Cumhurbaşkanı/AkParti Gen Bşk Erdoğan’ın faizle ilgili ‘Nas’ var demesi ve de faizi düşürmeye devam edeceğini açıklamasının ardından doların bir aydan kısa bir sürede 9 TL’den 18 TL’ye çıkması üzerine döviz hesaplarının TL’ye çevrilmesi veya Kur korumalı vadeli TL hesabı açılması durumunda hem mevduat faizi hem de kur farkının birlikte ödenmesi uygulamasıyla bir gecede dolar 18 TL’den 11’TL’ye düştü.
Bu uygulama ilk kez keşfedilmedi; ‘Eski Türkiye’de bu uygulama 1967, 1974 ve 1990’lı yıllarda kısa sürelerle de olsa uygulandı amaca ulaşılınca hazineye getirdiği yük göz önüne alınarak iptal edildi. Yani uygulama bir ekonomik model değil; acil kullanım onaylı geçici bir tedbirdir.
Böyle bir uygulama vardı da şimdiye kadar neden uygulanmadı veya kimsenin aklına neden mi gelmedi? Neden uygulanmadığının cevabı; düşüşün çıkıştan daha etkili olacağı düşünülerek doların 18 TL’ye çıkması beklendi. Fakirin yeni bir şeye sahip olmadan, eşeğini kaybedip bularak sevinmesi gibi çıkarılan kurun. 9 TL’ye kadar düşmesi zafer olarak görülür. Bu uygulamada olgu kadar algı da önemlidir.
Baktığınız cismi beyninizde erik olarak canlandırırsanız ağzınız sulanır, çürük olarak canlandırırsanız mideniz bulanır. Önemli olan orada ne olduğu değil; ne canlandırdığınızdır. Zafer de hezimet de böyle oluşacaktır.
Bir çeşit faize karşı çıkılırken iki çeşit faiz; hem mevduat faizi hem de kur artışı kadar artı faiz verilmesini kimse ön göremedi. Bir taraftan faiz indirirken diğer taraftan faiz bindirmesi, ‘U dönüşü’ yapılması mümkün görünmüyordu. Demek ki zor oyun bozdu, yanlış hesap Bağdat’tan döndü.
Faiz indirmenin yanlışlığı görülünce faizi artırma yerine dövize endeksli hesap açılmasına imkan sağlayan mevduat hesap açılmasıyla sorun bir gecede çözüldü. Gözleri kapalı insanlar fili tuttukları kısmına göre isimlendirir; ayağını tutan ağaç veya direk, hortumunu tutan boru vs derken, hiç kimse fil demez. Burada da Türkiye’nin ekonomisinin neden bu kadar kırılgan olduğu, neden bu kadar cari açık verdiği sorgulanırsa başka sorgulanmazsa başka sonuç çıkar.
Faiz oranlarının düşürülmesi sonucu tasarrufunu korumak isteyenler parasını ya dövize ya da altına yatırınca hem döviz hem de altın değer kazanırken TL değer kaybetti. İthalatı ihracatından çok; cari açığı olan ülkeler faiz yükseltirken, Türkiye’de faiz indirimine gidilmesinin doğal sonucu olarak döviz de altın da arttı. Tersi yapılırsa kurun düşeceğini herkes öngörüyordu.
Dövize endeksli Türk lirası (Kur korumalı TL), 3, 6, 9 ve 12 ay vadeli mevduat hesaplarıyla dövizin astronomik yükselişinin durdurulması bir zafer mi yoksa hezimet mi? Bardağın dolu tarafına bakanlar zafer, boş tarafına bakanlar hezimet olarak değerlendiriyor.
Sonuç olarak birçok konuda olduğu gibi bu konuda da bu duruma neden geldiğimiz değil; dövizin nasıl düşürüleceği acil çözüm bekliyordu. Çözüm içinde daha büyük tehlikeler barındıran yapay bir sükunet de olsa bugün işe yaramıştır. Bu yol tercih edilmeseydi, faizler astronomik bir şekilde yükseltilmek zorunda kalınacaktı ki o zaman bile dövizin düşüşü bu kadar hızlı olmayacaktı.