Samsunspor Başkanı Kazım Yılmaz'a, eski başkanlardan Hakkı Tomaç'ın 'Başkan Yılmaz kalmalı' şeklinde sözlerini gördüm dün bir haberde..
Kal.. Gitme.. kalmalısın...
O sözleri gürünce hayırdır 'giden mi var yoksa' diye düşündüm..
Samsunspor, Süper Lig'e çıktığı zaman, Erkut Tutu ile devam etmeliydi bana göre..
Ama olmadı. Parasızlık ve yoksullukta Erkut Tutu üstlendi o ağır sorumluluğu, ama işin 'tatlı kısmı gelince taliplileri arttı'..
Reklamları sevenler, bir bir ortaya çıktı..
Oysa Süper Lig'de para sorunu da yoktu.
Spor toto ve yayıncı kuruluştan gelecek paralarla 'nokta atışı transferle' iyi bir takım oluşturulabilirdi.
Ki; Samsunspor akıl almaz hatalı transferlere milyonlarca lira akıttı..
Teşekkür bile edilmeden Samsunspor'un başından ayrılmak zorunda kalan Tutu, bu konuda hiç konuşmadı..
Ama Samsunspor'u uçuracağız diye 'öne çıkanlar' takımı küme düşürdü. Hatalarını göremedi. Taraftarın bile uyarılarını dikkate almadı..
Balık lokantalarında 'sohbetler yapılırken' güzeldi ama takım baş aşağı gitmeye başlayınca önce balık severler yollarını ayırdı..
Samsun'da yazmayan köşe yazarı, yazmayan spor yazarı, muhabir kalmadı.
Taraftarlar bile 'başkan düşüyoruz gönder şu Petkovic'i' diye yalvardı ama; Başkan 'ikinci yarıdan umutluyum gibi bildik sözler söyledi'..
Yani sonuç olarak bu takım şöyle düştü..
*Yetersiz bir hocayla başlandı.
*Hatalı transferler yapıldı.
*Süreç iyi takip edilemedi.
*Kötü gidişata müdahil olunamadı.
Sonuç olarak Başkan Yılmaz etkisiz kaldı. Başkanlık koltuğuna oturmaya nasıl aday olduysa, Samsunspor'u aldığı yere getirmeden 'gitmesi' düşünülemez bile..
Yani sorumluluk onundur..
Ve bu sorumluluklar dururken, 'gidecek mi, kalacak mı diye bir tartışmanın ortaya atılması bile garip ve ilginçtir'..
Süper Lig'deki Samsunspor için 'taşın altına elini koymaya gerek yoktu belki ama';
Şimdi 'taşın altına elini koyma zamanı gelmişken' nereye beyler...
Böyle bir şeyin sözü bile edilemez..