Devlet yeri ve zamanı geldiğinde nasıl domates, patates, soğan satıyorsa, elektrik de satabilir. Maliyetinin çok üstünde satılan elektrik fiyatlarını dengelemenin tek yolu; elektrik dağıtımını yeniden kamulaştırmaktır. Devletin görevi; milleti elektrik kullanamaz hale getiren, elektrik öncesi çağa mahküm edenlerden kurtarmaktır.
Yalnızlık gittiğin yoldan gelir; kaybedilen kaybedildiği yerde aranırsa bulunur. Evin bodrumunda kaybedilen aydınlık diye sokakta aranırsa bulunamaz! Özelleştirilerek kaybedilen, kamulaştırılarak kazanılır.
Yıllık geliri 2009’da 450 milyon dolarken, 30 milyon dolarlık yatırım da yapıldıktan sonra, yaklaşık 150 bin abonenin 40 milyon dolarlık depozitosuyla birlikte Yeşilırmak Elektrik Dağıtım AŞ (YEDAŞ), Çalık Holding tarafından 441 milyon 500 bin dolara satın alındı. Devlet elektrik dağıtımını, bir yıllık gelirinin altında bir fiyatla Çalık Holding’e sattı. Çalık Holding yeni baraj mı yaptı ne yaptı da maliyetler arttı? Hazır barajlar, hazır hatlarla, hazır elektriği sattı, karına kar kattı.
Elektrik üretimini artırmak için yatırım yapma bir tarafa; hat bakımları da yeterince yapılamadığı için Atakum’da Çalık YEDAŞ’ın karşısında bile artan abonelerden dolayı sık sık elektrikler kesiliyor. Türkiye’nin Samandağ’dan sonra en uzun sahiline sahip, bu yönüyle cazibe merkezi olan Atakum’da insanlar elektrik kesintileri yüzünden evlerinden ayrılıyor.
Elektrikte maliyeti artıran tek faktör kaçak elektrik kullanımıydı. Güneydoğu ve doğuda güvenlik sağlandığına göre kaçak elektrik kullanımı da engellenmiştir herhalde. Engellenemiyorsa bunun sorumlusu Samsunlu tüketici değildir. Dağıtım şirketinin sorununun çözüm finansmanını Samsunlu tüketici niçin karşılasın?
Ya elektrik fiyatları düşürülsün, makul bir fiyatla elektrik satılsın ya da kamulaştırılsın!
TESTLE TEŞHİS İZOLASYONLA KORUMA
Hastalık teşhis edilmeden tedavi edilemez. Önce teşhis sonra tedavi. Corona da önce testle teşhis edilir sonra tedavi, izolasyon ve karantina uygulanır. Test yapılmazsa kimin hasta olduğu belirlenemez, izolasyon ve karantina uygulanamaz. Bulaş; coronanın yayılması da durdurulamaz. Bulaş arttıkça hastanelerin yükü de, can ve işgücü kaybı da artar.
Türkiye'de iç hat uçuşlarına binecek aşısız yolculardan PCR testi istenmesine son verme kararından bir gün sonra, iç hat uçuşlarında PCR testi zorunluluğu geri getirildi, ancak konser, sinema ve tiyatro gibi etkinliklere katılacaklara, Milli Eğitim Bakanlığı okullarında görev yapmakta olan personele (öğretmen, servis şoförü, temizlik personeli vb.), tüm kamu ve özel iş yerlerinde çalışanlar ile kamu ve özel kurumlar tarafından düzenlenen öğrenci kamplarına katılacaklara aşılarını tamamlamamış olsalar da artık PCR taraması yapılmayacak. Kimin pozitif olduğu belirlenemeyecek.Omicron’a adeta davetiye çıkarılacak.
Teksas Üniversitesi İmmünoloji Uzmanı Prof. Dr. Bülent Özpolat, Delta varyantında yüzde 15 olan hastaneye başvuru oranının Omicron'da yüzde 5'e düşse de ‘nasılsa hafif geçiyor’ diye rehavete kapılma çok riskli.
Omicron’un 20 ila 50 kat daha hızlı bulaşmasıyla yüzde 5'lik oran, aslında çok daha büyük bir hasta grubuna tekabül ediyor. Omöcron’un sağlık sistemleri üzerindeki global etkisi çok daha büyük oluyor.
Bu nedenle ‘salgınla mücadelede’ en önemli şey hasta olanın izole edilebilmesi. Bunun için de test yapılarak belirlenmesi gerekiyor. Omicron PCR test yükünü artırdı evet. Ama ABD'de hızlı testlere ağırlık veriliyor, evlere ücretsiz test gönderilmeye başlandı. Şüpheli durumlarda insanların teste ulaşabilmesi, test yaptırması lazım" dedi