Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek'in de böyle 'garip figürleri kentin' kavşaklarına, değişik yerlerine yerleştirme çabası vardı.
Türkiye'nin Başkent'i, kurtuluş mücadelesinde İstanbul'u tanımayarak TBMM'nin kurulduğu kentin 'misyonunu, tarihi kültürünü yok sayarcasına' dinozorlar için 8 milyon 664 bin 992 lira ödeme yapmıştı.
Kavşaklara koymuştu, Ankapark'a koymuştu.
Ankaralılar 'Bu kentin neyiyle alakalı bu dinazorlar' diye şaşırmıştı.
Hatta bırakın dinazoru, kamuflaj malzemeleri, dinozor iskeletleri ve fosillerini bile kentin çeşitli yerlerine koymuştu.
Belediye binası önüne de neden yaptığı anlaşılmayan meşhur bir fıskiye kondurmuştu.
Gariptir ama, çok garip projeleri de 'herkes tarafından hayretle izleniyordu'..
Kanal Ankara gibi bir çılgın projesinden de söz etmişti.
Ve görevden alınacağı günlerde de Külliye karşısına 'müze yapacağız' diye tuhaf açıklamalar yapıyordu.
İşin ilgincidir görevinden alınan Gökçek de, 'anket firmalarıyla işi sıkı tutar' aşırı başarılı çıkan belediye başkanları arasında yer alırdı.
Ödül ödül üzerine alırdı adeta.
Gel zaman git zaman, kazın ayağı farklıymış meğer..
Cumhurbaşkanı Erdoğan buraya kadar dedi ve 'sözde çok başarılı belediye başkanı Gökçek', kenara çekilmek zorunda kaldı. Tasa tarağı topladı ve istifa etti.
Yerine Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı olarak Mustafa Tuna getirildi. Daha doğrusu meclis seçti.
AK Partili Başkan Tuna, kendisinden önceki AK Partili Başkan'ın o garip figürlerini, projelerini ne yaptı, herkes biliyor.
Çöp gibi topladı. Hepsini kaldırdı. Hem de hepsini iki hafta içinde yaptı.
Atatürk Orman Çiftliği kavşağına yerleştirilen dev dinozor maketini vinci getirdi ve 'tak diye kaldırdı'. Diğerlerini de söktürdü. Depoya koydu.
Bir bakıma Gökçek'in belediye kasından verdiği 8 milyon 664 bin 992 lirayı çöpe attı.
Dinozor iskeletleri ve fosilleri, hepsini 'Ankara ile ne ilgisi var' diyerek, Gökçek'in gereksiz izlerini siler gibi 'söktü'.
Kanal Ankara projesini hemen iptal etti.
Belediye binası önündeki meşhur ‘fıskiye’yi de 'ne işi var burada' diyerek kaldırdı.
Milyonlar harcanan ‘Ankapark‘ projesini de durdurdu. 'Halka soracağım' dedi.
Şimdi bizim 'çok aşırı başarılı belediye başkanımız Yusuf Ziya Yılmaz'ın Samsun'da yaptırdığı 'garip figürleri düşününce aklıma şu geliyor.
Yılmaz'ın 2019'da aday olma ihtimali bence çok zayıf bir ihtimal bile olmadığına göre, "O garip heykelleri, figürleri ve de Gülsan'a yapacağını söylediği o projeler ne olacak'.
Bakın açık söyleyeyim..
Yerine bırakın muhalif bir partiden başkanı AK Partili bir belediye başkanı gelse bile;
Önce şu kavşaklara koyduğu Samsunla hiç alakası olmayan sülün heykellerini kaldırıp, atmalıdır..
Batıpark'a milyonlarca lira ödeyerek yaptırdığı Amazon heykellerini söktürmelidir.
Amazon köyünü, Samsun'un tarihine veya kültürüne uygun bir yapıya dönüştürmelidir.
O mitolojik çağın garip figürlerini 'depoya koymak yerine' atmalıdır, hatta yakmalıdır.
Sahildeki dev aslan heykellerini 'Kurtuluş kenti Samsunla ne alaka deyip, söktürmelidir'.
Görenlerin 'bu ne ya diye bakıp güldüğü' küçücük, kısacık teleferikciği de en azından yaşlıların da kullanması açısından Batıpark'taki diğer kafeye kadar uzatmalıdır.
Gülsan projesi için söylerken, 'Büyük bir cami ile Selatin caminin anlamını karıştırsa da' kökten o proje lav edilmeli, içinde dini tesis de olan ancak iş merkezleriyle kentin kalbi olabilecek alternatif projeler devreye sokulmalıdır.
Yani kısacası Gökçek'ten sonra ne olduysa, bana göre Yılmaz'dan sonrası da aynı olur.
Samsun sil baştan..