Biliyorum ki; 80 yıldır kaç nesil AND'ımızı söyleyerek büyümüştür..
Cumhuriyetin kuruluşu yıllarında Atatürk’ün yanında yer alan eski hekim, milletvekili ve Milli Eğitim Bakanı Reşit Galip tarafından yazılmıştı öğrenci AND'ı..
Galip, AND’ımızı yazdıktan bir yıl sonra da vefat etti.
İlk okula adım attığımızdan itibaren 'arkadaşlarımızla birlikte, öğretmenlerin de katılımıyla' AND'ımızı söyleyerek okula girerdik..
İnsanın alışkanlıklarından vazgeçmesi elbette zor olsa gerek..
İlkokul ve ortaokul çağından sonra belki de 'sadece çocukluğumuzda kalan bir anıydı AND'ımız..
Herkesin de manasını 'içselleştirerek söylediğini sanmıyorum' açıkçası..
Ezberlemiştik ve söylerdik..
Kimse de durup dururken 'AND'ını söylemezdi elbette.. Okul çağından sonra kaç kere söylediniz bir düşünün..
Yok denecek kadar azdır eminim..
Ama "Demokratikleşme Paketi ile öğrenci AND'ı uygulamasının kaldırılması açıklandığında biliyorum ki 'çok kişinin çocukluk günleri aklına geldi'..
İçi buruklaştı.. En azından benim öyle oldu..
Çocukluğumdaki 'bir süreç' artık tarih olmuştu çünkü..
Öğrenci AND'ımızı bundan böyle ilkokullarda duyamayacağız..
Tahminim okul girişlerinde bulunduğu yerden kaldırılacak..
O nedenle bugün ezberimde kalmadığı için 'AND'ımızı tekrar okudum..
Ve okullarda kaldırıldı ancak, hafızalarımızdaki yerini koruyor..
Bir kez daha hatırlamak için, bugün öğrencilik yıllarımızın artık nostaljisi olan AND'ımızı tekrar hatırlayalım istedim..
İŞTE AND'IMIZ...
"Türküm, doğruyum, çalışkanım,
Yasam; küçüklerimi korumak, büyüklerimi saymak, yurdumu, milletimi özümden çok sevmektir.
Ülküm; yükselmek, ileri gitmektir.
Ey büyük Atatürk!
Açtığın yolda, gösterdiğin hedefe durmadan yürüyeceğime ant içerim.
Varlığım Türk varlığına armağan olsun.
Ne mutlu Türk'üm diyene...