MHP'nin il kongresi seçimleri olduğunda kaybeden aday Recep Güleroğlu, "Seçimlerin iptali" için İlçe Seçim Kurulu'na başvurmuştu.
Sonrasında genel merkez geri al dedi ama o da bir duruş ortaya koydu. Aslında 'genel merkeze yapılan bu duruş' İl Başkanı seçilen Şaban Kılıç'ın durumunu resmileştirmekten başka bir şey değildi.
Öyle de oldu.
Şaban Kılıç bu kez, genel merkez tarafından kongreye kadar başkan olarak atandı.
O zaman da yazdığım yazımda Recep Güleroğlu'na yakışan 'Bu işin üstüne gitmemektir" diye yazdım.
Aslına bakarsan o da gitmek istemiyordu ama 'önce itiraz et, sonra geri al sözüne karşı direniş gösterdi'...
Dün MHP İl Başkanı Şaban Kılıç'ın sözleri aslında sürecin bu kısmını tümden kapsıyor..
'Sandıktan çıktık, ama adliyeden çıkamadık'..
Ne kadar doğru bir söz. Kaybetmesi bilmek gerekir. Çünkü 'neden kaybettiğinden ders çıkaran, kazanmasını da öğreniyor demektir'..
Şimdi bugünlerde 'sandıkta kaybedenlerin benzer versiyonu da' AK Parti'de yaşanıyor..
Şimdilik dedikodu şeklinde gidiyor ama dillendirilmesi bile 'parti içinde sıkıntıya yol açıyor'..
Sandıktan galip çıkan, sevinemiyor, sandıkta kaybedip biraz dinlenmek isteyen, hatta düşünce moduna geçmek isteyeni de rahat bırakmıyorlar..
Osman Çetinkaya, daha önce de yazdığım gibi rahatlıkla kazanabileceği bir seçimi kaybetmiştir..
Ama sonuçta, delegelerin oyuyla bu sonuç ortaya çıkmıştır..
Demokrasi işlemiştir ve bayrağı bir başka arkadaşı devralmıştır.
Şimdi eğer 'itiraz, genel merkezin görevden alma gibi girişimlerde bulunanlar' kendisinin dışında bunları yapıyorsa, öncelikle Çetinkaya buna dur demeli..
Yok eğer kendi böyle bir girişim içindeyse, bu kez 'ikinci kez kaybeder ki, bu görevden alma gibi bir istediğinin gerçekleşmesi halinde bile değişmeyecektir'..
Yani kazanan bir il başkanı varken onu koltuğundan kaldırıp, yerine oturmak; hiç de yakışık kalmaz..
Bu Çetinkaya da asla yakışmaz..
Zaten bir gerçeği vurgulamak isterim..
Osman Çetinkaya, kongre salonunda önemli bir sınav vermiştir..
İstese o kürsüye çıkmayabilirdi.
Delegenin tercihine küsebilir ve anında kulis başlatabilirdi.
Ama o büyük bir olgunlukla Köktaş ağabeyini kutlamış ve 'Bayrağı şimdi devrediyorum, başarılar diliyorum' diyerek, bir il başkanından bekleneni yapmıştır.
Şu andan itibaren Genel Merkez'in görevden alması ya da itiraz ile uğraşacağını da sanmıyorum.
Bunlar dedikodu olmalı..
Yoksa Fuat Köktaş'ın kazandığı seçim 'bir Samsun gerçeğidir'..
Köktaş, milletvekili seçimlerinde temayülden birinci çıkmıştır. Ama sıralamaya konulmamıştır.
Kongreye dört gün kala da sahaya inmiş ve seçim kazanmıştır..
Yani Samsun'da Köktaş, kim ne derse desin bir realitedir...
Bunu görmemek, kabullenmemek ise 'abesle iştigaldir'..
Bu nedenle MHP'de Şaban Kılıç'ın başına gelen Fuat Köktaşı'ın başına gelmemelidir.
Sandıktan çıkmıştır, olay bitmiştir...
Çetinkaya'ya ve AK Parti'ye yakışan da bundan ibarettir..