Yerel seçimler yaklaşıyor. Belediye başkanları artık yavaş yavaş seçmeniyle yüzleşmeye başladı.
Atakum Belediye Başkanı Metin Burma, dün Esenevler Mahallesi'nde vatandaşla buluşup, "Benden hesap sorun" diye söylemiş ya, işte tam o döneme giriyoruz..
Yani 'ne yapacağızı anlatma dönemi yerine 'neler yaptık, memnun musunuz' diye sorma zamanı geldi.
Samsun'un geneline bakarsanız, tablo fena değil aslında. Kent dışından gelipte, Samsun'u beğenmeyen yok dersek yalan olmaz..
AVM'leriyle, Batı ve Doğu Parkı'yla, muhteşem Atakum sahiliyle, herkesin dikkatini çeken bir şehre dönüştü Samsun bir bakıma..
Belki hemen hemen her sağanak yağmur yağışında sıkıntılar yaşasakta, trafik açısından zaman zaman içinden çıkılmaz bir hal alsa da, Samsun güzel bir şehir..
Son olarak Çalık YEDAŞ'ın çalışmalarını yerinde görmek için gelen yaygın medyanın temsilcileri Samsun'daydı. İçlerinde İstanbul'da birlikte çalıştığımız arkadaşlar olduğu için 'gece de geç saatlere kadar bazılarıyla birlikte sohbet ettik'..
Bir çoğu Samsun'a yerleşilir, çok güzel bir kent dedi. Hatta bazıları ciddi ciddi emeklilik planları yapmaya başladı...
Dışarıdan gelenler için Samsun ilk bakışta böylesine güzel bir kent.. Ama olması gerektiği kadar güzel ve yeterli mi?..
Bana göre asla değil..
Samsun'un bulunduğu konum, coğrafyası, zenginlikleri; şu anda bulunduğu yerin çok ötesinde olmasını gerektiriyor..
Hem kentsel dönüşüm açısından, hem sosyal açıdan, hem de iş alanları açısından..
İşte seçmenle, mevcut belediye başkanlarının yüzleşmesi gereken bu olacak galiba..
Başka neler yapılabilirdi. Hangi hizmetler istenildiği gibi yerine gelemedi. Nedenleri nelerdi?..
İktidar belediye başkanlarının eksiklikleri var ise 'seçmene izah etmeleri zor olacak'..
Muhalefet belediye başkanları ise 'Başkan Burma'nın dediği gibi benim arkamda iktidar yoktu" diyecek.
İlkadım Belediye Başkanı Necaattin Demirtaş, "Borçlar vardı, ama şimdi hizmet zamanı' derken, acaba 'geç kalmışsın başkan' der mi seçmen..
Ya da 'Elinden geleni yaptın, biz görüyoruz mu' der..
İşte öylesine bir döneme doğru gidiyoruz..
Artık vatandaş, seçmen pozisyonuna giriyor, mevcut belediye başkanları da yeniden koltuğa oturmak için 'aday pozisyonuna' geçiyor..
Yapılmayan yollar, onarılmayan kaldırımlar, vatandaşın isteği dışında kentsel dönüşüm furyasıyla evinden yurdundan edilmeler, yağmur sonrası oluşan seller, su basan evler, raylı sisteme uzak olmasına rağmen 45 dakikada bile gelmeyen ringlerle mağdur edilen vatandaşlardan tutun da, mücadele edilmeyen haşeratların bile hesabı Belediye Başkanlarından sorulacak..
Yani 'hesap kabarık'..
Hesabı verebilenin işi kolay.. Ya veremeyenler..