Dün birinci sayfadan verdim.. Bugün de yorumunu yapıyorum..
TBMM Adalet Komisyonu’nda kabul edilen 3. Yargı Paketi’nin CMK ve Basın Suçlarına maddelerini inceliyorum bir kaç gündür..
Her ne kadar camiamızda, 'gazeteciliği yapma dercesine' yorumlanırken, gazeteciliğin yaygın ve yerel medya açısından 'yerlerde süründüğü', eline kalem alan herkesin 'ben bu işi böyle yaparım' dediği bir dönemde gerekli bir düzenleme diye düşünüyorum..
Böylesine bir süreç aslında gerekliydi..
Detaylarına bakıldığında bizim meslek açısından çok önemli olan bu maddeler, 'aklına geleni yazan 'kaztecileri', gazetecilerden kısa sürede ayıklar gibi görülüyor..
Bizim meslek bir bakıma da 'özgürce yazma ve bilgi verme sanatıdır'..
Ancak, özgürlük bir başkasının 'özgürlük alanına' girene kadar mümkündür..
Peki nasıl olacak ikisi bir arada diye düşünmeye gerek yok.. O nüans 'sanat, mesleğe saygı ve emek' kısmıyla izah edilebilir..
Mesleğe balıklama dalanlar, elbette sığ sularda boğulmak zorunda kalacaktır..
Bu işi bilenle, bilmeyeni birbirinden ayıklayacak bir düzenleme olduğu için 'yankıları ve sonuçları da çok çabuk' görülecek gibi..
Bir çok 'kazteci' cezaevine gider mi, evet işini adam gibi yasal çerçevede yapmazsa gider..
Gazeteci ise işine devam eder..
Çamur at izi kalsın, karalama, iftira, şantaj, tehdit, yalan haber, özel hayatı ihlal yapanlar, 3. Yargı Paketi'nden sonra açık söylüyorum;
"Paket olur"..
Şöyle ki;
31 Aralık 2011 tarihine kadar basın yayın yoluyla işlenen, adli para cezası ya da üst sınırı 5 yıldan fazla olmayan hapis cezasını gerektiren bir suçtan dolayı kamu davası açılması ile kovuşturmanın veya kesinleşmiş olan mahkumiyet hükümlerinin infazı ertelenecek.
Ama hepsi değil...
Bir suçtan dolayı diyor. Yani bir den fazla dosyası olanlar ve bu tarihten sonra açılmış davalar, 'YANİ 2012 YILI DAVALARI' bu kapsamda değil..
Peki ne oluyor o zaman..
"Paket durumu oluyor".. Yani ceza infaz ediliyor..
Ama hepsi bu da değil...
3 yıl içinde aynı suçtan bir kez daha hakkında dava açılırsa, diğer ertelenen davalar da tekrar kovuşturma kapsamına alınacak. Yani katmerli cezalar ardı ardına gelecek..
Yani kaç tane ertelenmiş davan varsa, hepsi aynı sepete konuluyor.. Hem de ertelenmiş olsa dahi..
Ancak; Kamu davasının açılmasının veya kovuşturmanın ertelenmesi kararı verilen kişinin erteleme kararının verildiği tarihten itibaren 3 yıl içinde yeni bir suç işlememesi halinde, kovuşturmaya yer
olmadığı veya düşme kararı verilecek.
Bu kısım 'iyi haber gibi gözükse de' sıkıntı aslında daha da büyük..
Elimde kaset var, ses kaydı var diyenlerin başı dertte..
Hele 2012 yılında işlenmişse!..
TCK’nın “Özel hayatın gizliliğini ihlâl” başlıklı maddesinde ise özel
hayatın gizliliğini ihlal edenlerin 6 aydan 2 yıla kadar hapisle
yargılanacağı, bunları ifşa edenlere 1 yıldan 3 yıla kadar ceza verileceği,
basın yoluyla suçun işlenmesi durumunda cezaların yarı oranında
artacağı ifade ediliyor.
Haberleşme ihlalleri de artan cezalar kapsamında. Hapis cezasının alt sınırı 6 aydan bir yıla, üst sınırı da 2 yıldan 3 yıla çıkarılacak. Bu kayıtları ifşa edene 2-5 yıl hapis cezası verilecek. .
'İnternette buldum ben de yayınladım' dönemi de kapanıyor. “ifşa edilen verilerin basın yayın yoluyla yayımlanması halinde aynı hüküm uygulanır” ifadesiyle internet sitelerine sızan ve buralardan alınarak haber yapılan tüm yasadışı dinleme kayıtlarının yayınını da 'ağır suç' kapsamında..
Siteleri kaynak göstererek, yasadışı ses ve görüntü kayıtlarını yapanlar ağır hapis cezaları ile yargılanacak.
Bu maddelerin çoğu zaten basın meslek ilkeleri kapsamında yer alıyor.. Gerçekten gazeteciyim diyebilen herkes de, işini bu kurallar çerçevesinde yapıyor..
Öyle de olmalı..
Kaztecilere gelince...
Onlar bunu çok sevmeyecek. Çünkü sıkıntı var bundan öncesi ve sonrasında..
Yani dönem ilginç.. Sorumlu yazı işleri müdürlerinin, yazarların, muhabirlerin işlerini adam gibi 'gazeteci gibi' yapmaları gerekiyor..
Yoksa adres belli..
'cezaevine paket'...