Dolar 18 lirayı aştığında öyle bir köpürmüştü ki; 8 liralardan 'baloncuklar oluştu adeta'.
Aynı anda marketlerdeki etiketler de her gün köpürüyordu.
Şişti, şişti bir anda rakamlar yüzde 60 arttı.
Tane işi meyve sebze dönemi başladı.
Bu arada akaryakıt fiyatları da her gece saat 24.00'den sonra kabusa döndü.
Köpüklenme orayıda sardı.
Köpüğü biraz fazla kaçırdılar, dolar arttıkça, fiyatı da arttı.
20 Aralık'ta iktidar köpük alma operasyonunu başlattı.
Maliye Bakanı Nureddin Nebati'yi bile şaşırtan hatta 'Biz bir şey yaptık mı arkadaşlar' dediği olay gerçekleşti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan kur korumalı TL mevduat hesabını devreye soktu.
Köpüklerdeki balonlar bir anda öyle söndü ki; dolar bir anda 10 lira seviyelerine kadar geriledi.
Ama bir şey daha oldu.
Dövizdeki köpüğün gitmesiyle, marketlerdeki etiketlerde, akaryakıt fiyatlarında da 'köpüklenmenin son bulması' beklentisi bir türlü gerçekleşmedi.
Fiyatlarda dövizin gerilemesine rağmen milim şaşma olmadı.
Zamda istikrar devam etti. Köpüklenme sürdü.
Gazete çıkartmak baskı maliyetleri de bu arada köpüklenmişti.
Yüzde 60'a varan artış yaşandı.
Dövizdeki köpük gidince şişmiş fiyatlar geri döner sandık, olmadı.
Çünkü o arada kağıt fiyatları patlamıştı.
Kalıp da öyle.
İşçilikte yüzde 50 artış vardı.
Ve yılbaşı gecesi olanlar oldu.
Elektiriğe yüzde 52-130 arası zam geldi.
Doğalgaza da yüzde 25.
Sabah uyandığımızda, Karadeniz'in dalgalarının kabarması gibi, köpüklendi ortalık.
Bir çok resmi harç yüzde 36.80 zamlandı.
Yeni zamların habercisiydi bunlar.
Öyle de oldu.
Döviz yine köpüklenmeye başladı.
An itibariyle 13.87 TL.
Bugünü kestiremiyorum.
Enerji ve diğer giderlerin artışları yine etiketlere yansımaya başladı.
Dar gelirlinin işi daha da zorlaştı.
Hükümet 'köpüklenmenin adını müsilaj olarak' değiştirdi ama şu an için bir değişim yok.
Adı değişse de 'köpük ya da müsilaj olsa da' zamlar durmuyor.
Ekmekçi sıraya girdi zam yapmak için bekliyor.
Ve dün..
Akaryakıt fiyatlarındaki artış sonuçta dolmuş ücretlerini köpürttü.
Samsun’da hat dolmuşçuları yüzde 25 arttı ve 4 liradan 5 liraya yükseldi.
Peki yetti mi bu zam dolmuşcuya.
Yetmedi.
"7 TL’den aşağısı bizim için zarar" diyorlar.
Biraz daha köpürtelim demiyor aslında, durumu kurtarmaya çalışıyor.
Peki haksız mı, kesinlikle haklı.
Çünkü akaryakıt fiyatları yerinde durmuyor.
Vatandaşlar bile ilk kez hak veriyor bu zamlara.
Sevindiren tek karar öğrenciler eski tarife olan 3,5 TL ödeyecek.
3. Hat Dolmuş Başkanı Ercan Güder, “Son 6 ayda biliyorsunuz ülkemizde her şey 2-3 kat zamlandı. Türk Lirası değer kaybetti" diye zammın yetersizliğini vurguluyor.
Eskiden zamlar o sektörün esnafını memnun ederdi, şimdilerde, zamma rağmen zorlanıyor.
Nedeni de çok açık.
Dolar indi, akaryakıt yine artıyor.
Enerji giderleri yüksek.
Marketler şişti.
Dolmuşçu da senin benim gibi yaşıyor sonuçta.
Kendimizden biliyoruz, 2,5 lira sadece baskı gideri olan gazeteyi 1,5 liradan satıyoruz.
Vatandaş arabasına binemez hale geldi.
En az yakan araç kilometrede 1 liralık yakıt tüketiyor.
Benim aracım kokluyor dönemi bitti artık.
Koklamak bile çok pahalı.
Yani sonuç olarak, köpük mü, müsilaj mı bilmem, adı ne olursa olsun ama;
Fiyat istikrarı oluşsun.
24 saat içinde nereden zam çıkacak, kestiremiyoruz artık.
Yoruldu millet.
DOLMUŞ ÜCRETLERİNE ZAM GELDİ, DOLMUŞCU SEVİNEMEDİ
Dolmuş ücretleri Samsun'da 4 liradan 5 liraya çıktı ancak, zam kararı gündemdeyken akaryakıta yine zam geldi. Dolmuşcular, sevinemedi.
Bu zor şartlarda mesleğini özveriyle yapan, kamuoyunu doğru bilgilendirme adına gerçeğin peşinde habercilik yapan tüm meslektaşlarımın 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü'nü kutluyorum.
Neden halen bölge adlı tip kurumu icin adım atilmadi