ve kurak şartlar egemen olmuştur. Daha sonra oluşan istifinin orta kısmından alınan örnekten ise, bu seviye serin ve yağışlı bir dönemde oluşmuştur.
Bu dönemin ardından son buzul dönemine girilmiş ve iklim değişmesine bağlı olarak deniz seviyesi alçalmıştır. Bu nedenle akarsu yatağını yarmış ve eski akarsu depoları yüksekte kalmıştır. Buna paralel olarak, yamaçlardan gelen kolüvyal malzeme akarsu deposunu örtmeye başlamış ve paleosol istifi oluşmuştur. Buzul dönemi 15 bin yıl önce sona ermiştir.
Bölgenin korunması, karar verirken vicdanlarıyla cüzdanları arasında sıkışan ve karar vermekte zorlananlara bırakılamayacak kadar önemli olup, sadece vicdanı bir sorumluluk değil; aynı zamanda yasal bir zorunluluktur.