Hükümet, yabancılara hizmet sıralamasında ilk sırada yer alırken, kendi halkına hizmet; gelir dağılımı, eğitim, hak, hukuk, adalet sıralamasında son sıralarda yer alıyor. Halk yüksek enflasyon, işsizliğin dayanılmaz baskısı altında inim inim inliyor. İtibardan tasarruf edilmiyor, ancak hekimlerin maaşından, geliri olmayanın faturasından tasarruf ediliyor. Çok kazanandan çok, az kazanandan az vergi alınması gerekirken, vergi kazanmayandan tüketiciden alınıyor.
DOKTORU YAŞAT Kİ MİLLET YAŞASIN!
Doktorunu yaşatamayan bir devlet milletini yaşatabilir mi? Milletin yaşayabilmesinin birinci şartı doktorların yaşamasıdır. Şanı Yüce Allah ‘Birinin canını kurtaran Tüm insanlığı kurtarmış sayılır’ diyor.
Cana can katan, başkalarının canını kurtaran, başkalarını yaşatmak için kendi hayatını tehlikeye atan bu uğurda can veren hekimler ücret, mobbing, hasta ve yakınlarının baskısı altında Türkiye’den göçe zorlanıyor. 2012’de 59 tıp doktoru yurtdışına gitmek için müracaat ederken 2021’de sayı 1500’e yaklaştı. Bir taraftan tıp fakültelerinin kontenjanı iki kat artırılırken diğer taraftan hekim açığına rağmen, mevcut yetişmiş hekimler, çalışma şartları zorlaştırılarak yabancı ülkelere göçe zorlanıyor.
Hemen hemen hiçbir branşta muayene randevusu almak mümkün değil. Bir aydan uzun süre için randevu sorgulanamıyor, bir aylık ise tüm branşlarda dolu. Dünya standartlarında en az 30 veya 20 dakika sürmesi gereken muayeneler Türkiye’de 2 dakikayla sınırlandırılarak hekimler eksik teşhise zorlanıyor. CHP Gen Bşk Kemal Kılıçdaroğlu’nun gündeminde ne hekimler ne de enflasyon altında ezilen vatandaş var.
KILIÇDAROĞLU GİZLİ ORTAK GİBİ
CHP Gen Bşk Kılıçdaroğlu Cumhurbaşkanı/AkParti Gen Bşk Erdoğan’a mı çalışıyor, yoksa erken seçim kararı alsın diye Erdoğan’ı mı kandırıyor? Siz karar verin! Kılıçdaroğlu ‘Telafi edeceğiz. Kaybettiğini yerine koyma vakti. Etnik köken, inanç, engellilik, cinsel yönelim, yasayla dezavantaj olmaktan çıkarılacak!’ yazılı ve kendi resminin bulunduğu afişler astırdı.
Kılıçdaroğlu’nun bu kampanyasını gören Erdoğan ‘Bundan iyisi Şam’da kayısı’ diyerek hemen erken seçim kararı alabilir. Çünkü, ‘Sen giderken ben geliyordum’ denilen bu durumda Erdoğan, ‘Çözüm sürecinde’ bu yoldan gitti ve sonucunda TBMM’de çoğunluğu kaybetti, MHP’nin desteğiyle bu uygulamalardan vazgeçtiğini belirterek, yeniden çoğunluğu sağladı. Kılıçdaoğlu ‘Yasayla dezavantaj olmaktan çıkarılacak’ ifadesiyle ne demek istiyor? Türkiye’de yasayla dezavantajlı olanlar mı var?