Yerel seçimlere beş ay kaldı..
Şu an temayül, aday adayları, yarışları, ilanları, mesajlarıyla ve hatta kim aday olur, kim olmaz tartışmalarıyla AK Parti hep gündemde..
Aslına bakarsan aday adaylarının siyaset arenasında verdiği yarış öyle ön plana çıktı ki; şimdilerde 'mevcut belediye başkanları ve parti teşkilatları' gerilerde kaldı..
Yani gündemde olan aday adayları..
Ve ilginçtir ki; bunların hemen hemen tamamı AK Partili..
MHP'nin adayları açısından Atakum'da ciddi, CHP'nin ise İlkadım İlçesi'nde 'biraz hareketli' dönemi olmasa, seçimin AK Parti'nin aday adayları arasında yapıldığını konuşacağız sanki..
Atakum'un CHP'li Belediye Başkanı Metin Burma, İlkadım'ın MHP'li Belediye Başkanı Necaattin Demirtaş, 'kamuoyu anketlerinde' iyi durumda olmasa, yarış AK Parti'nin yarışı denilecek noktada gibi gözüküyor..
CHP ve MHP'nin bu yazdığım ilçelerin dışında neredeyse 'yarışı bırakın' mücadelesi bile gözükmüyor gibi..
Basına yansıyan haberlere bakın; kimse yok ortada..
İlanlara akın, 'AK Parti gazetesi oldu sanki' bütün gazeteler..
Olaya kamuoyu yani okuyucular tarafından bakıyorum; yorumlamak ve anlatmak çok zor..
'Hepsi AK Parti'nin ilanlarını kullanıyor, AK Partili aday adaylarının haberlerini veriyor' deseler haklı..
Ancak sevgili okuyucularımız durum öyle gördüğünüz gibi değil..
Olsa da kullansak haberleri diyoruz ama inanın 'rutin açıklamaların' dışında bir şey bulmak çok zor..
Bir heyecansızlık, bir durağanlık almış başını gidiyor..
Hadi kapı kapı çalışıyorlar medya iletişim araçlarını kullanmıyorlar diyeceğiz ama onu da göremiyorum..
Bugün bir ilçeden bir aday yakını arıyor.. Aday yakını MHP'li..
'Nasıl görünüyoruz oradan' dedi..
Ben de 'görünmüyorsunuz ki' dedim..
Niye diye sordu anlattım..
"Ne yaptığınızı bilmiyoruz. Başkan aday adayı neler yapıyor onu da bilmiyorum. Seçmeni ziyaret ediyor mu, ilçede çay içip sohbet mi ediyor onu da bilmiyoruz. Ama aynı ilçenin AK Partili Belediye Başkanı'nın sürekli seçim haberleri geliyor. Siz sanırım gizli bir çalışma yapıyorsunuz' dedim.."
Önce şaşırdı, son söylediğim cümleyle güldü..
"Abi çalışıyoruz ya. Ama haber yapıp basına geçmiyoruz. Nasıl yapacağız" diye sordu..
Şimdi hep birlikte Amerika'yı yeniden keşfedeceğiz anlaşılan..
Yapılan çalışmaları habere dönüştürüp, resimlerini çekip atacaksın basın bürolarına, dedim..
Yani bu hep böyleydi ve yolu da budur..
Ama sanırım halen, farkında değiller..
Yani bir basın ekibi yok.. Daha önce bu işlerde çalışmış ekibi de yok..
Takım elbiseyi giyip, yola revan olmuş..
Verdiği mesajları ezberlemiş her gördüğüne anlatıyor. Projeler ezberde, tek tek anlatacak başka çare yok..
21. yüzyılda 'nasıl yapacağız' diye sorduğuna göre; sanırım kazayla belediye başkanı seçilirse de "belediye hizmetlerini" belediyenin hoparlöründen duyurmak isteyecektir..
Aslında çok şey yapmasına da gerek yok..
Herhangi bir yerel gazeteyi eline alsa ve şöyle göz gezdirse, AK Partili aday adaylarının neler yaptığını görebilecek ve o haberlerin 'dumanla gönderilmediğini de anlayacak'..
Ama basını bile takip etmeden Belediye Başkan adayı olmaya kalkılırsa, daha çok sorarlar 'ne yapmamız gerekir' diye..
Sonuç olarak olay şudur..
Hem CHP'nin, hem de MHP'nin İl ve merkez ilçe yönetimlerinde bu işleri iyi organize eden 5'er adam sayabilirim..
Mesele, yapamamak değil, il ve ilçelerle adayların koordine olamaması..
Yani kısacası heyecan eksikliği..
Heyecanı olmayan neden aday olur onu asıl anlamıyorum..