Daha dün yazdım..
AK Parti İl Başkan adayı Osman Çetinkaya, Genel merkez endeksli konuştukça hata yapıyor ve eziliyor diye..
İşte yine benzer bir durum..
Başbakan Erdoğan gelecek diye kongre öncesi 'yine hedef büyüttü'..
Kongreyi statta yapacağım dedi ve o stadı dolduracağını da iddia etti.
Şimdi Başbakan gelmiyor. Ne olacak diye soranların dün gündemi bu konuydu.
O stat dolar mı?..
Bu sorunun yanıtını ben de 24 Haziran'da göreceğim.
Ama 'taşımalı sistem de koysa, Başbakan gelmiyorsa, zor dolar'..
Elbette Çetinkaya şimdilerde Ahmet Davutoğlu veya Bülent Arınç gibi alternatif isimleri ortaya koyuyor.
Ama başka il kongrelerine baksa sonucu görecek aslında..
Başbakan Erdoğan katılmayacaksa 'çocuk oyuncağı değil' o stadı doldurmak..
Erdoğan çekim gücü ile diğer AK Parti'nin üst siyasilerin çekim gücü aynı şey değil...
Çünkü Erdoğan gelirse, vatandaş da geliyor.. Yağmur da olsa geliyor. Kimse Çetinkaya istedi diye gelmiyor oralara..
Bunun örneğini daha önce Başbakan Erdoğan'ı yağmurda bekleyen yaklaşık 30 bin kişide gördük..
Şimdi Çetinkaya'yı bir sıkıntının aldığının farkındayım..
Daha önce de Genel Merkez'in adayıyım diyerek, yine büyük konuşmuştu ama sonra 'delege yollarına düşmek zorunda' kalmıştı..
Çünkü diğer adaylar da 'Başbakan ne derse o' deyip, meydana indi..
Şimdilerde Çetinkaya da şu sözleri söylüyor; "Kaşa göze oy vermeyin. İş yapana verin'..
Yani bir seçim olacağının, sandıktan çıkarsa koltuğa oturacağının farkında..
O nedenle peşin konuşmamak gerekir..
Çetinkaya siyaseti elbette öğrenecek..
Seçilmeden oturduğu koltuğun öyle 'günler sonrasına plan yapıp, ona göre konuşmaması gerektiğinin de' farkına varacak..
Sandıktan çıkıp gelmekle, atanarak bir koltuğa oturmanın arasındaki nüansı, bedelini ödeyerek öğrenecek..
Sandıktan çıkmanın ne kadar zor olduğunu, Başbakan olmadan bırakın stadı, meydanı doldurmanın ne kadar zor olduğunu görecek..
Partiyi karıştırıyorlar dediklerinin de 'sandığa oy atacağını', ticari ilişkilerini açıklarım diye aba altından sopa gösterdiklerinin de belki de 'delege olduğunu' ve seçimde bir oyun ne kadar önem arz ettiğini, oyların sayımına geçildiğinde 'tek tek hissedecek'..
Ama hiç bir şey bedelsiz olmuyor..
Ne ekersen onu biçiyorsun..
Keşke korku tohumları yerine, sevgi tohumları ekebilseydi..