Samsun Gazeteciler Cemiyeti tarafından, Milli Mücadele'nin 102. yılı ve ‘10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü’ nedeniyle düzenlenen ve Gen Yay Yön A.Yener Cabbar’ın mazereti nedeniyle katılamadığı ödül töreninde, ‘Yılın Gazetesi’ seçilen, gazetemiz Hedef Halk Gazetesi adına ödülü Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanı İlnur Çevik’ten ben aldım. Öncelikle Samsun Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Mehmet Yazıcı ve Ünal Yavuz başta olmak üzere başarılı organizasyona emeği geçenleri kutluyor, ödülü de hak ettiğimize inanıyorum.
Bizler yerel basın olarak; deniz fenerinin sisli havalarda, karanlık gecelerde gemicilere yol gösterdiği gibi halkın göremediğini görülebilir hale getirerek görmesini, duymadığını duyulabilir hale getirerek duymasını, anlamadığını anlaşılabilir hale getirerek anlamasını, bilmediğini bilinebilir hale getirerek bilmesini sağlıyoruz. Deniz feneri karanın denize en çok girdiği burunlarda bulunur ve gemicilerin dalgalı, fırtınalı, sisli karanlık havalarda güvenli geçişinde hayati rol oynar.
Korsanlar ya deniz fenerini söndürerek ya da yerini değiştirerek gemilerin kayalara çarpmasına veya karaya oturmasına neden olup, yolcuları ve geminin yükünü yağma ve talan ederler. Fener yerinde bulunmaz ve yanması gereken zamanda yanmazsa ne kadar kaptan değişirse değişsin, sonuç değişmez; gemiler ya karaya oturur ya da kayalara çarpar parçalanır, yağmalanıp, talan edilir.
Yapılması gereken feneri yerinde ve zamanında yanmasını sağlamaktır. Fenerin yeri, karanın denize en çok sokulduğu yer olduğu gibi bizim de yerimiz hakkın ve halkın yanıdır ve sabittir. Hakka ve halka yakın olan bize de yakın, uzak olan bize de uzaktır. Biz düz aynayız; ne büyük ne küçük; bize bakan kendini olduğu gibi görür. Bizi beğenmeyen ya yaptığını ya da söylediğini beğenmiyor demektir.
Şartlar ne kadar ağırlaşırsa ağırlaşsın, mum gibi yanarak da olsa aydınlatmaya devam edeceğiz. Yerel basın susarsa her şey susar, yerel basın göremezse hiç kimse göremez; algılar olguya dönüşür, gerçekler kaybolur, hainler kahraman olur, kahramanlar hain görünür, renkler kaybolur, her yer, her şey karanlığa gömülür. Karanlıkta insanlar değil; kan emen yarasalar görür.
TERÖRDEN ARINDIRILAN BÖLGEDE 3 ŞEHİT
Şanlıurfa/Akçakale hudut hattında bulunan ve Barış Pınarı Harekatı ile terör örgütlerinden ‘arındırılan’ Suriye'nin Tel Abyad kentinde, Türkiye sınırına yakın bir noktada 8 Ocak 2022’de Türk askerlerinin içinde bulunduğu askeri aracın geçişi sırasında PKK/YPG’li teröristlerce menfeze döşenen el yapımı patlayıcının patlaması sonucu 3 Kahraman Asker; Piyade Teğmen Murat Alyakut, Piyade Sözleşmeli Er Ertuğrul Ulupınar ve Piyade Onbaşı Enes Koç şehit oldu, bir er yaralandı. Kahraman Şehitlerimize rahmet, ailelerine ve silah arkadaşlarına sabır ve metanet, yaralı askerimize acil şifa diliyorum.
3 Ekim 2012'de Suriye tarafından atılan, Şanlıurfa'nın Akçakale ilçesine düşen top mermileri, ikisi kadın olmak üzere beş kişinin hayatını kaybetmesi neden olunca, TBMM Suriye’ye asker gönderilmesi kararı aldı. Türkiye - Suriye'de güvenlik sınırı 32 kilometre derinlikteki M4 karayolu olarak belirlendi ve bu bölgede güvenliğin sağlandığı açıklandı. Irak’ta yapılan operasyonların Suriye’de de sonuç alıcı bir şekilde yapılabilmesi için TBMM yetki verdiği halde neden sadece saldırılardan sonra cevap niteliğinde operasyonlarla yetiniliyor?