Marketlerde gördünüz mü, son iki üç gündür.
Ramazan ayının girmesiyle, zaten zamları yapıştırdılar, ama son iki üç gündür üst üste zamlar geliyor hemen her kaleme.
En düşük emekli maaşının 7 bin 500 TL olacağını Cumhurbaşkanı Erdoğan söylediği an, zamlar başladı zaten...
Ya yazıktır 30'lu yumurta 88 lira.
Çiftli pidenin 25 lira olduğu yerde, yumurta da durmaz yerinde patateste, soğan da.
Soğan demişken önceki gün üç market gezdim soğan bulamadım.
Nedenini sordum, zam gelecekmiş dediler.
Dedikodusu bile yetiyor.
Soğan 8,75'di zincir marketlerin birinde bugün ne kadar bilmiyorum.
En düşük memur maaşının yeni rakamı telaffuz edilmeseydi inanın o zam olmayacaktı belki de.
Şimdi asgari ücret konuşulmuyor ya; hemen etiketler değiştiriliyor.
2021'in Kasım ayının asgari ücreti olan 2 bin 800 lira olarak kalsaydı da, etiketler, ev kiraları da yerinde dursaydı.
Hükümetin 'kim ne istiyorsa o kadar zam vermesi gibi' işleri artık durdurması gerekir.
Yazıktır günahtır.
Bu işin sonu yok.
Maaşa zam, marketlere, piyasaya, ete, süte zam.
Maaşlara zam yapmayın da, piyasadaki zamlar bir yerinde dursun.
Anladık seçim var, oy uğruna kim ne istiyorsa, kasanın ağzı açıldı da, bu şekilde 'piyasadaki fiyat artışlarını durdurmak mümkün değil ki'.
Benim alanım ekonomi değil ama bunu ben bile biliyorum.
Üretim pahalı oldukça, elektrik, su, akaryakıt zamları durmadıkça, maaşlara ne kadar zam yaparsan yap refahı sağlamak mümkün değil.
Bunu anlamak için 'devletin kasasının tam takır hale gelmesi gerekmiyor'...
İktidar değişikliği olsa bile, gelecek iktidarın işi de gerçekten zor.
Hem mevcudun işi zor, hem de bir değişiklik olması halinde gelecek iktidarın da.
Yaparız, ben çözerimi bırakın.
Neyi çözüyorsunuz?
200 lira Türkiye'nin en büyük parası, bir değeri kalmamış...
5 liranın yüzüne dilenci bile bakmıyor.
Bin liralık banknot çıksa kimse yadırgamaz.
Yani bu işin bir yolu olması lazım.
Her asgari ücretin artışı, sigorta primlerine, harçlara diğer giderlere artış demek.
Örneğin bizim gazetecilik mesleğini düşünün;
Resmi ilan ücretleri yeni yılda bir kez güncelleniyor ama sonrasında,
Asgari ücrete zam geliyor,
Fazla maaş veriyoruz, sigorta primleri katlanıyor.
Şu an için 1 işçinin maliyeti 13 bin lirayı aştı.
Sigorta sadece 3200 lira.
Dolar yerinde durmuyor, baskı işleri tamamen dolara bağlı.
Yılda en az 5 kez zam...
Akaryakıt sürekli artıyor; her alanda zam...
Marketler zaten otomatiğe bağlamış, zam zam zam..
Bunu niye yazıyorum;
Anladık seçim var, herkes siyasi parti kendi adına seçimi kazanmak istiyor.
Ama sürekli ağızlarınızdan 'yüksek rakamlar çıkarsa', piyasa onu anında satın alıyor ve etiketlere yansıyor.
O nedenle herkese söylüyorum.
Fiyat artışlarını durdurmayı, hatta indirim nasıl sağlanır onu hedefleyin.
Refahı öyle getirmeyi vaat edin.
Zamla buraya kadar, sonrası zaten uçurum..
Marketlere, günlük ticaret yapan iş sektörlere mutlaka bir düzenleme getirin.
Çünkü, 'zam işini siyasiler nasıl seçim malzemesi olarak kullanıyorsa;
Marketler de, o şekilde sürekli etiketleri ellerinden düşürmüyor.
Olan ise dar gelirliye, ücretliye oluyor.
Maaşına aldığı zam üç ayda eriyor..
Ev kiralarının asgari ücreti geçtiği yerdeyiz..
Daha bunun üzerine ne söylenebilir ki..
Soğan fiyatları
el yakıyor