Dolar artışını teşvik eden her türlü uygulama, açıklama; kim tarafından yapılırsa yapılsın halk düşmanlığıdır. Her şeyin ithal edildiği ülkede doların artışı vatandaşı çığ gibi ezip geçiyor. Dolar artışı, fiyatlara roket hızıyla yansıtılırken, düşüş paraşütle bile olmuyor. İğneden, ipliğe doların en yüksek seviyesine göre belirlenen fiyatlar artarak devam ediyor. Asgari ücret şimdiden pazar harçlığına döndü. Doların ateşi söndü, ama fiyat artışı sonucu vatandaşın ocağına düşen ateş sönmedi. Doların düşüşünü vatandaşın cebine yansımadı..
Bir şeyi görmek için parmağa değil; parmağın gösterdiği yere bakmak gerekir. Vatandaş, sadece doları olanları veya dolar olarak maaş alanları değil, ithalata dayalı ekonomi nedeniyle doların herkesi derinden ilgilendirdiğini fiyatlar ikiye üçe katlandığında geç de olsa anladı.
Bazılarının tuttuğu altın olurken bazılarının da elindeki altını bakır oluyor. Bazıları gece devlet bankasından, devletin kredisiyle 4 liradan dolar alıyor, sabahleyin 8 liraya satıyor, 8 liraya aldığı dolar iki ay sonra 18 liraya yükselirken, inanılmaz servetler kazanıyor. Yatırım için alınan krediler bazen dolara bazen de yüksek faize yatırılarak kazançlar katlanıyor.
Bazılarının da akşamleyin 18 liraya aldığı dolar sabahleyin 10 liraya düşüyor. Benzeri de altında oluyor bazıları 500’de alıyor kısa bir süre sonra 1000 liradan satarken, yine bazılarının bin liradan aldığı altın birkaç gün sonra 500 liraya düşüyor. Yani aynı şeyi yapanlardan az bir kısmı büyük servetler kazanırken diğerleri keriz gibi silkeleniyor.
Aynı durum arazi, arsa (gayrimenkul) satışlarında da yaşanıyor. Bazılarının aldığı yer çok kısa bir sürede altın gibi değer kazanıyor, bazılarının da değerli arsaları tarla fiyatına dönüşüyor. Vatandaşın elindeyken yeşil alana dönüşüyor, takas usulü şehir göbeğinden dağ başına tanışıyor. Arsa tarlaya dönüşüyor.
Yeşil alan sahip değiştirince bu sefer imar da değişiyor, bin, yanlış okumadınız rakamla 1000 kat değer kazanıyor, Atakum’da olduğu gibi; yeni sahiplerine 30 kat imar izni veriliyor ve de belediyeler bunu hep yapıyor. Bazıları havadan servet kazanmak için doğarken bazıları da şanslıysa havadan kazanılan servetin bir kısmıyla yapılan işte çalışma fırsatı yakalıyor. Servet kazananlar ne şansa ne de diplomaya ihtiyaç duyuyor. Servet sahibi olmaları için birilerinin yakını olmaları, fiyatları etkileyen karar ve açıklamaları önceden bilmeleri yeterli oluyor. Siz döndürmezseniz ne keser döner ne sap ne de hesap. Döndürürseniz keser de sap da hesap da döner.
Ne kadar zam sever olduk, adeta zamma davetiye çıkarıyoruz. Simit eski fiyattan satıldığı halde internette zam haberleri dolaşıyor. Fırıncının aklına gelmeyen asparagas habercilerin aklına geliyor.