Günlerdir yazıyoruz, yazıyorlar ve hangi kanalı açsanız Samsun konuşuluyor..
Samsun bir felaket yaşadı. Öyle basit de değil. Tam 12 kişi can verdi bu su baskınında..
Sel su taşkınına dönüştükten, sonra 'yanlış yerlere yapılan konutları basmasıyla su baskınına dönüşmüş ve hayatları kararttı.
İşte ihmal ve sorumlular aranıyorsa, 'kimler görevini yapmamış' o noktaya çok iyi bakmamız gerekir..
Sanırım Cumhuriyet Savcıları da bu ölümleri araştırırken, bu noktaları göz önünde bulunduracaklardır..
Bir kentte su baskını neden olur, öncelikle onu irdelemek gerekir..
*Yer altı suları kontrol altında değildir.
*Yer üstü suları kontrol altında değildir.
*Su tahliyesi için alt yapı yeterli değildir
*Su taşkınına sebep olacak akarsular kontrol altında değildir.
*Suyun akış yolundaki planlamalar yanlıştır.
*Yeterli dere ve kanal ıslah çalışması yapılmamıştır.
*Yanlış yerlere konut yapılmıştır.
Bunlar ilk akla gelenler.. Samsun'da sokaktaki vatandaşa bile sorsan bunları söylüyor...
Ama dahası var...
a) Meteorolojik afet için bir erken uyarı birimi ivedilikle oluşturulmalıdır (Meteoroloji Samsun için uyarı yaptı mı, evet yaptı)
b) Günümüzde yağış alanları ve yağış yoğunluklarının belirlenmesinde oldukça etkili bir biçimde kullanılan Doppler Radar sistemleri ve uydu dataları ile çalışan erken uyarı birimleri teşkil edilmelidir.
Var mı Samsun'un böyle bir şeyi. Hiç duydunuz mu. Böyle bir uyarı yapıldı mı şimdiye kadar. Ben hatırlamıyorum. Ama sahilde tur atmak için Samsunum1 Gemisi var di mi?..
c) Bu uyarı birimi ile koordineli olarak çalışacak il ve ilçelerde kurtarma birimleri oluşturulmalıdır.
(Erken uyarı birimimiz yok ki)
d) Bölgesel radyolar herhangi bir tehlike anında halkı bilgilendirerek uygulayacakları yöntemler konusunda uyarıda bulunmalıdırlar.
(Biz de radyolara böyle bir görev verildi mi. Uyarı birimi olmayan bir ilde radyolar sadece 'şarkı türkü', söyler)
e) Sel öngörüsü için özenli istatistikî çalışmalar yapılmalıdır.
( Atakum Belediye Başkanı Metin Burma Büyükşehir Belediyesi'ne rapor verdim diyor, ne yapılmış bugüne kadar. Başkan halen isyanda)
f) Yerel belediyelerce dere ve nehir yataklarına yerleşim konusunda titizlik gösterilmeli. Buralarda yerleşimin önlenmesinin yani sıra, oluşacak engeller düzenli olarak temizlenmelidir.
(Biz de tam tersi. TOKİ bile dere yatağının yanına konut yapar. Bodrum kata da kapıcıları yerleştirir. Sonuç ortada. Boğularak öldüler)
g) Dere ve nehirlerin denizle birleştiği kanallar düzenli olarak temizlenerek açık olmaları sağlanmalıdır
(Biz yağmur suyunu daha denize dökemedik ki)
h) Kanal ıslahı yapılmalıdır.
(Derelerin ıslahı Büyükşehir'in diye açıkladı Canik Belediye Başkanı Genç. Büyükşehir'den tek ses var mı)
i) Koruyucu set ve gölet yapılmalıdır..
(İlkadım Belediye Başkanı Demirtaş da önceki gün aynısını söyledi ve Avrupa'dan örnek gösterdi. Suyun hızı kesilseydi bu olmazdı dedi. Biz de Avrupa'ya giden belediyecilerimz, neler yapıyor, gezip geliyor)
j) Ormanlık alan korunmalı ve artırılmalıdır..
k) Yerleşim alanları doğru bir şekilde seçilmelidir.
(Kuzey Yıldızı'nın seçildiği yeri devletin TOKİ'si seçti. Diyecek bir şey var mı bu konuda)
l) Doğal afetlere karşı sigorta sistemi geliştirilmelidir.
(Selden zarar gören büyük bir AVM'deki firmaların sigortalı olmadığı iddiası gündemde. Bu soru zaten yanıt bekliyor)
m) Halkın ve görevlilerin bu tür konularda eğitimi sağlanmalıdır..
(Bu çok ilginç aslında. Böyle bir eğitim 5 yılda bir sel yaşayan Samsun'da hiç duymadım. Ama bırakın eğitimi, suların yükselmesine rağmen kapıcılar ve aileleri bile evlerinden tahliye edilmemiş)
Samsun'da hangi kurum ve kuruluşlar, Samsun'un yaşadığı selden önce yukarıdaki çalışmaları yeterince yaptı; sorgulanması gerekir..
Bunlar aslında benim fikirlerim değil. Sivil Savunma Teşkilatı Başkanlığı'nın sitesine girin 'Bu başlıklar orada 'Selden korunmanın genel hükümleri başlığı altında toplanıyor'.
Ayna gibi hangi kurum görevini yapmamış ortaya çıkıyor..
Ve kim ne derse desin. Bu bir afettir tamam ama bu kentin Büyükşehir Belediye Başkanı 'yaşanan bu su baskınıyla ilgili' en az Canik Belediye Başkanı kadar vatandaşıyla yüzleşmelidir..
Kimin nerede eksiklikleri vardır. Neleri yapmaları gerekiyordu da yapmadılar, yapamadılar, bunları anlatmalıdır..
Neden koruyucu set ve göletlerimiz yoktu. O derenin taşması halinde nerelere zarar vereceğiyle ilgili 'sel öngörüsü' neden geliştirmediler ve kamuoyunu bilgilendirmediler..
En azından selde hayatını kaybedenlere bir özür borçları var..
Not: Çalık YEDAŞ, selden zarar görenlerden iki ay elektrik parası almayarak yine bir sosyal sorumluluk ortaya koymuş. SASKİ, SAMGAZ, TELEKOM gibi diğer yatırımcı kuruluşlar da selden zarar görenlerin yarasını sarmak için benzer bir uygulama yapmayı düşünmeli. Gün, yardımlaşma ve destek olma günüdür. Çalık YEDAŞ'ın gösterdiği sorumluluğu diğer kuruluşlar da yerine getirmeli, diye düşünüyorum. Bakalım kim katkı verecek, hep birlikte göreceğiz. Çalık YEDAŞ Genel Müdürü Nurettin Türkoğlu'nu, örnek davranışı nedeniyle kutlarım..