Avrasya Araştırma Şirketi Başkanı Kemal Özkiraz, Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından gece yarısı Adalet Bakanlığında yapılan Abdulhamid Gül - Bekir Bozdağ değişikliğiyle ilgili MHP Lideri Bahçeli'nin zoru ile değişiklik yapıldığını belirterek ‘Her şey Soylu’ya göre hazırlanıyor. Erdoğan dönemi çoktan bitti. AKP artık dağılma sürecinin en sonunda. AK Parti dönemi ise ilk seçime kadar uzatmalarda.’ paylaşımı yaptı.
İnsan eşek olunca palan vuran, kaz olunca yolan bulunur; bu kafa ve bu yorumla siyaset veya anket çalışması, sözde araştırma yapılır, ancak çocuk yapılmaz, daha önce yapılmışsa eğitimine karışılmaz. Her şey yapın da bu kafayla çocuk yapıp nesli bozmayın!
Ak Parti iktidarının 8. Ayında MHP Gen Bşk Bahçeli, bakanlara, milletvekillerine, genel müdürlere, STK yöneticilerine, rektörlere, siyasi partilerin gen başkanları, general ve amiral toplam 4 bin kişiye 20 sayfalık bir mektup göndererek PKK ve Gülen Hareketi’nin ne kadar tehlikeli olduğu konusunda uyarıda bulundu.
Gen Kur Bşk Hilmi Özkök, ‘Bizi siyasete alet etmeyin, TBMM’nin işidir’ diyerek, general ve amirallere gelen mektupları açılmadan geri gönderdiğinde kamuoyu mektuplardan haberdar oldu.
Bahçeli’nin öngörü ve uyarılarına rağmen, önlem almak bir tarafa PKK ve Gülen’le yapılan işbirliği sonucu akla gelmeyen başa geldi. Güneydoğu’da PKK, Türkiye’nin her yerinde FETÖ paralel devlet kurdu. Bu süreçte Bahçeli’nin en açık şekilde eleştirdiği kişilerden birisi de Bekir Bozdağ’ken, ‘tüm kararları tek başına verdiği’ ileri sürülen Erdoğan’a rağmen Bozdağ’ın Bahçeli’nin zorlamasıyla bakan yapıldığını ileri sürmek, üzüm yemek değil, bağcıyı dövmek de değil; abesle iştigaldir.
Bahçeli’nin İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’ya verdiği destek Adalet Bakanı Abdulhamit Gül’ün görevden alınması ilişkilendirilebilir. Ancak buradan yola çıkarak Bozdağ’ın Adalet Bakanı yapılmasının Bahçeli’nin isteğiymiş, Erdoğan’ın kontrolü dışındaymış gibi gösterilmesi bilgi noksanlığından ötesinde cehalettir; elmalarla armutları toplamaktır.
‘AL ŞU PARAYI AMCAYA SÖV!’
Şimdilerde oluyor mu bilmem, ancak eskiden bazı insanlar çocuklara ‘amcaya söversen, sana harçlık veririm’ diyerek arkadaşlarına küfrettirirdi. Erdoğan’ın seçim otobüsünün üzerinde çocuğun, CHP Gen Bşk Kılıçdaroğlu’na ‘hain’ demesi beni eskilere götürdü. Ama yer seçim otobüsü ve canlı yayın değildi. Zaman da o zaman değil; Kılıçdaroğlu da Erdoğan’ın arkadaşı değil, çocuğun dediği gibi biri Cumhurbaşkanı diğeri rakibi.
Belirli yayın organlarında ‘Yürüyüş kararı övülecek’ denilince öven, ‘Sövülecek’ denince söveni gördük ve duyduk. Ancak, çocukları seçim otobüsüne çıkarmak bir tarafa ‘18+’ uyarısı gerektiren siyasi konuşmalardan uzak tutmak gerekirken siyasete alet edilmesi birçok konuda olduğu gibi bu konuda da bir ilk hatta milat oldu. Olumsuzluklarda ürettiğimiz milatlar kadar ürün üretsek hiçbir şey ithal etmeden birçok şey ihraç edebiliriz.
Bunca af düzenlemesine rağmen serbest kalamayan bir hükümlünün oğlunun Kılıçdaroğlu’nun aleyhine konuşmasında yarar yoksa zarar var mı diye düşünmeye gerek yok; vardır.