Telefonumu arayan, mail atan, mesaj gönderen birçok kişinin şikayetinin 'Büyükşehir Belediyesi'nin icraatları’ olması artık hiç ilginç gelmiyor bana.
Büroya gelenlerin de 'şikayetleri' Büyükşehir Belediyesi.
Sosyal medyadan yapılan paylaşımları sizler zaten görüyorsunuzdur.
Gazetemizde de sürekli vermek zorunda kalıyoruz;
Çünkü bitmek tükenmek bilmiyor.
Samsun'da hatırı sayılır bir STK'nın eski Başkanı dün büromuzdaydı...
SBB Başkanı Mustafa Demir'in dönemi üzerine konuştuk.
Bana da sürekli şikayet geliyor dedi.
O sırada bir başka misafirimiz geldi o da '60 yıllık tarihi Divan Pastanesi'ni de kaldırıyormuş' biliyor musunuz" dedi.
Biliyoruz da, karşı parka bir proje işi vardı dedik.
Yok ondan da vazgeçmiş Başkan Demir dedi.
Şaşırtıcı.
Tarihi mekanlar tek tek gidiyor.
Saathane'nin geldiği hal ortada.
Tarihi sokaklarından eser yok şimdi.
Bazı tarihi alanların ortaya çıkarılması elbette güzel ama, eski ticari dokuların da o haliyle kalması 'geçmişten geleceğe bir köprüydü'.
'Beton, beton, beton ' nereye kadar.
O sırada Yazı İşleri Müdürümüz Zekeriya Fırat, 'Yarın Tekkeköy'de bazı binaların kamulaştırması ile ilgili eylem varmış, gerekli yerden izin almışlar, bizleri de davet ediyorlar' dedi.
Konuyu biliyorum. Okuyucularımız da bilirler.
Hani o dev pankart asılan, 'Cumhurbaşkanı Erdoğan'a belediye başkanlarını şikayet eden pankart'.
Gideceğiz elbette protesto açıklamasına, hemen arkadaşları görevlendirdik.
Tam farklı konulara girecektik ki; Bafra'dan 'meralarına hal projesi yapılacak olan köylüler' aradı.
Sesimizi duyurun, dedi.
Duyuruyoruz, haberlerinizi yapıyoruz dedik.
Bildiğiniz gibi son olarak bilirkişi raporu da 'Ovaya hal binası yapılamaz' şeklinde gelmişti.
Takipçisiyiz.
Belki inanmayacaksınız ama tam misafirleri yolcu ettim, eski bir belediye başkanı aradı.
20 dakikadır Shell kavşağını geçemedim dedi.
Güldüm.
Ben her gün yaşıyorum aynı çileyi dedim.
Samsun'a akıllı trafik yaptılar ya 214 milyon liraya.
Ama o akıllı ışıkları bir türlü göremedik.
Hepsi zaman ayarlı.
Atakum'da bazı kavşağa girdi-çıktıları ve dönüşlerdeki açılan yan yollar dışında bir iyileşme göremedim.
Bazı yerlerde ışıklar dikkat anlamında yanar şekilde bırakıldı çünkü, kımıldamıyor trafik adeta.
Geçtiğimiz gün berberime gidecektim, taşındım abi ben dedi.
Nereye diye sordum; Atakum'a dedi.
Neden dedim.
Büyükşehir Belediyesi Çiftlik Caddesi'ne otopark yapacakmış, o nedenle bizim binaları kamulaştırdı, 6 yıl önce 250 bin liraya aldığım yere 250 bin lira gibi bir bedel çıkartmış dedi.
İsyan ediyordu.
Aracımı tamir ettirmek, bakımı yaptırmak için gittiğim sanayi esnafı en rahat ettiğim yerlerdendir.
O nedenle 1 saatlik işim varsa, uzatırım 2 saat kalırım.
Telefonlara da çok gerekli değilse bakmam orada.
Çayımı yudumlar işimin yapılmasını beklerim, çalışan usta, çırak ilişkisini izlerim.
Ataerkil yapıdır onların arasındaki hareketler, konuşmalar.
Ama ne mümkün çayı yudumlamak.
Yandaki komşu geldi, 'Ne olacak abi bizim halimiz' dedi.
Ne oldu ki diye sormama gerek yoktu, çünkü konuyu biliyordum.
Gülsan'dan taşınması gereken esnaf, Toybelen'e gidecekti ama dükkan kiraları 2,3 misli artmış.
Milyonlardan söz ediliyor artık.
Nasıl çıkarız bu işin içinden, o para nerede bizde. O kredileri ödeyemeyiz ki. Herkesi sırayla bankaya çağırıyorlar yeni sözleşmeler için dedi esnaf.
Zor tabi ki işleri.
Allah kolaylık versin.
Tüm bunları aynı gün ya da bir kaç gün içinde yaşamanın zorluğunu düşünebiliyor musunuz?
Ben hemen her gün bu tip şikayetleri dinleyip, gerekirse haber yapıyorum, kamuoyuyla paylaşıyorum.
Ama bunların yanı sıra 'Heyelanlı tarım arazisini imara açmak isteyen bir zihniyetle' uğraşıyor Samsun.
AFAD toplanma alanını betonlaştırmış bir ekiple.
Daha önceki belediye başkanının yaptıklarının bazılarını yıktığı gibi, milyonlarca lira harcanarak yapılan işlerin çoğu da mahkemelik ve bazılarını da yargı durdurdu.
Alo 153, Minibüs terminali, Cumhuriyet Meydanı kentsel dönüşümü gibi.
İşin en garibi ise ne biliyor musunuz?
Büyükşehir Belediyesi'nin şu an ki yönetimi değişse, şu yapılanlardan bir çoğu askıya alınır.
Kente bir rahatlama, bir barış gelir.
Belki yeni yönetim önceliğini 'Kentsel dönüşümlere verir'.
Vatandaşı tedirginlikten kurtarır, umut olur.
Kesinlikle tahmin ediyorum ki; 'Heyelanlı tarım arazisini imara açma teklifini bir dakika elinde tutmaz çöpe atar'.
Samsun'un riskli binalarını gözden geçirir.
Gülsan esnafını zora sokacak fiyatları belki esnafın lehine günceller.
Ne bilelim umut ediyorum işte;
Mesela bakın, örnek olsun diye yazıyorum Bandırma Belediyesi deprem sonrası bir çalışma başlattı.
Deprem Afeti Öncelikli Toplantı.
Deprem afetine hazır bir Bandırma için çalışma yapıyorlar.
Kahramanmaraş merkezli meydana gelen yıkıcı deprem sonrası tüm gündemini değiştirdi ve önceliği depreme hazırlığa kaydırdı.
Bakın kimler var heyette.
* Mimarlar Odası,
* İnşaat Mühendisleri Odası
* Harita Mühendisleri Odası
* Elektrik Mühendisleri Odası
* Makine Mühendisleri Odası
* Ve belediyenin konuyla ilgili yetkilileri..
Yapacakları işlemler;
* Mevcutta bulunan jeolojik zemin yapı raporu
* Teknik raporlar.
* Yapı denetimleri ile ilgili mekanizma kurulacak.
* Şantiye şeflerinin beton dökümü öncesinde inceleme yapılacak.
* 2000 yılı öncesi yapı stoku belirlenecek.
* Parsel ölçeğinde riskli binaların güçlendirilmesi yapılacak.
Ne kadar güzel bir çalışma değil mi?
Kentin tüm dinamikleri elini taşın altına koyacak ve kentlerini geleceğe güvenilir bir şekilde hazırlayacak.
Dönelim Samsun'a.
Bu zamana kadar Büyükşehir Belediyesi'nin böyle bir çağrısı olduğunu hatırlayan var mı?
Tam tersi Mimarlar Odası ile sürekli davalık.
Yani şunu diyorum.
Samsun'da Büyükşehir Belediyesi'nin yönetiminde bir zihniyet değişikliği yaşansa;
Bu kent lehine ne kadar değişiklikler olabilir.
Şimdi düşünün siz Bandırma Belediyesi'nde böyle bir oluşum varken 'Heyelanlı tarım arazisini imara açmak gibi bir girişim yaşanabilir mi’?
Sözü edilebilir mi?
Meclise gelebilir mi?
Başkan o teklifte ısrar edebilir mi?
İşte iki zihniyet arasındaki fark siyah ile beyaz kadar nettir.
Bandırma'da toplumun kanaat önderleri, ilgili STK'nın temsilcileri ortak karar alıyor;
Samsun'da ise geleceğimizi 'Başkan ve meclisteki gölgelerinin' iki dudağından çıkacak sözler belirliyor.
Ve o nedenle bu kent böyle geriliyor.
O nedenle 'Büyükşehir yönetimi bu kadar eleştiriliyor'.
Büyükşehir Belediyesi hepimizin;
Sıkıntı olan kenti geren 'Ben yaptım oldu' diye direten yönetim.
Olay budur.
Bir değişim çok şeyin değişimi demektir.
TEKKEKÖY'DE BUGÜN EYLEM GÜNÜ
Bandırma Belediyesi'nin
örnek 'STK çalışması'
Samsun'da 'riskli bölgeler imara açılmak istenirken, Büyükşehir Belediyesi'nin betonlaşma ısrarı sürerken, Bandırma Belediyesi'nde 'STK'lar ile belediye birlikte çalışma başlatıp, kentlerini olası depreme hazırlıyor'.