AK Parti'de kongre sürecine adım adım gidiliyor. Yaklaşık iki hafta sonra da AK Parti'nin yeni il başkanı belirlenecek..
Kongreye Başbakan Erdoğan da geliyor. Yani oldukça ilgi çeken bir kongre olacak..
Şu haliyle kongre sürecinde 'Genel merkezin adı kullanılarak yapılan dayatma ve ikna çalışmalarına' rağmen üç aday var.
Mustafa Acar, İshak Taşçı ve Osman Çetinkaya..
Çetinkaya öncelerde 'Tek adayım gibi' çıkışlar yaptı, yetmedi genel merkez adına bir iki isime açıklama yaptırdı ama 'tutmadı'.
Acar ve Taşçı da varız dedi. Hatta Fuat Köktaş ve Ali Talak bile halen yokum diye bir açıklama da yapmadı...
Yani çok parçalı bir adaylık süreci var.
Ve Fuat Köktaş'ın, şu an bile çalışmalarını delege bazında sürdürdüğü ve son dakikada ortaya çıkıp 'adayım' diyeceği de halen gündemde..
Ben açıkçası bu kongrenin sonuçları açısından sürpriz bekliyorum.
Bu şartlarda bol adaylı olarak seçime gidilirse, belki bu sözlerime kırılacaklar ama 'Osman Çetinkaya'nın başkan seçilmesi' sürpriz olmayacak gibi gözüküyor.
Çünkü Çetinkaya'nın karşısında çok aday olması, kazanma şansını artırıyor. 'O da bu durumdan hoşnut olabilir'.
Kongreye üç adaylı gidersek, 'seçim cepte' diye düşündüğünden de eminim..
Peki böyle mi gidilecek seçime..
İşte öncelikle bu noktada bir sürpriz bekliyorum. Yani Çetinkaya'nın karşısına tek aday olarak çıkılması..
İşte öyle bir sonuç olursa açık söylüyorum bu kez 'Çetinkaya'nın seçilmesi kesinlikle sürpriz olur'..
O nedenle;
Mustafa Acar ve İshak Taşçı'nın bu seçimde 'aday olmaktan daha çok, başka bir sorumluluğu var'..
Her ikisi de 'Partilinin barışık olmadığı, iyi yönetilmediği, küskünlükler olduğu, hatta seviyenin düştüğü' iddiasındalar..
Aynı zamanda Çetinkaya'nın Genel Merkezin adayıyım çıkışı nedeniyle her ikisi de 'sürecin başında, yarıştan alıkonulmak istendi'..
Ve Acar ile Taşçı verecekleri bir kararla Samsun'da AK Parti'nin ve yaklaşan yerel seçimlerin kararını vermiş olacak..
Sadece ben kazanayım, benim olsun, düşüncesinde değillerse ve koltuk öylesine çok önemli değilse; yapmaları gereken bir şey var..
Kim kazanmaya daha yakınsa, 'hırslarından arınarak' tek aday üzerinde uzlaşmalılar..
Her ikisinin de 'ben olmazsam asla' demediklerini tahmin ediyorum..
Oysa karşılarında 'Ben olmalıyım, sizin ne işiniz var bu yarışta' gibi söylemlerde bulunan hatta, "aba altından sopa gösteren' bir başkan adayı var..
Acar ve Taşçı için zor bir karar biliyorum ama..
'Biri diğeri adına feragat etmeli'..
Aksi halde çokt eleştirdikleri 'AK Parti yönetiminde şimdikine göre değişen hiçbir şey olmayacak'..
Hem de hiç...
Ben tartışmaya açtım; bakalım yankıları ne olacak...