Üreten Samsun'un Yıldızları Ödül Töreni'nde yaşananları eleştirenler organizasyon hatası olarak yorum yaptılar..
Tören sonrası konuştuğum bazı kişiler, "Böyle berbat bir organizasyon olamaz" dedi.
Bir siyasi, "Bu nasıl bir organizasyondu anlamadım. Tepki gösterenler de kesinlikle haklıydı" diye eleştirdi.
Vali Hüseyin Aksoy'un, Zeki Murzioğlu ile göz göze geldiği anı anlatanlarla da konuştum.
Vali Aksoy, şaşkındı. Çünkü bir ilin Valisi olarak ekonomik gelişmeleri, ekonomik çalışmaları, hatta ekonomik beklentileri 'belli bir kronolojik gelişme aktaracaktı' temsilcisi olduğu Bakan Hayati Yazıcı'ya..
Hükümet ildeki temsilcisi olarak da anlatacakları vardı.
Orkestranın şefiydi bir bakıma.
İl Başkanı Fuat Köktaş'ın platforma ödül vermek için çağrılmaması nedeniyle gönül koyması da haklıydı.
Çünkü iktidar partisinin birinci derecedeki temsilcisiydi ve orada olmalıydı..
En zor durumda olan ise sanırım TOBB Başkanı Rıfat Hisarcıklıoğlu olsa gerek.
Kendi odalarının yerel temsilcileri, 'odalar birliğinin adını bile yanlış yazmıştı'.. Gördüğünde şaşırmıştır elbette..
Çünkü o salondaki afişin üzerinde yazdığı gibi bir oda Türkiye'de yoktu. O da 'Türkçe' Odalar ve Borsalar Birliği Başkanı değildi.
Ödül gecesinden sonraki gün gazetemizin manşetinde yer alan o büyük resimde çok önemli ayrıntılar vardı aslında..
Karışıklığın fotoğrafı gibiydi..
Platformdaki düzende de sıkıntı vardı.
Bir yandan protokol dizilmiş, ödül verecek, diğer yandan arkası dönük görevliler plaketleri protokol üyelerine yetiştirmek için telaşla koşuşturuyor..
Tam bir kargaşa..
O sırada Ticaret Borsası Başkanı Sinan Çakır, TSO Başkanı Murzioğlu'nun yüzlerinde 'sıkıntıyı ve şaşkınlığı görmek mümkün'..
Samsun'a yakışmayan gece için şunu söyleyebilirim..
Yazının başında da belirttiğim gibi, TSO Başkan adayları Servet Keskinsoy ve Fatih Öztürk'e bir konuda katılmıyorum..
Ödül gecesi sonrası 'Çok bozuk bir organizasyondu' diye eleştiren siyasi ve işadamlarına da..
Bana göre; aslında ortada bir organizasyon yoktu..
Yani organize edilmiş bir ödül töreni gibi gözükmüyordu gece..
Sanki son anda alelacele yapılmış, spontane gelişmiş, kendiliğinden olmuş da 'birileri o eksikleri kapatmak için çabalıyormuş' gibi bir geceydi..
Öyle ki; Bakan Hayati Yazıcı bile Vali Aksoy unutulunca duruma müdahale etmek zorunda kaldı..
Yazıcı, "Aslında milletvekilleri de konuşmalıydı ama ben hepsinin yerine konuştu" dedi.
Yani son anda 'olmayan organizasyona Bakan Yazıcı da bir 'replikle katıldı'..
Yoksa TSO ve Ticaret Borsası'nın birlikte yapacağı bir organizeyi takvimi belli olmasına rağmen 'alelacele yapmış' gibi sunması bir mantığa oturtmak mümkün değil.
Kısacası ortada organize bir ödül töreni filan yoktu diye tahmin ediyorum...
Ödüller hazırlatılmış, gecenin gidişatına göre de 'şekillendirilmiş' bir görünüm çıktı ortaya..
Peki Samsun'a yakıştı mı? Yakışmadı elbette..
Ne vizyonuna uydu, ne de gecenin adına..
Üreten Samsun ne yazık ki; bir afişi bile 'Eksiksiz' hazırlayamadı..
Olsun Samsun'u yöneten bir çok 'yetkili!' deneme yanılma metoduyla tecrübe ediniyor..
Bu da bir tecrübe oldu..
1- Önce kendi bağlı olduğun odanın adının doğru yazılıp, yazılmadığına bakmalısın..
2 - Samsun'un üst düzey bürokratlarının protokol sırasını iyi bilmelisin ve ona göre kürsüye davet etmelisin..
3 - Bir üst düzey siyasinin olduğu etkinliklerde o ilin en üst düzeydeki siyasilerini de atlamamalısın..
4 - Organizasyonun başındaki kişi olarak bu 'olmazsa olmazların' son kontrolünü yapmalısın...
5 - Ben yaptım oldu dememelisin..
Kontrol yapmazsan, böyle de olur dersen, 'organize yerine' adını sen koy gibi bir durum ortaya çıkar ki; bu da temsil ettiğin il ve üyelerin açısından sıkıntı yaratır..