SAMSUN’da sokaklardan sonra kamu kurumlarında da cinayet veya cinayet gibi ihmaller sonucu; insanlar hayatını kaybetmeye başladı. Kısa bir süre önce DSİ Bölge Müdürlüğünden başlayıp Genel Müdürlüğe kadar uzanan, baskı, möbbing, sürgünle devam eden ve Avukat Tevfik Kubilay’ın kalp krizi geçirerek ölümüne neden olan hukuksuz uygulamalardan sonra şimdi de KYK yurdunda yaşadığı sorunlar yüzünden 19 Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Öğrencisi Gülçin Ersin (22) akşam saatlerinde yurdun çatısına çıkarak, kendini aşağı atarak intihar etti.
Merhumeye Şanı yüce Allah’tan rahmet, ailesine ve sevenlerine sabır ve metanet diliyorum. Her iki konunun da takipçisi olacağız. Kastı veya ihmali görülenlerin en ağır şekilde cezalandırılması için hukuk nezdinde ne yapılması gerekiyorsa yapacağız. Hiç kimsenin haksız, hukuksuz yaptığı yanına kalmayacak. Rahmetli Tevfik Kubilay konusunu ayrıca, ayrıntılı olarak gündeme taşıyacak, başta MHP Gen Bşk Sayın Bahçeli olmak üzere ilgili makam ve kurumlara ileteceğiz. Bugünkü konumuz Gülçin kızımız.
Gülçin arkadaşlarıyla anlaşmazlığa düşüyor, huzuru bozuluyor, aynı ortamda birlikte yaşama imkanları kalmıyor. Ailesinden odasının değiştirilmesi için yurt idaresiyle iletişime geçilmesini istiyor. Ailenin iddiasına göre; aile yurtla iletişime geçiyor, kızlarının bulunduğu odada durumunun iyi olmadığını mutlaka odasının değiştirilmesi gerektiğini iletiyor, doğacak olumsuzluklardan yurt yönetiminin sorumlu tutulacağını bildiriyor, ancak gel gör ki idare sorunu çözmek yerine sorunun parçası oluyor, kıza ceza veriyor.
Elbette her isteyene istediği yerde yer bulmak mümkün değildir. Ancak burada çözülmesi gereken bir sorun var; kimse baskı altında bir yerde uyuyamaz. Yurt yönetimi odasını değiştiremiyorsa orada huzur ve güven içinde yaşamasını sağlamak zorundadır. Zaten uğradığı haksızlık ve mağduriyet yüzünden psikolojisi bozulan öğrencinin odasının değiştirilmesi yerine kendisine bir de ceza verilince genç kız hayattan koparılıyor. Hayattan kopmak bu kadar mı kolay? Yaşama umudunu kaybeden için evet, bu kadar kolay! İntihar edenlere göre; intihar ölüm değil vicdansızların vicdanında yaşamaktır.
Bir kişiye yapılabilecek en büyük haksızlık veya kötülük onu yalnızlığa ve haksızlığa terk etmektir. İnsan, tutunabileceği bir şey kalmadığını anladığında, hiçlikle buluşur. Tutunduğu veya tutunabileceği bir şey yoksa eğer, o da artık yoktur. O zaman kendini hiçliğin kollarına bırakarak varlığını yeniden tanımlar ki bu da intihardır.
İntihara zorlanan birey artık sağlıklı düşünemez; kendisine haksızlık yapanların hayat boyu vicdansızlığın acısını yaşayacaklarına inanır. İntiharla birlikte ölenin kendisi değil; kendisine haksızlık yapanların kinlerinin öldüğünü, kendisinin ise onların ‘olmayan’ vicdanlarında yaşadıkları sürece yaşayacağını düşünür. Tevfik Kubilay’ın da Gülçin Ersin’in hakkını birlikte savunacağız. Sorunlar karşısında birlikte hareket etmediğimiz, mücadele iradesini göstermediğimiz zaman yaşanacak şey trajedinin kendisidir. Bu büyük trajedinin muhatabı, insanlığın ortak vicdanıdır. Ortak vicdanın işlemediği, harekete geçemediği yerde yenilgi kaçınılmazdır. Kimsesizlerin kimsesi olacağız; birimiz hepimiz, hepimiz birimiz için ortak mücadele edeceğiz, hiç kimseyi yalnızlığa veya kimsesizliğe terk etmeyeceğiz.