Cumhurbaşkanı/AkParti Gen Bşk Erdoğan, Sezen Aksu’nun şarkısına gösterdiği tepkinin olumsuz etkisini görünce söylediğini düzeltmek zorunda kaldığı için, bu sefer Tarkan’ın ‘geççek’ şarkısına yorum yapmadı.
Erdoğan dışındaki Ak Parti yetkilileri, Cumhur İttifakı ortakları başta olmak üzere Erdoğan yanlısı yazan, çizen, konuşan kim varsa Tarkan’ın ‘geççek’ şarkısına yerli yersiz tepki gösterdi.
Provokasyon yapan, tehdit edenlerin yanında; şarkının talimatının ABD, Fethullah Gülen, Kılıçdaroğlun, PKK, HDP veya 15 Temmuz Darbesi’ni destekleyenlerden geldiğini ileri sürenler oldu. ’15 Temmuz’un finansörü’ ilan edilen Birleşik Arap Emirlikleri artık dost olduğu için, şarkıdan sorumlu tutulanlar arasında yer almadı.
Ben Erdoğan’ın danışmanı olsaydım, Tarkan’ı tebrik eder, şarkısını seçim müziği yapmanın yollarını arar, ‘Hayat pahalılığı ve pandemi bitecek, enflasyon tek rakama inecek, ihracat patlayacak, yüzler gülecek, bu günler geçip gidecek’ derdim.
Tarkan'ın şarkısı 36 saatte YouTube'da 10 milyon, Instagram'da 9.9 milyon, Twitter'da ise 12.5 milyondan fazla görüntüleme aldı, izleme ve dinleme rekorları kırdı, 24 saat içinde dünyada en çok izlenen ikinci video klip, en çok beğeni alan birinci video oldu, Tarkan Twitter'da da çok konuşulanlar listesinde 1. sırada yer aldı.
Bir araya gelen gelemeyen tüm muhalefetten çok daha derinden sarstı iktidarı ‘geççek’ şarkısı iktidarı destekleyenler sayesinde. Şarkı gücünü yukarda sayılanlardan alsaydı, bu kadar etkili olur muydu? Olmazdı. Peki şarkının gücü nereden mi geliyor? Tabii ki hiç kimsenin aklına gelmeyen halktan. Halk şarkıda kendini bulmasa, şarkı kimden veya nereden gelirse gelsin bu kadar ilgi görmezdi.
Turgut Özal, ‘Arabesk’ sanatçılarını topladı ve ‘Arabesk’ şarkıların acısının azaltılmasını istedi. Arabesk dinleyenler, kendinden geçiyor, başkalarına da ailelerine de kendilerine de zarar veriyordu.
Biz Özal’a ‘Arabeskin’ değil; milletin acısını azaltırsanız, kimse ‘Arabesk’ dinlemez’ desek de Özal’ı kıramayan sanatçılar ‘Acısız Arabesk’ parçalar düzenledi ve söylediler. Ancak acısı devam edenler daha fazla acılı Arabesk istediler ve söyleyenleri dinlediler, kendilerine de çevrelerine de zarar vermeye devam ettiler. Çünkü sebep değişmeden sonuç değişmez.
Dün; 20 Şubat Birleşmiş Milletler (BM) Dünya Sosyal Adalet Günü’ydü. Hiçbir özelliği olmayan belirli kişiler birçok yerden yüksek maaş alırken, yüksek puanlı üniversitelerin mezunları asgari ücretle bile iş bulamıyor ve yurt dışına gitmek zorunda kalıyor, gidemeyen ve bu haksızlığa tahammül edemeyenlerden intihar edenler oluyor. Daha dün atanamayan bir öğretmen adayı intihar etti.
Pandemi sürecinde de görüldüğü gibi dünyanın en iyi, en cefakar, en fedakar doktorları bizim doktorlarımız olduğu halde, uğradıkları haksızlık, adaletsizlik, mobbing, hasta ve yakınlarının saldırıları, ekonomik, demokratik hak ve özgürlüklerinin kısıtlanmasından dolayı yurt dışına gitmek zorunda bırakılırken, yerlerine nerede ne okuduğu belli olmayan Arap doktorlar atanıyorsa halk Arabesk de Tarkan’ın şarkısını da dinler. Sadece de dinlemez, sokakta, çarşıda pazarda hem söyler hem de oynar.
Nüfusun yüzde 15’i paranın yüzde 85’ine sahipken, yüzde 85’i paranın yüzde 15’ine sahipse, vergiyi kazanan değil de kazanamayan; dolaylı yoldan harcayan verirse, halk bu günler ‘bitçek’ der, böyle şarkılar hit de olur marş da.
Belçika’da dört Türk kadınını acımasızca katledip, iki kişiyi de ağır yaralayan ve ömür boyu hapse mahküm edilen cani, Türkiye’ye getirilerek, Cumhurbaşkanı’na ima yoluyla hakaret ettiği iddiasıyla tutuklanan Sedef Kabaş’a istenen cezadan daha az hapis yatırılarak serbest bırakılırsa, ülke yasalara saygılı olanlara cehennem, suçlulara cennete dönüşüyorsa halk ‘bugünler ‘geççek’ der. Hem der hem de geçer.